YÜKSEL AYTUĞ “Oğlum La İlahe İllallah de!..”
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Gazze'deki katliam ve zulüm için daha ne desem, ne yazsam bilmiyorum. Allah bana bu köşe sayesinde milyonlarca insana ulaşma fırsatı bahşettiği için bunu kendime görev edindim, Gazze'yi yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim...
Biliyorum, vicdanımı rahatlatmayacak, omzumdaki insani sorumluluğun yükünü hafifletmeyecek ama bugün tüm köşeyi bir kez daha bu büyük drama ayıracağım. Ayıracağım ki, öte dünyada "Peki sen bu zulme karşı ne yaptın?" diye sorulduğunda, az da olsa verecek bir cevabım olsun.
İşte Gazze'de kucağındaki evladı az sonra şehit olacak bir annenin ona söyledikleri:
Oğlum, La İlahe İllallah de!..

Az kaldı oğlum, buradan sonrası cennet. Korkma oğlum! Bu zalimler cennete girmeyecek... Seni cennetin kapısından alacaklar, önce arkadaşlarını göreceksin. Sonra hepsinin yaralarını saran Resulullah'ı!.. Bu kanayan başını onun ellerinin arasına koyduğunda say ki, dünyaya geldiğin ilk gün...
★★★
Ya Resulullah bıraksalardı, ona seni öğretecektim... Bıraksalardı, eteklerimize değil sana tutunmayı öğretecektim. Bıraksalardı, sütüm sana helâl olsun diyecektim... Benimki Musa, onunki Zekeriya, şu kundağında acı emen Muhammed... Kucaklarımızda ölü serçelerle sana geldik. Biz onları Dünya'ya değil Gazze'ye getirmişiz...
★★★
Dünya'ya gelenler büyüdü Ya Resulullah, Musa'ları vurup kucaklarımıza attılar. Bize senin adınla çağıracağımız evlat bırakmadılar... Bize firavunların yağdırdığı bombalardan kaçıp; "Korkma Musa bu son geçecek" diyerek sarılacağımız evlat kokusu bırakmadılar. Kokumuzu, cennetimizi aldılar Ya Resulullah... Bize, dudaklarımızdaki feryadı ayaklarındaki çamuru öperek teselli edeceğimiz Ahmet bırakmadılar, İsmail bırakmadılar, Musa bırakmadılar!
★★★
Onları son secdeye varır gibi ve o secdede ağlar gibi yavaş yavaş emziriyoruz... Onlar ki bizi hiç üzmediler, büyümeyen yavru bizi niye üzsün! Bize akşam ezanı okunmadan kapılardan çağıracağımız evlat bırakmadılar! Bize elbiseler dikip bayram sabahı müjdeleyecek evlatlar bırakmadılar! Bize babasıyla bayram namazına giderken elimizi öpecek ceylan bırakmadılar!
★★★
Ya Resulullah, sen ki yetimlerin mahzunluğunu elinde toplayıp secde secde ağlayansın. Sen ki öksüzün başını cennet cennet okşayansın. Biz bu serçeleri nereye uçuralım? Nereye uçsunlar ki sırtlarında taşıyacakları ölüm fazla gelmesin? Nereye uçsunlar ki anne diyebilecek kadar büyüsünler? Nereye uçsunlar ki elbiselerini giyip aynaya bakabilecek kadar uzasın boyları? Nereye uçsunlar ki saçlarını zafer ilahileriyle biz tarayalım, firavunlar taramadan önce? Nereye uçsunlar ki döneceklerinden umudumuz olsun? Nereye uçsunlar ki kucaklarımız onların musallası olmasın?..
★★★
Biz bu gözyaşlarını nereye dökelim Ya Resulullah?..
Oğlum, La İlahe İllallah de... Öyle doyacaksın ki şehadete hiç acıkmayacaksın. Kurşundan delinmiş sırtın bir Sevr mağarası gibi, seni zalimlerden saklayacak güvercinler, acına ağ örecek örümcekler. Rabbim sen Kahhar olmasaydın, kurşunun deldiği yerden cennet güvercinleri fışkırır mıydı toprağa?..
★★★
Sen Kahhar olmasaydın Musa'sını bu kadar yiğitçe cennete hazırlar mıydı bir anne! Ve sen Kahhar olmasaydın yavrusunun kopmuş elini göğüne kaldırıp yağmuruna öptürür müydü bir baba?.. Rabbim yaşamak nerede doğduysa mazlumları oraya yetiştir. Zalimlerin yüzünü dağıttıkları çocuk yüzlerinin içine göm. Onların da saçları namlunun ucunda uzasın...
Ne demiş?
Küçük kız: Anne neden bazı saçların beyaz? Anne: Çünkü sen beni her üzdüğünde bir saç telim beyazlıyor: Küçük kız: Öyleyse anneanneme ne yaptın?
Şeref kürsüsü
Adana Pozantı'da esnaf, sabah dükkanlarını açtığında "Siftahı jandarmadan, bereketi Allah'tan" notuyla birlikte içinde 10 lira olan zarflar buldu. Helâl olsun Mehmetçik'e...
Zap'tiye
Çeyrek altın 7 bin liraya dayandı. Artık eve gelen her düğün davetiyesi İcra Dairesi'nden gelen tebligat hükmünde.

