Neoconlar panik atak yaşıyorlar! Abdullah Muradoğlu
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Trump’ın Körfez ziyaretinde “Amerikan Neoconlar”a ve “ulus inşacı Liberal şahinler”e yönelik sert eleştirilerde bulunması “
Önce Amerika
” söyleminin ete kemiğe bürünmeye başladığını gösteriyor. Ziyaret Trump ve Netanyahu arasındaki kırılmayı ifşâ etti. Netanyahu, Trump’ın İsrail’in kuyruğunu izlemesini bekliyordu. Trump ise Netanyahu’ya
“sarı kart”
gösterdi.
Trump Yönetimi içinde dış politika şahinleriyle ”
Önce Amerikacı İzolasyonistler
” arasında bir rol kapma savaşı yaşanıyordu. Körfez ziyareti bu savaşın ilk muharebesini İzolasyonisler’in kazandığını gösteriyor. İsrail medyasında yer alan yorumlara bakılacak olur ise İsrail ABD’nin Ortadoğu politikasında belki de ilk kez bu kadar açık bir şekilde oyun dışına itiliyordu.
Trump’ın Körfez ziyareti ABD'nin çıkarlarının İsrail'in çıkarlarından farklılaştığının bir işareti. ABD medyasında da İsrail’in bir ‘ortak’ değil ‘yük’ haline geldiği konusunda görüşler yer almaya başladı. ABD’nin Ortadoğu politikasının sınırlarının İsrail tarafından belirlenmesine göz yumulmayacağına dair bu yeni algı ABD ana akım medyasını da şekillendirmeye başladı.
Yahudi-Amerikalı
Thomas Friedman
’ın 9 Mayıs’ta “
New York Times
”ta Trump’a hitaben kaleme aldığı, “
Bu İsrail Hükümeti Bizim Müttefikimiz Değil
” başlıklı yazısı bir işaret fişeğiydi. Ana akım medyada Netanyahu hakkında yazılmış en sert yazıydı bu. Friedman müşteri bir devlet olan İsrail’in ABD'ye astı gibi davrandığını, körü körüne sadakat istediğini, kırmızı çizgiler dikte ettiğini ve önemli diplomatik açılımları sonuçsuz bıraktığına vurgu yapıyordu.
İsrail’in çıkarlarına odaklanan “Neoconlar” Trump’ın baş müzakerecisi olarak öne çıkan
Steve Witkoff
üzerinden Trump’a yaylım ateşi açıyorlar. Yaylım ateşi Trump’ın Körfez ziyaretinden önce başlamıştı. Witkoff radikal Sağ’ın etkili yayın organlarından “
Breitbart News”
la yaptığı bir röportajda aleyhindeki yayınlara cevap veriyordu. 9 Mayıs’ta Breitbart’ta kısmen yer verilen röportajda “
Sizi eleştirenlerin barış yerine savaş istedikleri için müzakerelerinize saldırdıklarını mı düşünüyorsunuz
” şeklindeki soruya verdiği cevapta Witkoff, savaşın sorunları çözmenin tek yolu olduğuna inanan bir "
Neocon unsur
”a bilhassa dikkat çekiyordu.
İsrail yanlısı şöhretli radyo programcılarından
Mark Levin
, Witkoff’un Neoconlar’a saldırarak aslında “anti-semitik” bir görüntü verdiğini söylüyordu. Levin, Witkoff'un “
Beşinci kol izolasyonistleri
” gibi, yani
“düşmanın içerdeki adamları”
gibi konuştuğunu söylüyordu. Trump’ın kulağına en yakın isimlerden
Tucker Carlson
ise liberter komedyen
Dave Smith i
le yaptığı bir programda Levin’in bu sözlerini eleştiriyordu. Carlson kendisi de Yahudi olan Witkoff’un
‘Yahudi karşıtı
’ olarak etiketlenmesine tepki gösteriyordu. Carlson
"Witkoff'a Yahudi karşıtı diyorsanız, kaybettiğinizi biliyorsunuz demektir, değil mi
" diye konuşuyordu.
Mark Levin 13 Mayıs’taki programında Tucker Carlson’a hakaret dolu sözlerle saldırıyordu. Levin, “
bizi savaşa Yahudiler sürüklüyor demeyecekler, İsrail sürüklüyor, Netanyahu sürüklüyor diyecekler. Yahudiler şöyle, Yahudiler böyle demeyecekler, o yüzden Neocon'u kullanıyorlar”
diyordu.
Dave Smith i
se “
X
” hesabından yaptığı paylaşımda şöyle diyordu:
“Geçen gün Mark Levin, Steve Witkoff'a ‘Neocon, Yahudi için kullanılan bir aşağılamadır’ diyerek cevap verdi ve aslında onu antisemit olarak niteledi. Bugün Donald Trump Suudi Arabistan'da yaptığı konuşmada Neoconlar’a ateş püskürdü. Peki, Trump da uyanmış bir Sağ antisemit mi? Bahse girerim bu korkaklar buna cesaret edemezler.”
Bu karşılıklı atışmalardan da anlaşıldığı gibi ABD’nin çıkarlarını İsrail’in çıkarlarının önüne koymak ‘Yahudi karşıtı’ olarak suçlanmak için yeterli sayılıyor. Öte yandan ABD’de İsrail’i eleştirmek “suç” haline getiriliyor. Sadece yabancı öğrenciler değil, İsrail’in soykırım politikalarını eleştiren Yahudi akademisyenler bile bu amansız “
cadı avı
”nın hedefindeler.
ABD Kongresi’nde sıkı İsrail yanlısı bazı Demokratlar ve Cumhuriyetçiler tarafından İsrail’i boykot etmeye daha ağır müeyyideler getirilmesine ilişkin bir tasarı hazırlanmıştı. 5 Mayıs’ta oylanması beklenen tasarı sıkı Trumpçı
Marjorie Taylor Greene
ile
Thomas Massie
başta gelmek üzere birçok Cumhuriyetçi vekilin tepki göstermesi üzerine rafa kaldırılmıştı. İsrail’e destek Cumhuriyetçi seçmenler arasında da giderek eriyor. “
İsrail Lobisi
”ne saç baş yolduran bütün bu gelişmeler yerleşik iki partili İsrail desteğinin aşınmaya başladığının göstergeleridir.


