ABD Kongresi’nde “Filistin Devleti” imzaya açıldı! Abdullah Muradoğlu
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
ABD Başkanı Trump, soykırımcı Netanyahu’nun
“Gazze’de açlık yok”
yalanını kamuoyu önünde yalanladı. Diğer yandan Trump, Hamas’ı yardımları engellemekle suçluyor. Trump söylediğinin doğru olmadığını biliyor, ancak İsrail’i suçlayamadığı için Hamas’ı suçluyor. Trump’ın Hamas’ı suçlamasının ABD’nin her durum ve şartta İsrail’in dümen suyunda gitmesine artık tahammül edemeyen “
MAGA tabanı
”nı yatıştırmaya yönelik olduğu anlaşılıyor. Trump’ın
“Amerikayı Yeniden Büyük Yap(MAGA)”
hareketinin en sert taraftarları olan bu taban İsrail’in çıkarlarının Amerika’nın çıkarlarından önce gelmesinden rahatsızlar.
Trump’ın eski Başstratejisti
Steve Bannon
bir radyo programındaki konuşmasında 30 yaş altı “MAGA tabanı”nda İsrail’in neredeyse hiç desteği olmadığına dikkat çekiyordu. Bannon, Netanyahu’nun ABD’yi yeni bir Orta Doğu savaşına sürükleyerek kendini siyasi olarak kurtarmaya çalışmasının MAGA tabanının büyük bir bölümünü küstürdüğünü belirtiyordu. Bannon, Trump’ın Netanyahu’nun
“Gazze’de açlık yok”
yalanını kamuoyunun önünde reddetmiş olmasının Amerika’da İsrail’e desteğin çöküşünü hızlandıracağını savunuyordu.
Öte yandan 44 Demokrat senatör, ABD Dışişleri Bakanı
Marco Rubio
ve Ortadoğu Özel Temsilcisi
Steve Witkoff’a
gönderdikleri mektupta ABD’nin “
Gazze İnsani Yardım Vakfı
”nın (GHF) amacına ulaşmadığı vurgulanıyordu. Mektupta GHF’nin derinleşen insani krizi ele almakta başarısız olduğu ve bu kuruluşun tesisleri çevresinde kabul edilemez nitelikte artan sivil ölüm sayısına katkıda bulunduğu belirtiliyordu. Senatörler Gazze’deki durumun daha da kötüye gitmesini önlemeyi, insani yardımın güvenli bir şekilde genişletilmesini istiyorlardı.
Mektubu hazırlayanlar arasında
Chuck Shumer
gibi İsrail’in en sıkı destekçileri de yer alıyor. Senato’daki 47 Demokrattan 44’ünün mektubu imzalaması ABD’de İsrail’e yönelik tepkilerin artık göz ardı edilemeyeceğinin bir işareti. Bu senatörlerden yarısından azının İsrail’e silah satışlarına engel olunmasına ilişkin tasarılara “hayır” oyu vermeleriyse iki yüzlülüğün bir göstergesi. İsrail’e koşulsuz desteğin siyaseten kaybettirdiğini savunan stratejistlere göre bu senatörler 2026’daki ön seçimlerde tabanla yüzleşecekler. Ön seçimlerde
“İsrail Lobisi”
nin adaylarıyla İsrail’e desteği eleştiren adaylar çarpışacaklar. Benzer bir çarpışmanın “
Trump kampı
”ndaki Hıristiyan Siyonistlerle “
MAGA’cılar
” arasında da yaşanması muhtemel.
ABD’de tartışmalara yol açan bir diğer husus ise Batılı devletlerin eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulu’nda “Filistin Devleti”ni tanımaya hazırlanmalarıydı. Trump, Kanada’nın da “Filistin Devleti”ni tanıyacağını açıklaması üzerine bu kararın gümrük anlaşmasını zorlaştıracağı tehdidinde bulunmuştu. Keza Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararınınsa önemi olmadığını söylemişti. İsrail Büyükelçisi
Mike Huckabee
ise “
X
” hesabından yaptığı paylaşımda Macron’la alay ederek,
“Macron’un tek taraflı olarak ilan ettiği ‘Filistin’ devletinin nerede olacağı belirtilmemiş. Şimdi Fransa’nın Fransız Rivierası’nı teklif edeceğini ve yeni ulusun adının ‘Francen-Stine’ olacağını açıklayabilirim”
demişti.
“İsrail’in büyükelçisi “gibi konuşan Huckabee ‘resmi’ olarak ABD’nin İsrail Büyükelçisidir. Meslekten diplomat olmayan Huckabee, “
Hıristiyan
-
Siyonist
” kimliğiyle Yahudilerden bile daha fazla ‘İsrailci’dir. Huckabee’in zihin dünyasında “Filistin Devleti” küfürle eş değerdir.
Diğer yandan geçtiğimiz Salı günü ABD Kongresi’nde daha önce benzeri görülmemiş bir girişim başlatıldı. Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat Partinin “İlerici Sol” kanat üyeleri Eylül’deki BM Genel Kurulu’nda ABD’nin Filistin Devleti’ni tek taraflı olarak tanımasını isteyen bir mektubu sessiz sedasız imzaya açtılar. Mektup Siyonist haber kuruluşlarından “
Jewish Insider
”a sızdırıldı. Kongre üyesi
Ro Khanna
ise 1 Ağustos’ta “
X
” hesabından yaptığı paylaşımda girişimi baltalamak amacıyla mektubun sızdırıldığını belirterek, “Üzücü ama işe yaramayacak.
Filistin Devleti’ni tanımak, zamanı gelmiş bir fikirdir”
diyordu.
ABD’nin BM’deki İsrail yanlısı tutumunu değiştirmesi beklenmeyen bu girişim Amerikan kamuoyundaki Filistin yanlısı duyguların ABD Kongresi’ndeki yansımasını göstermesi bakımından son derece önemli. Bilhassa genç nesil Amerikalılar İsrail’in soykırım suçlarına ABD’nin ortak olmasına daha fazla tahammül edemeyeceklerini Amerikan yönetimlerine hissettiriyorlar. İki partili İsrail yanlısı yerleşik Amerikan siyasetinin Amerikan halkının Filistinlilere ilişkin değişen duygularını dikkate almak zorunda kalacağı yıllar çok uzak değil.


