Zeytinlikleri madencilik faaliyetine açacak teklif komisyonda: Türkiye yi parsel parsel ruhsatlama teklifi
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda enerji, ulaşım ve madencilik gibi sektörlerde yatırım süreçlerini hızlandırmayı amaçlayan, zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açacak olması nedeniyle eleştirilen ve kamuoyunda “Süper İzin” olarak anılan torba kanun teklifinin görüşmeleri devam ediyor.
Teklifin kamu yararı için değil ruhsatlama için Meclis'e getirildiğini belirten DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, teklifle belli şirketlere yapılan ayrıcalıklar olduğunu söyledi. Madencilik ruhsatı veren kurum olan MAPEG'e orman izinlerinin verilmesinin yolunu da açan teklife Rızvanoğlu şöyle tepki gösterdi:
"Bu teklifin üzerine üstün kamu yararı etiketi yapıştırılmış ama Türkiye'yi parsel parsel ruhsatlama teklifidir bu. Bu gerçek kamu yararı sadece birkaç şirketin değil bütün bir toplumun yararı demektir ama bu aynı zamanda su, gıda, orman, temiz hava, üretim hakkı, sağlıklı çevre demektir. Bu teklifin içinde ne bilimsel bir planlama var ne doğayı koruyacak bir sınır ne de halkı sürece dâhil eden bir mekanizma var; sadece hız var, sadece ruhsat var, sadece de belli şirketlere ayrılmış ayrıcalıklar var.
Zeytinlikler için TBMM'ye gelen köylü sinir krizi geçirdi
Teklifin gerekçesine baktığımızda, bir Avrupa Birliği'ne referans veriliyor ve burada diyor ki: "Avrupa Birliği de süreçleri hızlandırıyor." Avrupa Komisyonu 13 Mayıs 2024 tarihinde yenilenebilir enerji ve ilgili altyapı projelerine yönelik izin süreçlerinin hızlandırılması hakkında rehberlik dokümanı yayınladı mı? Bu rehber yalnızca yenilenebilir enerji projeleri ve onlara bağlı altyapılar için geçerlidir yani güneş, yani rüzgâr, yani jeotermal gibi projeler için; madencilik bu kapsamda yer almıyor ama siz burada gerekçede öyle bir diyorsunuz ki sanki madencilikte varmış gibi. Ama sizler bu belgeyi tüm ruhsat süreçlerine uygulanabilir bir gerekçe olarak söylüyorsunuz. Rehberin en önemli uyarılarından bir tanesini de göz ardı etmişsiniz, üzülerek söylüyorum çünkü rehber bir şeyi çok net bir şekilde söylüyor. Avrupa diyor ki: "Bilimsel harita yapılmalı. Ulusal koruma alanları, kuşların göç yolları ve hassas ekosistemler ruhsat kapsamı dışında bırakılmalı, kurumsal kapasite güçlendirilmeli, personel eksiklikleri giderilmeli ve halkın sürece etkin bir biçimde katılımı sağlanmalı." Harita yok, koruma sınırı yok, kurumsal kapasite değerlendirmesi yok, doğanın her karış toprağını potansiyel ruhsat sahası gibi gösteriyoruz.
Varank, CHP'li Sarıbal'ın üzerine yürüdü! Tartakladı
Bugüne kadar orman izinlerini kim veriyordu? Orman Genel Müdürlüğü, şimdi kim verecek? MAPEG. Yani madencilik ruhsatı veren kurum aynı zamanda doğaya da izin veren kurum hâline geliyor. Denetleyenler, ruhsat verenler hepsi aynı elde toplanıyor ya bunun mantığını ben anlayamadım yani anlayan varsa lütfen bana da anlatsın. Bu sadece yani idari bir bozulma da değil, aynı zamanda Anayasa'ya da aykırı bir durum. Bu teklifte ormanın kaderini doğrudan ruhsatı dağıtan kuruma devrediyorsunuz. Üstelik bu da yetmiyor eğer ilgili kamu kurumu dört ay içinde cevap vermezse ruhsat verilmiş sayılıyor. Ya, peki, kurumundaki personel ya yetişemezse, bilimsel rapor hazırlanmamışsa, bilim konuşamadı diye biz gideceğiz, doğaya kazma mı vuracağız?
Burada kurumların çok zayıfladığını düşünüyoruz ve halk dışlanıyor, denetim zayıflıyor bunu bir hızlandırma adı altında yapıyorsunuz. Zeytinlere çok fazla arkadaşımız değindi ama zeytin taşınacak bir eşya, değiştirilecek bir nesne de değil. Zeytin, binlerce yıllık bir üretim kültürü ve biz burada bir zeytinden bahsederken aslında zeytinin yerini değiştirdiğiniz sadece ağacı da değiştirmiyoruz. Biz oradaki köyü, üretim yapısını, ekosistemi yani oradaki yöre halkını, buradaki birçok arkadaşımızı çevre sürgününe zorluyoruz. Yani bunun adı bir sürgün, adı da çevre sürgünü, üzülerek söylüyorum. 40'a yakın köy bu sürgüne uğrayacak, köyler üretimden koparılacak."


