Arz ı Mev ud: İsrail’in vaadedilmiş topraklar rüyası
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Arz-ı Mev'ud (İbranice: ha'aretz hamuvtakhat), Yahudi inancına göre Tevrat’ta Allah’ın Hz. İbrahim ve soyuna vadettiği toprakları ifade eder. Bu vaat, Tevrat’ın özellikle Tekvin 15:18-21 olmak üzere çeşitli bölümlerinde yer alıyor.
Yahudilerin Arz-ı Mev’ud idealleri Tevrat’ın bu bölümündeki “Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları –Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını– senin soyuna vereceğim” ifadelerine dayanıyor.
HANGİ ÜLKELERİ KAPSIYOR?
Bu tanım, modern haritalarla karşılaştırıldığında Nil Nehri’nden Fırat Nehri’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsar. Yani bugünkü Mısır’ın Sina Yarımadasını ve Nil Nehri’ne kadar olan kısmını, tüm Filistin toprakları, Ürdün’ün tamamı, Suriye’nin güneyi, Irak’ın batısı ve Suudi Arabistan’ın kuzeyini içine alır. Ancak internet gibi çeşitli ortamlarda paylaşılan ideolojik “Büyük İsrail” haritalarında Tevrat içerisinde belirtilen sınırların daha geniş yorumlandığı görülüyor. İran’a kadar uzanan ve Türkiye’nin doğu illerinden bazılarını da içeren ve bölge ülkelerini tehdit eden bu haritalar İsrail’in “Vaadedilmiş Topraklar” idealini hala benimsediğini hissetirmesiyle bölgede güvensizliğin ve gerginliğin artmasına neden oluyor.
İSRAİL'İN GENİŞLEME POLİTİKASI
İsrail devleti, resmi söyleminde Arz-ı Mev’ud’u bir dış politika hedefi olarak ortaya koymasa da bazı aşırı sağcı Siyonist çevreler, bu idealin gerçekleştirilmesini hâlâ savunmakta, özellikle dini gruplar arasında bu söylem canlılığını korumaktadır. İsrail resmi devlet söyleminin aksine; Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimleri, Ürdün Vadisi’nde kalıcı kontrol, Golan Tepeleri’nin ilhak edilmesi gibi adımlar atması birçok kişi tarafından İsrail’in Arz-ı Mev’ud doğrultusunda hareket ettiği şeklinde anlaşılıyor.
İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da
İDEOLOJİK BİR MESELE OLARAK GÖRÜLÜYOR
Arz-ı Mev’ud ideali, bölge ülkelerinde tarih boyunca kuşkuyla karşılanmış, İsrail’in genişleme potansiyeline dair endişeleri körüklemiştir. Bu nedenle özellikle Filistin sorunu etrafında şekillenen çatışmalarda, İsrail’in toprak politikaları sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda ideolojik bir mücadele olarak da görülüyor.
Bugün İsrail’in resmi devlet politikası bu söyleme dayanmasa da, aşırı milliyetçi bazı koalisyon ortaklarının ve yerleşimci grupların söylemlerinde Arz-ı Mev’ud’un izleri açıkça görülmektedir. Bu durum, iki devletli çözüm olasılığını daha da zora sokuyor ve bölgedeki istikrarsızlığın derinleşmesine yol açıyor.
Sahadaki gelişmeler ve ideolojik eğilimler Arz-ı Mev’ud idealinin günümüzde de zihinlerde ve haritalarda yaşadığını gösteriyor.


