Yıkılan binada 4 yakınını kaybeden Nevruz’dan duruşma sonrası tepki: Yuva yerine mezar almışlar

Barbaros Mahallesi'nde, 6 Şubat'taki ilk depremde yıkılan Medine Apartmanı’nda 14 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi de yaralandı. Olayla ilgili müteahhit Rüstem Kepek ile statik proje müellifi ve fenni mesul Ercan Gök hakkında ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 22'şer yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Kahramanmaraş 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Rüstem Kepek, Ercan Gök, taraf avukatları ve binada ölenlerin yakınları katıldı.

Rüstem Kepek, savunmasında suçlamaları reddetti, binayı yaptıranın kendisinin değil, 5 yıl önce ölen emlakçı Veli Taşdemir olduğunu öne sürdü. Kepek, “Sadece arsa sahibiydik, ruhsatta yapı sahibi olarak görünüyoruz, müteahhit olarak hareket etmedim, binanın projeleri ile ilgili de Veli Taşdemir Ercan Gök ile görüşerek anlaştı. Malzemelerin parasını biz Veli Taşdemir'e veriyorduk, malzemeleri de Veli Taşdemir temin ediyordu. Veli Taşdemir arsayı satın alırken komisyon aldı, onun dışında inşaatı yaptırması nedeniyle kendisine bir el emeği ücreti verdik ancak ne kadar verdik hatırlamıyorum. Beraatimi talep ederim" dedi.

DOSYA BİLİRKİŞİYE GÖNDERİLDİ

Ercan Gök de suçlamaları kabul etmedi. Binanın yıkılmasında herhangi bir mühendislik hatasının olmadığını belirterek beraatini talep etti. Binada yakınlarını kaybedenler ise sanıkların cezalandırılmalarını istedi. Duruşma sonunda mahkeme heyeti, dosyanın bilirkişiye gönderilmesini karar verip davayı 23 Aralık'a erteledi.

Binada kardeşi, yengesi ve 2 yeğenini kaybeden Nevruz Zülkadir, duruşma sonunda sanıkların savunmalarına tepki gösterip, depremden sonra kardeşlerinin yanına gittiğini ancak binayı kum yığını halinde bulduğunu söyleyerek, “Gittiğimde karşılaştığım manzara, dükkan üstü 3’üncü kat olan kısım yolla bir olmuş. Yani 3 kat hiç yoktu ortada. Öyle ki nefes alacak en ufak bir yer kalmamış. Kum yığını, taş yok, beton yok, içerisinde demir yok, hiçbir şey yok. Kum yığının içerisinde biz diri diri ailelerimizi, canlarımızı bıraktık. Kardeşimle 2 yeğenim ve gelinimiz olmak üzere dördünü aynı yatakta buldum. Yani kalkmayı bırakın çocuklarını sadece araya alabilecek kadar fırsatları olmuş hiçbir şekilde yataktan kalkamamışlar zaten. Buldum, defnettim, gömdüm. Bu binadan ev alan kişiler, kendisine ev, yuva almak istemiş ama bilmemişler, mezar almışlar. Evlatlarıyla birlikte diri diri gömüldüler” diye konuştu.

'ÖLMÜŞ BİR İNSANI KULLANIYORLAR'

Sanıkların savunmalarına da tepki gösteren Nevruz Zülkadir, kendilerinin savunulacak bir tarafı olmadığı için ölmüş insanları kullandıklarını ifade ederek, "İlk duruşmada dedikleri şey iki kişi aynı şeyi savunup Veli Taşdemir diye bundan 5-6 yıl önce ölmüş bir şahsın üzerine atıyorlar suçlamayı. Ve kendilerinin hiçbir şekilde hiçbir sorumluluklarının olmadığını söylüyorlar. Ama ben onun böyle olduğuna inanmıyorum. Yani ve adaletin de geleceğini biliyorum. Savunulacak yerleri yok. Bilirkişi raporlarını da gördükleri için savunulacak hiçbir tarafları olmadığı için ölmüş bir insanı kullanıyorlar. Adalete güveniyorum. Eminim ki bunların hak ettikleri cezayı verecekler. Benim kardeşim geri gelmeyecek ama biz deprem ülkesindeyiz, belki başka insanların kardeşleri hayatta kalacak" dedi.