AK Parti Sözcüsü Çelik: Türkiye nin güvenliği için her türlü tedbir alındı

Son dakika haberi... 

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Ömer Çelik'in açıklamaları:

-İsrail'in İran'a yaptığı vahşi saldırı neticesinde dünya önünde açık bir çatışma, İsrail tarafından sivil altyapını mahvedilmesi ve bunun yanında daha da vahim olan nükleer tehlikenin ortaya çıkması gibi bir gündemi hep birlikte takip ediyoruz. 

-Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmalarda dikkat çekilen tehlikelerden daha büyük tehlikeler olmasına rağmen gereken tepki verilmemektedir. BM şartı dahil olmak üzere her şartın ihlal edildiği bir tablo ortaya çıktı. 

-Cumhurbaşkanımız başından beri bu meseleyle ilgili AK Parti'nin prensibini ortaya koymuştur, biz kimsenin bölgede nükleer silah sahibi olmasını istemiyoruz demişti ancak İsrail'in nükleer silah sahibi olmasını doğal karşılamamızı bekliyorlardı. Çatışmalar yokken BM Genel Kurul marjında Netanyahu ile görüşmüş, siz nükleer çalışmaları eleştiriyorsunuz ama kendiniz nükleer silah sahibisiniz demişti.

-İsrail'in saldırısı bir bakıma müzakere masasına yapılmış bir saldırıdır. Müzakere devam ettiği bir saldırı olmayacağını değerlendirmişler. Hürmüz Boğazı'nın kapatılıp kapatılamayacağı gündemde. Birçok olumsuz etkisi olacaktır, daha büyük bir tehlike varken, burada iki tane şey dikkat çekiyor. Nükleer tehlike konuşulmuyor, Hürmüz Boğazı'nın kapatılması konuşuluyor.

-Saldırgan taraf İsrail olmasına rağmen İsrail'in cevabının vahim sonuçlar doğurabileceğini söylüyor. Bugün mesela İsrail hangi tesisleri vurmuş diye baktım doğrudan sivil hedefleri vurmuş. Nükleer tesisleri bahane ederek İsrail'in İran'a saldırmasının herhangi bir meşrutiyeti yok. Nükleer mesele sizin hedefinizdeyse sivil altyapıyı neden vuruyorsunuz? İran'a yapılan her türlü saldırıyı kınıyoruz. 

-7 Ekim'den sonra Netanyahu ilk açıklamasında birtakım kehanetleri gerçekleştirmekten bahsetti. Suriye, İran'a yapılan saldırılar... İsrail'in güvenliğiyle bir ilgisi yok. Doğrudan Netanyahu hükümetinin saldırganlığıdır. Hem silahlı kuvvetler hem diğer birimlerimiz Türkiye'nin güvenliği açısından her türlü önlemi almıştır. İstihbarat teşkilatı, içerideki birtakım olabilecek provokasyonlara karşı iç güvenlik için gerekli önlemler alınmıştır.

-ABD saldırısı sonrası çok daha derinlemesine çatışmaların çıkabileceği bir tablo ortaya çıktı. İran'ın misillemesi ile ilgili haberler takip edilirken İsrail saldırganlığı da devam ediyor. Rejim değişikliğinden bahsetmek gibi bir eylem olamaz. Bir saldırıyı rejim değişikliği hedefine kaydırmak, dini liderin hedef alınması gibi bir yaklaşım asla kabul edilemez. İran'ın toprak bütünlüğüne yönelik bir tehdit, böyle bir tutum vahşette ileriye geçmektir. 

-İsrail'in güvenliği ile yapılan işler olarak bahsedilmesinin hiçbir zemini yoktur. İsrail için tek bir tehdit Netanyahu hükümetinin kendisidir. Elinde güç olan başka rejimleri değiştirmeye kalkarsa dünya cehenneme döner. 

-İsrail'in rejim değişikliği hedefi olmadığı söylenmişti, biz de memnuniyetle karşılaşmıştık. İsrail'in bu propagandasının bir siyaset biçiminde dönüşmemesi gerekir. Kimsenin kimsenin rejimini değiştirmek gibi bir durumu söz konusu olamaz.

-Bu süreç içerisinde bize sık sık sorulan sorulardan biridir terörsüz Türkiye sürecidir. Terörsüz Türkiye hedefi konusunda olgunlaşmış bir stratejimiz söz konusudur. Önümüzdeki aylarda silah bırakmanın somut olarak, kapsayıcı olarak ve tam olarak gerçekleşmesi ve bunun sahada TSK ve MİT tarafından doğrulama mekanizması tarafından takip edilmesi yaklaşımı devam etmektedir.

-Türkiye, terörsüz bir bölge için de ilham olacak demiştik. Birçok güç ortağı bölgemizi terör örgütleri üzerinden dizayn etmeye çalışmaktadır. Terörsüz Türkiye'nin hem ülkemiz hem de bölgemiz için önemli bir strateji olduğu görülmektedir. Bugün gelinen aşamada örgütün silah bırakması ve teyit edilmesi gerekmektedir. Bunun da çok uzak olmayan bir zaman içinde gerçekleşmesi gerekiyor. 

-Birileri tarafları karşı karşıya getirmek şeklinde çok yönlü bir stratejiyi gündeme soktuğunu görüyoruz. Burada hiç kimseyi ayırt etmeksizin hangi gruba yapılırsa yapılsın her türlü provokasyonu reddediyoruz. Şam'daki kilise saldırısı bölgedeki gelişmelerden ayrı değildir. DEAŞ yaptı ancak arkasında kimlerin olabileceğine dair bilgimiz var. Bölge halklarının arasına duvarlar örmemek için Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradeyi devam ettireceğiz.