3 milyon 800 bin riskli konut var, İstanbul depreme hazır mı?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Büyük Marmara Depremi, Van Depremi ve Maraş Depremleri maddi yıkım ve binlerce can kaybına neden oldu. Depremlerde binlerce kişi evsiz kalsa da, yaşanan felaketlerden ders alınmadı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın açıklamalarına göre; İstanbul'da 1,5 milyon riskli bina bulunuyor ve bu yapıların 600 bininin acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Veriler, 17 Ağustos 1999'un ardından İstanbul’da sadece 695 bin konutun dönüşümünün sağlandığını, 93 bin konutun ise dönüşümünün sürdüğünü gösteriyor. 2000 öncesi yapıların yüzde 16’sı yeni yönetmeliklere göre inşa edilmiş durumda. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak, İstanbul’da 3 milyon 800 bin riskli konut olduğu anlamına geliyor.

Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “Kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılmasıyla yaklaşan deprem tehlikesine karşı önlem almak ve 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün. İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimizin hızla olası depremlere hazırlanması gerekiyor. Niteliksiz yapıların yıkılıp yerlerine deprem dirençli yapıların inşa edilmesini amaçlayan kentsel dönüşüm süreçlerinde hızla hareket edilmesi büyük önem taşıyor."
TABLO UMUTSUZ"Resmi verilere göre İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda ise bu sayı 6 milyon 384 bine ulaşmış durumda. Veriler, bugüne dek kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandığını gösteriyor. Ülkemizde 38 milyon 400 konut bulunuyor. Bu konutların ne kadarının deprem dirençli olduğunu hesaplamak bile oldukça umutsuz bir tablo ortaya koyuyor" dedi.
MUTLAKA DÖNÜŞMELİ"Geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha dayanıklı olan ve 2-3 katı hızlı tamamlanan çelik yapılar, depreme karşı hem hızlı hem de güvenli bir çözüm sunuyor" diyen Şimşek, "Bir senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor. Ülkemizin kapasitesi ise 50 milyon ton. Bu üretim için 72 bin adet insan gücüne ihtiyaç var. Ülkemizin tüm bu ihtiyacı karşılayacak çelik malzeme üretimine sahip. Bu miktarda bir üretim gerçekleştirmek için yaklaşık 72 bin mavi yaka insan kaynağına ihtiyacımız bulunuyor" diyerek açıklamalarını noktaladı.
Antalya Belek Üniversitesi İnşaat Teknolojileri Öğretim Görevlisi Hasan Özcan ise, Türkiye’deki mevcut yapı stoğunun büyük bölümünün eski deprem yönetmeliklerine göre inşa edildiğini vurguladı. 2018 yılında yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin daha katı ve çağdaş esaslara dayandığını belirten Özcan, “Bu yönetmelik sadece yeni binalar için değil, mevcut yapıların performans analizi ve güçlendirme süreçleri için de dikkate alınmalı” ifadelerini kullandı.

Kentsel dönüşümün yalnızca eskiyi yıkıp yerine yeniyi koymak olmadığını vurgulayan Hasan Özcan, “Dönüşüm projeleri bilimsel mühendislik, nitelikli malzeme, tarafsız denetim ve yerel risk analizleriyle yürütülmeli aksi halde yeni binalar da aynı hataları tekrar eder” değerlendirmesinde bulundu. Özcan, bundan sonraki süreçte şu adımların atılması gerektiğini söyledi: "Mevcut yapı stoğunun performans değerlendirmeleri hızla yapılmalı, yüksek riskli binalar acilen güçlendirilmeli veya yenilenmeli, kentsel dönüşüm projelerinde bilimsel kriterler tavizsiz uygulanmalı, denetim sistemleri bağımsız, şeffaf ve sürekli çalışmalı."
Kaynak: Web Özel


