YÜKSEL AYTUĞ Yağmurumuzu çalıyorlar
Sabah sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
İster inanın, ister inanmayın. İster internette gezinip duran ilgili bilimsel verileri inceleyin, ister komplo teorisi deyip geçin. Ama bir gerçeğin farkında olmanızı istiyorum: İklim savaşları başladı...
Anadolu çölleşirken, Arap çölleri yeşeriyor. Biz susuzluktan kavrulurken, İsrail hiç yağmursuz kalmıyor.
Ne kışlarımız eski kışlar gibi, ne yazlarımızdan hayır var. Herkes bir "iklim değişikliği" safsatası tutturmuş gidiyor. İnsanları bu yeni tehdit ile "hizaya getirmeye" çalışıp, onları korkunun kucağında "ehlileştirmeye" çalışan bir üst akıl var.
Yağmur bulutları sınırımızdan geri dönüyor. Bulutlar gürleyerek üstümüzden geçip tek damla bırakmıyor ama sınırlarımızı terk ettikleri anda suları toprağa boca ediyorlar.
Artık pek çok insan, orman yangınlarının en aşağılık, en sinsi silah olarak kullanıldığına inanıyor. Orman yangınına uğrayan, selden, fırtınadan beli bükülen her ülke, bundan düşmanını sorumlu tutmaya başladı. Ülkeler artık birbirlerinin bulutlarını çalıp, kendi coğrafyalarına taşıyarak tohumluyorlar. Gizli kapaklı yaşanan bu iklim savaşları çok yakında toplu tüfekli savaşlara dönüşecek gibi görünüyor.
Ayrıca her kriz gibi, doğal (!) felaketler de kendi sektörünü yarattı. Söndürücü uçak ve teçhizat, deniz suyu arıtma sistemleri, koruyucu kimyasallar vs. uluslararası ticaretin en kalın kalemleri arasına katıldı. Ayrıca yanan, yıkılan, sürüklenen her ev, inşaat sektörü için yeni bir fırsat demek.
"Teknoloji, büyük ulusların liderlerine gizli savaş yürütme tekniklerini sunacak ve bu tekniklerden yalnızca güvenlik güçlerinin asgari bir kısmının haberdar olması gerekecektir... Uzun süreli kuraklık ya da fırtına yaratmak için hava durumu değiştirme teknikleri kullanılabilir." Bu sözler, Lyndon Johnson'dan başlayarak çok sayıda ABD başkanına danışmanlık yapmış olan Zbigniew Brzezinski'nin sözleri. Brzezinski ayrıca şunları da söylüyor: "Bugün bir milyon insanı öldürmek, bir milyon insanı kontrol etmekten çok daha kolay."
Bu da gösteriyor ki; iklim mücadelesi, kimyasal ve biyolojik savaş ile beraber tüm dünya semalarında uzun süredir devam ediyor.
Yolcu uçaklarından bilinçli olarak salınan mahvedici gazların varlığı artık kanıksanmış durumda. Yeni iddia ise rüzgar ve bulutların, uluslararası cruise gemilerinden yönetildiği. İddia şöyle: "Antalya'ya ne zaman cruise gemisi gelse rüzgar girişi kapanır, Toroslar'ın ve Konya'nın yağışları iptal olur ya da azalır. Göksu nehri bu nedenle kurudu."
İnsanlığa dayatılan yeni iklim yasası acaba olan biten için imal edilmiş bir paravan mı? Penceremin dışında yağmursuz, kısır bulutlar... Tenimde boğucu havanın dayanılmaz nemi... Ve aklımda deli sorular...
Ertelemeyin kardeşim!
Avrupa kupalarında mücadele eden Fenerbahçe, Beşiktaş ve Başakşehir'in lig maçları ertelendi. İyi halt edildi!.. Aylardır takımlarının ligin ilk haftasında oynayacağı maçı sevgili yolu gözler gibi bekleyen taraftarın mağduriyetine mi yansam, ertelemeler yüzünden yamalı bohçaya dönen lig fikstürüne mi? Yahu bizim takımlarımız haftada iki-üç maç oynamaya ne zaman alışacak? Avrupa'da bu mazeretle ertelenen bir tek maç var mı? Bu gereksiz "korumacı" önlemle biz onları fizik, kondisyon ve mental olarak nasıl yakalayabiliriz ki? Eşek yüküyle para alan futbolcular biraz dişlerini (kibarca söyledim) sıkıversinler bir zahmet... Hazır futboldan sözü açmışken bir kaç kelime de yeni (!) Fenerbahçe için söyleyivereyim: Geçen yılki oyundan tek bir fark görebilen var mı? Yine kevgir gibi bir defans, yine yaratıcılıktan uzak, kifayetsiz bir orta saha. Korkarım Mourinho'yla kayıp yıllar devam edecek...
Gaf'let kürsüsü
Efekt yardımıyla yüzünü kız gibi gösterip erkekleri kandıran genç, bu işten kazandığı parayla kendi efekt uygulamasını piyasaya sürdü.
Zap'tiye
Allah hepimize yağmur duasına çıkarken yanımıza şemsiye alacak kadar inanç nasip etsin, amin...
Ne demiş?
"Bu soruyu hazırlayanın boyu devrilsin inşallah!.." (Atv'deki Güven Bana'da bir türlü sorunun içinden çıkamayan Oktay Kaynarca'nın isyanı)

