Yükselen öfke ve Küresel Sumud Filosu Yasin Aktay
Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İslam âlimlerinin geçtiğimiz cuma günü Ayasofya-i Kebir Camii’nin önünde okunan Gazze bildirisi cuma namazında çıkan halkın ve meydanın doğal kalabalığının meraklı takibi arasında ufak çaplı bir miting havasında gerçekleşti. Kalabalığın yer yer attığı sloganlar sadece destek değil aynı zamanda âlimlerden bazı beklentileri de ifade ediyordu. Toplantının bitişinde kulak misafiri olduğum veya bizzat bana yaklaşarak duygularını ifade edenlerden bildirinin beklentilerinin çok altında kaldığını gördüm.
Peki nedir beklenti? Gazze konusunda insanlar şu ana kadar yapılanlara rağmen bir sonuç alınamadığını gördükçe büyük bir öfke biriktiriyor. Acizliği kabullenemiyor insanlar. Küçücük bir toprak parçasında azıcık nüfusuyla İsrail’in milyar Müslümanı bu kadar aciz duruma düşürüyor olmasının insanlarda biriktirdiği öfke patlama noktasına geliyor. Bu sefer yapılanlar anlamsızlaşıyor, değersizleşiyor. Biz ne kadar bu konuda yapılan hiçbir şey boş değil desek de bu sağduyulu tutum kitleleri karşı karşıya olunan durum karşısında tatmin etmiyor.
Gazze halkına karşı 700 gündür devam eden soykırımcı barbarca saldırganlığa karşılık yine 700 gündür Gazze ile dayanışmanın çocukların ölümlerini engellemediği gibi şimdi bir de açlıktan ölümlerini “dayanışma içinde” seyretmek zorunda kalıyor olmak insanların içinde onulmaz yaralar açıyor, dinmez fırtınalar estiriyor.
“Ne yapmak lazım? Türkiye savaş mı açsın İsrail’e, dolayısıyla ABD’ye?” diye soruyorum, hiç kimse buna da olumlu cevap vermiyor, ama mutlaka savaşın dışında da yapılabilecek çok şey var olduğunu söylüyorlar. “Önümüzü açsınlar, biz gidip savaşalım!” diyor birçoğu.
“Devletlerin ilişkileri var, onları tutan reel politik hesapları var ama biz halk olarak gitmeye hazırız” diyorlar.
“Pakistan, Endonezya, Malezya, Katar, Cezayir gibi Filistin konusunda açık tavırları olan ülkelerle, bütün bayraklarını beraber taşıdığı bir yardım filosu oluşturulsun ve savaş kastı olmayan bu filo Gazze’ye hava desteğiyle ulaştırılsın. Barış gemilerine de saldırıyorsa İsrail gerisini o düşünsün” diyor biri ve bu düşünce neredeyse sokağın ortak aklına dönüşmüş durumda.
FİLİSTİN’İ TANIMAK GAZZE’DEKİ SOYKIRIMI DURDURMUYORSA
Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğu İsrail’e karşı daha önce hiç düşünülemeyecek bir tavır almaya başladı. Çoğu teker teker eylül veya ekim ayında belki BM toplantısında Filistin’i tanıyacaklarını ilan etmiş durumda. İyi de Filistin’i tanımanın bile şu anda fiilen soykırıma maruz kalmakta olan Gazze’ye hiçbir faydası yok ki. Gelecekte İsrail’i kahretmek veya cezalandırmak üzere atılması vadedilen adımların bugün Gazze’ye hiçbir faydası yok. İsrail dünyanın bu etkisiz adımlarından bulduğu cesaretle bu esnada Filistin diye bir varlık bırakmayacak, tanınacak olan Filistin için bir halk bırakmayacak bu gidişle. İsrail’i durdurmaya yönelik bütün söylemler hep bu işi başkasından bekliyor. Kimse doğrudan İsrail’e meydan okumuyor, herkes birilerinin İsrail’i durdurmasını isteyen bir dil kullanıyor. Bu dilin kendisinin İsrail üzerinde hiçbir etkisi olmuyor.
BU KRİZDEN İNSANLIĞI KİM ÇIKARACAK?
Neticede insanlık bugün İsrail ekseninde oluşmuş bir dünya düzeninin bütün değerleri ve insanlığı ayaklar altına alan hegemonyası karşısında tarihin en büyük kriziyle karşı karşıya. Aslında her kriz bundan çıkabilmek için ciddi bir fırsat da sağlar. Bu krizden insanlığı kim çıkaracaksa bundan sonra dünyayı inşa etme, âleme nizam verme misyonunu da onun yükleneceğinde hiç kuşku yok. Bu hegemonyaya karşı isyan bayrağını kaldıran Gazze halkının tarihin en emsalsiz kahramanları arasına girdiğinde kuşku yok. Şimdi bu kahramanlarla dayanışma içine girip soykırıma maruz bir halkı kurtarmak üzere kim devreye girecek? Şartlar giderek daha acil ve daha ağır bir biçimde bu çağrıyı öne çıkarıyor? Tam da Kur’an-ı Kerim’de buyurulduğu gibi: “Size ne oluyor da Allah yolunda ve ‘Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan şu şehirden çıkar, katından bize bir sahip gönder, katından bize bir yardımcı yolla’ diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?” (Nisâ, 4/75).
Aksi durumda bugün ne halde olursak olalım gelecekte bugünümüz yaptıklarımızla değil Gazze’de soykırım olurken hiçbir şey yapamamış olarak kayda geçiyor. Bu ruh halinin ortaya çıkardığı öfke giderek kitlesel bir yaygınlık kazanıyor. İnsanlar bir şeyler yapmak istiyor ve bu aslında Siyonist düzen için başlı başına bir tehdit halini alıyor. O yüzden bu aşamada düzene sadık yöneticilerden beklenen kendi halklarını bastırmaları. Devletler bir şey yapamasa da dünyanın halkları, vicdanları olup bitenleri kabullenemiyor, bir şeyler yapmak istiyor. Aslında Âlimler Bildirisi o yüzden bilhassa Arap rejimlerine “kendi halklarını protestolarda, eylemlerde serbest bırakmaları” çağrısını yaptı. Mısır halkı bizzat kendi devleti tarafından dizginlenmese ortaya çıkacak halk hareketinin İsrail sınırlarına dayanmasının önüne hiç kimse geçemez.
HABER FİLONUN HAREKETİ DEĞİL, DÜNYANIN BU SOYKIRIMA NASIL SESSİZ KALABİLDİĞİDİR
Nitekim küresel düzeyde halklar harekete geçiyor. Bir süredir hazırlığı yapılmakta olan “Küresel Sumud Filosu”, dün itibariyle İsrail’in Gazze’ye uyguladığı insanlık dışı ablukayı kırmak için Akdeniz’e açıldı. Filoda dünyanın dört bir yanından vicdan sahibi aktivistler, sanatçılar ve siyasetçiler bulunuyor. 44 ülkeden destekle oluşturulan Barselona Limanı’ndan yola çıkarak Gazze’ye doğru tarihi bir sefer başlattı. Aralarında Greta Thunberg, İrlandalı aktör Liam Cunningham ve eski Barselona Belediye Başkanı Ada Colau’nun da bulunduğu isimlerin bulunduğu, Filoda 20 tekne ve 300’den fazla gönüllü yer alıyor. Bu hareket ilk duyurulduktan sonra en az 500 bin gönüllünün Filo’ya katılmak için başvurduğu söyleniyor. Bu çok iyi bir sayı ve aslında diğer hareketlerle İsrail’e karşı bugünlerde oluşturulacak herhangi bir seferberliğin on milyonlarca insanı harekete geçirme potansiyelini haber veriyor.
Bu, İsrail’in bizzat kendi eliyle hazırladığı beklenen son’un da habercisi. İsrail’e en büyük tehdit aslında İsrail’in kendisinden başkası değil.
Filo’nun katılımcılarından Greta Thunberg’in yola çıkarken sarfettiği “Bugünün haberi filonun hareket etmesi değil, dünyanın bu soykırıma nasıl sessiz kalabildiğidir” sözleri Batılı sessizliği işaret etse de yükselmekte olan bir küresel tsunaminin de habercisi.
Küresel Sumud Filosunun yolu açık, hedefine vasıl olsun, yolculukları kutlu olsun.


