Z kuşağı konserin sonunu beklemiyor! Bunun şaşırtıcı bir nedeni var Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Konserler her zaman coşkunun, enerjinin ve unutulmaz anların buluşma noktası oldu fakat son dönemlerde müzikseverlerin konser alışkanlıkları değişmeye başladı. Özellikle genç kuşaklar, konserin en hareketli anlarında bile alanı erken terk etmeyi tercih ediyor. Araştırmalar, Z kuşağının konserlerden erken ayrılma eğiliminde olduğunu ortaya koyarken, bu tercihin arkasında tahmin edilenden çok daha kişisel nedenler olduğunu gösteriyor.
EĞLENCEDEN ÖNCE KENDİNE BAKIMYapılan bir ankette, konser katılımcılarının dörtte birinin gösteri sonunu beklemeden mekandan ayrıldıkları görülüyor. Z kuşağı ise bu davranışı en sık sergileyen grup olarak öne çıkıyor. Gençler, konserden sonra eve dönüp dinlenmeye vakit ayırmayı tercih ediyor. Bunun nedeni sadece yorgunluk değil ertesi gün iyi hissetme arzusu, bu davranışı şekillendiren temel faktörlerden biri.
Ankete katılanların yaklaşık üçte biri, sabah kalktıklarında enerjik olmak adına konserin son şarkısını feda ettiklerini ifade ediyor. Bu kişiler için eğlence önemli olsa da kişisel konfor ve iyi bir uyku daha öncelikli hale gelmiş durumda.
Özellikle Z kuşağı bireyleri arasında yaygın olan bu yeni davranış biçimi, "eğlen ama kendini de ihmal etme" yaklaşımına dayanıyor. Yetişkinlerin üçte birinden fazlası, konserden sonraki gün kendilerini yorgun ve bitkin hissettiklerini söylüyor. Bu da onları, bir sonraki etkinlikte daha temkinli ve planlı davranmaya itiyor.
Bazıları konser sonrası bir bakım rutini uygularken, bazıları ise daha konser başlamadan önce kısa bir şekerleme yapmayı ya da meditasyon gibi rahatlatıcı alışkanlıklara yönelmeyi tercih ediyor.
ERTESİ GÜNE ENERJİ TAŞIMAK İSTİYORLARAraştırmalara göre müzikseverlerin bir kısmı hala konserin sonuna kadar kalıp sabaha kadar uyanık kalmayı tercih ederken, büyük bir kesim artık daha dengeli bir eğlence anlayışına yöneliyor. Gençler için “eğlenmek” artık sadece şarkılara eşlik etmek değil, aynı zamanda ertesi güne de enerji taşıyabilmek anlamına geliyor.


