Yunan generalden Türkiye’nin yükselişine çaresiz analiz

Türkiye’nin proaktif dış politika stratejileri bölgede ve dünyada ciddi tesirlere neden olurken, Yunanistan’da da yankı buluyor.

Emekli Yunan Korgeneral Lazaros Kambouridis, Türkiye’nin jeopolitik hamleleri, savunma sanayiindeki ilerlemeleri ve Avrupa savunmasına katkıları yönünden dikkat çekici analizlerde bulundu. İki ülke arasındaki dengesizliğin Türkiye lehine arttığını söyleyen Kambouridis, Ankara’nın hava gücünü geliştirmesine vurgu yaptı. Kambouridis, Türkiye’nin “aktif tarafsızlık” stratejisi izlediğini kaydetti.

Neakriti gazetesinde yayınlanan analizinde Kambouridis, Türkiye’nin özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yeni bir jeopolitik safhaya geçtiğini belirtti. Yunan Korgeneral Kambouridis, “Türkiye kasıtlı olarak tarafsız değil, bilinçli olarak aktif olarak tarafsızdır ve kar elde etme ve her alanda jeostratejik yükselişini sürdürme amacındadır.” dedi.

Türkiye’nin uluslararası diplomasideki aktif rolüne atıf yapan Kambouridis, “Erdoğan, Trump ile Şam'daki Golani rejimine uygulanan ekonomik ablukanın kaldırılması konusunda arabuluculuk yaptı, Ukrayna konusunda görüşmelere ve İran’ın nükleer programı konusunda yabancı hükümet yetkililerinin katıldığı toplantıya Türkiye ev sahipliği yaptı.” sözlerini sarf etti.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Türkiye’ye yönelik yaklaşımını değerlendiren Kambouridis,  “Yeni Genel Sekreter’in ‘ilahileri’ de Türk tarafınca çok olumlu karşılandı. NATO Genel Sekreteri M. Rutte, dolaylı ama açık bir şekilde Türkiye’nin Eurofighter uçaklarına sahip olması gerektiğini ve komşu ülkenin Avrupa savunmasına katılmasının gerekliliğini savundu.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Keşmir krizinde Pakistan’a verdiği desteğe dikkat çeken Yunan Kambouridis,  “Türkiye'nin Keşmir ihtilafında Hindistan’a karşı Pakistan’ı siyasi ve askeri olarak destekleme cüretini de göz ardı etmemek gerekir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iç politikada da önemli kazanımlar sağladığının altını çizen Lazaros Kambouridis, şunları kaydetti:

“Erdoğan, içeride PKK ile cepheyi en azından şimdilik kapatmış, Anayasa değişikliğinde Kürtlerle işbirliğinin önünü açmış, bu da Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanlığına aday olmasına yol açmış, aynı zamanda İstanbul Belediye Başkanı E. İmamoğlu’nun hapsedilmesi karşısında Batı’nın sessizliğinden ‘tadını çıkarmıştır’.”

Türkiye’nin silahlanma konusundaki ilerlemesine kapsamlı şekilde yer veren Yunan Korgeneral Kambouridis, şöyle devam etti:

“Ankara, Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’ye hava-hava füzeleri satışına onay vermesini ve yeni Alman Şansölyesi’nin Türkiye’ye Eurofighter uçaklarının satışına yönelik olumlu tutumunu kutlamak istedi.

İspanya’ya Türk yapımı Hürjet uçağı satışı ve İtalya ile silahlanma alanında yapılan anlaşmalar, Türkiye’nin Avrupa savunma sektörüne adım atması yönünde bir adım olarak yorumlanırken, Avrupa silahlanma programlarına katılım kararı Ankara’da büyük bir memnuniyetle karşılandı.”

Yunanistan’ın atıl pozisyonunu eleştiren Kambouridis, Atina’nın Türkiye’nin silahlanma ve diplomasi hamlelerine karşılık vermekte geç kaldığını dile getirdi.

Kambouridis, şu ifadeleri kullandı:

“Yunanistan, yıllar önce Türkiye’nin AB’ye katılımına yeşil ışık yakmış olmasına rağmen, elinde Türk tarafını rahatsız eden bir araç olan temel bir ilkeyi, yani Türkiye’nin saldırganlığını ve revizyonizmini Yunanistan ve Kıbrıs’a yansıtmayı ve Batı’nın gözünde Türk yayılmacılığını damgalamayı elinde tutuyordu. Bu ‘milli’ ilke, AB, ABD ve diğer Batılı ülkelerde, bölge ülkelerinin istikrarı ve toprak bütünlüğü ile azınlıklar, özellikle Kürtler için bir tehdit olarak görülen Türkiye’nin savunma sanayiindeki yenileşmeye ilişkin sürekli bir kuşkuya neden oldu. Atina Dostluk Deklarasyonu, bir yandan Ege’deki Türk ihlallerinin azalmasıyla birlikte bir sükûnet ortamı sağlamış olabilir ancak diğer yandan Ankara’nın Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhine revizyonizmle ilgili konulardaki tutumunu değiştirmede bir etken olmamıştır.”

Kambouridis, Yunanistan’ın eski reflekslerine geç dönmesi halinde yaşanabilecek kötü senaryoları sıraladığı analizinde, Atina’nın Türkiye’ye karşı eski kavgacı tutumuna dönmesi gerektiğini savundu. Yunan hükümetini Ankara’ya karşı kışkırtıcı söylemde bulunan Yunan general, sözlerini şöyle noktaladı:

“En kötüsü, Yunanistan çeşitli nedenlerle Türk saldırganlığına karşı koyma ve onu kınama şeklindeki eski ‘milli’ ilkeye dönmeye karar verdiğinde çok geç olacak; çünkü Türkiye Yunanistan’a karşı hava gücü açığını kapatmış olacak, aynı zamanda Ankara, siyasi düzeyde Avrupa savunma mekanizmaları için vazgeçilmez hale gelmiş olacak ve Avrupa, Türkiye’yi artık Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti için bir tehdit olarak görmeyecektir.”

KAYNAK: HABER7