Avrupa Birliği füze kalkanı kuruyor
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
ABD’nin Trump yönetimi döneminde NATO üyelerine yönelik eleştirileri ve savunma harcamaları konusunda baskıları, Atlantik hattında güven sorunlarını gündeme getirdi. Buna karşılık, Avrupa Birliği üye devletleri 2025 itibarıyla savunma harcamalarını GSYİH’nın %2’sinden %3,5’e çıkarmayı kabul etti. Bu artış, Avrupa’nın dışa bağımlılığını azaltma ve kendi savunmasını oluşturma yönünde stratejik bir adım olarak görülüyor.
Rusya tehdidine realist bakışMakaleye göre, Rusya’nın nükleer saldırıya başvurması düşük bir olasılık; çünkü bunun küresel etkileri Rusya tarafından dahi tolere edilemez. Ancak, Rusya’nın kara üslerinde konuşlandırdığı taşınabilir balistik füzeleri, daha lokal ama etkili bir tehdit oluşturabilir. Bu tip füzeler, doğrudan hedefe yönlendirilebilmekte ve yakalanmaları zorlaşmakta.
Avrupa’daki füze savunma sistemleri ve aksaklıklarıBugün Avrupa’da balistik füze savunmasından (BMD) sorumlu yapı büyük ölçüde NATO bünyesindedir. NATO’nun “Hava ve Füze Savunma Entegrasyon Sistemi (NATINAMDS)” pek çok radar ve hava savunma sistemini içerir: Patriot, SAMP/T gibi sistemler bölgeleri savunur, daha küçük sistemler ise nokta savunmayı sağlar.
Öte yandan, ABD’nin AEGIS sistemi — hem karadaki hem deniz platformlarında konuşlandırılmış — Avrupa savunmasında kritik bir rol oynar. Amerika’nın Raytheon SM-3 füzeleri AEGIS ile entegre halde çalışır. Fakat Avrupa’nın bu sistemlere bağımlılığı, özellikle ABD ile siyasi veya teknik uyuşmazlık yaşandığında büyük bir sorun haline gelebilir.
Avrupa, bu bağımlılığı azaltmak için yeni projelere yöneliyor. Almanya örneğinde, İsrail yapımı Arrow 3 savunma sistemi Almanya tarafından satın alındı. Ayrıca European Sky Shield Initiative (ESSI) adlı girişim, farklı ülkelerin savunma bataryalarını — Patriot, Arrow ve IRIS-T gibi — ortak bir ağ üzerinde entegre etmeyi hedefliyor. Şu anda ESSI’ye 22 ülke katılmış durumda.
Jeopolitik perspektif ve sonuçlarSavunma antimisil stratejisi yalnızca teknik bir konu değil; aynı zamanda Avrupa’nın jeopolitik bağımsızlığıyla da yakından bağlantılı. ABD ile yaşanan ilişkilerdeki belirsizlik, özellikle silah sistemlerinin kontrolleri ve kısıtlamaları konusunda Avrupa’yı zorluyor. Bu nedenle Avrupa, hem teknolojik hem kurumlar-arası kapasitesini güçlendirmek zorunda.
Farklı Avrupa ülkelerinin (Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Finlandiya) PESCO (Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği) çatısı altında savunma projelerine katıldığı, örneğin AB savunma fonu EDF’in (European Defence Fund) bu çabayı desteklediği biliniyor. Ancak eleştirmenler, Avrupa’nın hâlâ AEGIS, SM-3 gibi Amerika yapımı sistemlere bağımlı olduğunu, kendi yerli alternatiflerinin henüz yeterli düzeyde olgunlaşmadığını söylüyor.


