SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Tolgahan Sayışman ve Almeda Abazi, Arnavutluk Başbakanı ile bir araya geldi Magazin haberleri

Yolsuzluğu anlatana tahliye Gündem Haberleri

İşçi sendikaları Komisyon’da Gündem Haberleri

5 kişinin öldüğü patlamada lokanta sahibine tahliye

Christian Eriksen sonunda imzayı attı: Bundesliga ya transfer oldu Futbol Haberleri

Nihat Özdemir e yine kötü haber geldi: Bir türlü olmadı

Dışişleri Bakanı Fidan: İsrail’in yayılmacı politikasının Katar’a kadar uzanması Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalı

Mert Hakan Yandaş sakatlığıyla ilgili çarpıcı gerçeği açıkladı: Bunu yaşayıp futbola dönen oyuncu sayısı 1 ya da 2

Kaosu yaşayan Nepal de mahkumlardan akıl almaz firar girişimi! Bilanço ağır

Kontrolsüz harcamalara son: Sağlıklı alışverişin yolları

Avrupa kırmızı alarm verdi... Rus dronları NATO ülkesi Polonya’ya girdi

Körfez’i İsrail bombasından önce o harita karıştırdı Yahya Bostan

Düzce’ye modern eğitim yuvası… Bakan Uraloğlu’nun katılımıyla açılış törenini gerçekleştirdi

İtalya Dışişleri Bakanı Tajani: Türkiye gibi önemli bir ülkeyle iş birliği, insan kaçakçılarına karşı mücadelemizi güçlendirecek

İskendurun da 2 asker şehit düşmüştü! MSB kaynakları adli tıp raporunu açıkladı

Hamas tan İslam dünyasına Gazze için dua ve namaz daveti Dünya Haberleri

Gaziantep FK, Kocaelispor maçının hazırlıklarını sürdürdü Gaziantep Haberleri

Mersin Balığı Üretimi Başlıyor

Hamas: İsrail in Doha saldırısının ardından taleplerimizde değişiklik yok

Değişen havalar dudaklarınıza zarar vermesin! Dudak kuruluğunu gidermenin püf noktası açığa çıktı

Küresel politikalar, medya, hukuk ve ailenin geleceği Yasin Aktay

Küresel politikalar, medya, hukuk ve ailenin geleceği Yasin Aktay

Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.

Türkiye’nin aile yapısı adına ciddi tehdit algıları, yaşadığımız toplumsal değişim rakamlara yansıdıkça daha fazla endişeye yol açıyor. Rakamlar, artan boşanma oranlarına dair, yalnız yaşayan insanların sayısına dair, evlilik yaşının giderek artışına dair, yaşlanan bir nüfus haline gelişimize dair ve son zamanlarda daha büyük dikkatler çeken azalan doğurganlık oranlarına dair. Bu oranların çok büyük bir övünç kaynağı olarak işaret ettiğimiz “aile yapımız”ın sarsılmasının semptomları olduğuna şüphe

Türkiye’nin aile yapısı adına ciddi tehdit algıları, yaşadığımız toplumsal değişim rakamlara yansıdıkça daha fazla endişeye yol açıyor. Rakamlar, artan boşanma oranlarına dair, yalnız yaşayan insanların sayısına dair, evlilik yaşının giderek artışına dair, yaşlanan bir nüfus haline gelişimize dair ve son zamanlarda daha büyük dikkatler çeken azalan doğurganlık oranlarına dair. Bu oranların çok büyük bir övünç kaynağı olarak işaret ettiğimiz “aile yapımız”ın sarsılmasının semptomları olduğuna şüphe yok.

O yüzden Cumhurbaşkanlığınca içinde bulunduğumuz yıl Aile Yılı olarak ilan edildi.

Aile Yılı ilan etmenin en önemli sonucu aile üzerine düşünmek, onun hakkında bir farkındalık oluşturmak için işin erbabının seferber olması.

Bilim adamları, üniversiteler, nüfus bilimcileri, ilahiyatçılar hepsi ayrı bir koldan veya kafa kafaya vererek ailenin nereye gittiğini önce tespit etmek, varsa sorunları teşhis etmek ve çarelerini düşünmek için

bir milli kampanya

nın içinde yer almalı. Tabii mevzu sadece andığımız kesimlerle ilgili olsa ve onların çabalarıyla sınırlı kalsa iş kolay.

Açıkçası aile ile ilgili maruz kaldığımız gelişmeler bütün toplumsal kurum ve kesimlerin topyekün bir seferberliğini gerektiriyor.

Geçtiğimiz Salı günü Ankara’da

Diyanet-Sen

bir günlük bir

Aile Çalıştayı

düzenledi.

“Küresel Politikalar, Medya, Hukuk ve Ailenin Geleceği”

başlığı altında gerçekleşen çalıştay Diyanet camiasının sendika tarafının bu konuda elini taşın altına koyma, sorumluluk üstlenme iradesini ortaya koyuyordu.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Diyanet Sen Genel Başkanı Ali Yıldız’

ın da katılımlarıyla gerçekleşen çalıştayda aileyle ilgili ömürlük çalışmalarıyla bilinen

Prof. Dr. Saffet Köse’nin

açılış konferansı sorunun birçok boyutunu Müslümanca bir perspektiften çizdi. Ardından düzenlenen panelde

Ergun Yıldırım, Emir Kaya, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşleyen ve Sibel Eraslan, sonraki oturumda Mahmet Baki Öztürk, Celal Türer, Ülfet Görgülü, Adnan Bülent Baloğlu, Şaban Kondi, Miyase Yavuz Altıntaş, Hülya Yılmaz ve Samiye Korkmaz

aile hayatımıza dair küreselleşme, toplumsal değişim ve hukuk bağlamında karşı karşıya olduğumuz tehditlere dair değerlendirmelerde bulundular.

Sibel Eraslan’ın Ergun Yıldırım

’ın bir kitabının başlığı olarak işaret ettiği “

Önce Ev Vardı

” ifadesi etrafında kurmaya çalıştığı argümanlar, doğrusu Müslüman aile için çok uyarıcı ve sağlam bir temel oluşturuyordu.

Yıldırım’a

göre “ev” Kur’an-ı Kerim’de insanlar için Mekke’de tesis edilmiş olan ilk eve, Kabe’ye, yani Beytullah’a, Allah’ın evine gönderme yaptığı kadar insanın varoluşu için evin, dolayısıyla ailenin ontolojik zorunluluğuna işaret eden bir buyruk aynı zamanda.

Dolayısıyla ilkel aileden tarım ailesine oradan sanayi ve şimdi postmodern aileye kadar uzanan serüveni, aile için kabullenebileceğimiz bir evrim veya kader değil, ancak sapma kavramıyla karşılayabileceğimiz bir gelişmedir.

Ailenin maruz kaldığı değişimin kuşkusuz bir tarafı bizim bu ülkede icra ettiğimiz politikalarla ilgili, ama birçok önemli kısmı da küresel gelişmelerle ilgilidir.

Küreselleşmeyi izlediğimizde aileyi genel olarak tehdit eden etkenler sadece Türk ailesini değil toplamda aile kurumunu bulup aşındırıyor. 2001 yılında ABD’de yaptığım bir sosyolojik araştırmada Mormonların bilhassa aile hayatına olan tutkulu bağlılıklarının altındaki motivasyonları oldukça dikkat çekici bulup kayda geçirmiştim. Son zamanlarda eski çalışmamı güncelleme adına Mormonların bugünkü durumuna baktığımda onlarda da özellikle boşanma oranları ve doğurganlık noktasında bizdekinden aşağı düşmeyen bir aşınmanın olduğunu tespit ettim.

Üstelik Mormonlarda doğurganlığı teşvik eden çok güçlü dini motivasyonlar var.

Türkiye’de ise aile hayatını olumsuz etkileyen küresel etkenlerin yanı sıra uygulanan politikaların da çok ciddi etkileri olduğunu daha önce söylemiştik.

Haddinden fazla üniversiteleşme ve zorunlu 12 yıllık eğitim

istihdama ve aile hayatına katılımı ileri yaşlara ertelerken aile kurumunu ciddi biçimde olumsuz etkilemektedir.

Diğer yandan kadını korumak adına ortaya konulan politikaların kadını korumak bir yana erkeklik-kadınlık rollerini dumura uğratarak kişiyi öngörülemeyen davranışların içine ittiğini ve şiddete kapıları daha fazla açtığını tespit etmek zor değil.

Bu tabii ki feminist bir yaklaşımla anlaşılıp çözülebilecek bir mesele değil. Kadını koruma adına kadının beyanını esas almanın vahim hukuki ve sosyolojik sonuçları

üzerine çok büyük bir tecrübe birikimimiz oluşmuş durumda.

Konuşmacılardan

Prof. Dr. Ali Kara’nın İsviçre medeni kanunundan başlayarak İstanbul Sözleşmesi’ne kadar uzanan hukuki yabancılaşmamıza dair tespitleri

çok önemliydi. Boşanma meselesini, nafakasıyla, erkeğe uygulanan asimetrik zulmüyle tam bir kanayan sosyal yaraya dönüştürmüş olan mevcut mevzuat üzerine değerlendirmeler yapan

Kara benim de uzun zamandır düşündüğüm bir Kur’an’i düsturu evliliklerde kurumsallaştırmanın ortaya koyabileceği çözüm potansiyeli

ni işaret etti. Nisa Suresinin ilgili 35. Ayeti şöyle:

“Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf gerçekten barışmak isterlerse, Allah aralarını bulur. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.”

Evlilik birliğinin dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı durumlarda aile içinden iki hakem (arabulucu) tayin edilmesini öneren ayet boşanmayı son çare olarak görmeyi ve önce uzlaşma yollarını tüketmeyi emrederken

taraflar arasındaki her uzlaşmazlığı hemen karakola taşıyıp oradan geri dönüşsüz bir kin ve nefret kapısını açmayı da önler.

Oysa erkeğin uzaklaştırılmasıyla sonuçlanan bu raddeye iş çok kolay geliyor şimdi ve kadının da şiddet uygulayabileceği, iftira atabileceği hiç hesaba bile katılmıyor.

Oysa iki tarafı da tanıyan aile büyükleri anlaşmazlıkları çok daha insani, çok daha sorumlu ve çok daha hayırlı bir şekilde neticelendirebilir.

Doğrusu bunların da ötesinde aileyi güçlendirebilmek için alınması gereken ilk kurumsal tedbir üniversiteleşme politikalarının gözden geçirilmesi, 12 yıllık zorunlu eğitim yerine meslek eğitiminin güçlendirilmesiyle istihdama ve aileye katılım yaşının düşürülmesi ve doğurganlık konusunda motivasyonun da artırılmasıdır.

Bu noktada sorulacak olan şey şu: Güçlü bir aile olmaya bizi motive edecek olan şey ne olacaktır?

Güçlü bir ailenin sorumlusu, taşıyıcısı ve hizmetkarı olmanın motivasyonu ne olacaktır. Olayı doğal bir mutlu aile yuvası bağlamında ve sınırlarında göreceksek geçmiş olsun, sosyoloji o mutlu aileyi hazcılıkla, bencillikle ve küresel oyalanma-tüketim kültürüyle aşındırmış durumda.

Gazzeliyi daha fazla çocuk yapmaya motive eden neyse, bugün Müslüman toplumun da daha güçlü ve daha geniş bir aileye motive eden nedenlere sarılmaktan başka çaresi yok.

Müslüman toplum işgal altındaysa iş aileden başlamıştır ve direniş de aileden başlamalıdır. Bu işgale karşı direnmenin yolu güçlü ve geniş aile konusunda bir inisiyatif almak ve

bunun çilesine talip olmak, o çileyi o derdi sevmek, ona talip olmaktan

geçer

.

Daha fazla bilgi ve son haberler için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:44
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 21 Haziran 2025 04:07 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Tolgahan Sayışman ve Almeda Abazi, Arnavutluk Başbakanı ile bir araya geldi Magazin haberleri

10 Eylül 2025 20:54see236

Yolsuzluğu anlatana tahliye Gündem Haberleri

11 Eylül 2025 08:46see174

İşçi sendikaları Komisyon’da Gündem Haberleri

11 Eylül 2025 08:47see171

5 kişinin öldüğü patlamada lokanta sahibine tahliye

10 Eylül 2025 17:03see168

Christian Eriksen sonunda imzayı attı: Bundesliga ya transfer oldu Futbol Haberleri

10 Eylül 2025 20:31see166

Nihat Özdemir e yine kötü haber geldi: Bir türlü olmadı

11 Eylül 2025 19:56see161

Dışişleri Bakanı Fidan: İsrail’in yayılmacı politikasının Katar’a kadar uzanması Netanyahu’ya göz yuman çevrelerin artık uyanmasını sağlamalı

12 Eylül 2025 00:19see155

Mert Hakan Yandaş sakatlığıyla ilgili çarpıcı gerçeği açıkladı: Bunu yaşayıp futbola dönen oyuncu sayısı 1 ya da 2

11 Eylül 2025 13:27see154

Kaosu yaşayan Nepal de mahkumlardan akıl almaz firar girişimi! Bilanço ağır

11 Eylül 2025 20:13see152

Kontrolsüz harcamalara son: Sağlıklı alışverişin yolları

10 Eylül 2025 13:25see151

Avrupa kırmızı alarm verdi... Rus dronları NATO ülkesi Polonya’ya girdi

11 Eylül 2025 07:23see151

Körfez’i İsrail bombasından önce o harita karıştırdı Yahya Bostan

12 Eylül 2025 04:14see146

Düzce’ye modern eğitim yuvası… Bakan Uraloğlu’nun katılımıyla açılış törenini gerçekleştirdi

11 Eylül 2025 12:49see128

İtalya Dışişleri Bakanı Tajani: Türkiye gibi önemli bir ülkeyle iş birliği, insan kaçakçılarına karşı mücadelemizi güçlendirecek

12 Eylül 2025 01:40see123

İskendurun da 2 asker şehit düşmüştü! MSB kaynakları adli tıp raporunu açıkladı

11 Eylül 2025 12:20see121

Hamas tan İslam dünyasına Gazze için dua ve namaz daveti Dünya Haberleri

11 Eylül 2025 19:20see121

Gaziantep FK, Kocaelispor maçının hazırlıklarını sürdürdü Gaziantep Haberleri

11 Eylül 2025 20:02see120

Mersin Balığı Üretimi Başlıyor

11 Eylül 2025 11:14see119

Hamas: İsrail in Doha saldırısının ardından taleplerimizde değişiklik yok

11 Eylül 2025 18:37see118

Değişen havalar dudaklarınıza zarar vermesin! Dudak kuruluğunu gidermenin püf noktası açığa çıktı

11 Eylül 2025 16:17see117
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları