Bağ Kur 7200 prim eşitleme: Esnaf için emeklilikte yeni dönem mi başlıyor?

Merhaba kıymetli okuyucularım,

Geçtiğimiz seçim döneminde iktidar cephesinden gelen birçok müjde arasında bir tanesi vardı ki, milyonlarca Bağ-Kur’lunun yüreğinde derin bir umut uyandırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs 2023’te Kayseri’de yaptığı mitingde “1 milyon küçük esnafımıza müjde” diyerek Bağ-Kur’luların emeklilik için gereken prim gün sayısının 9000’den 7200 güne indirileceğini ilan etti.

Sadece bununla da kalmadı; sosyal medya hesaplarından “7200 güne indirdik” şeklinde kesin ifadelerle yapılan paylaşımlar, sözün çoktan tutulduğu izlenimini verdi. Ancak o gün bugündür, bu “müjde” adeta görünmez bir buhara dönüştü. Ne Resmî Gazete’de yayımlanan bir düzenleme oldu, ne de Meclis’te ciddi bir adım atıldı. Geriye, boş vaatlerin yankısı kaldı.

Seçim meydanlarında söylenen her söz, bir anlamda taahhüttür. Hele ki milyonlarca insanı ilgilendiren sosyal güvenlik politikalarında verilen sözler, sadece oy beklentisiyle dile getirilmişse, bu halkın vicdanında derin bir kırılmaya neden olur. Bugün gelinen noktada, “7200 gün” vaadi ne yazık ki tutulmamış sözler mezarlığında yerini almış durumda.

İktidar kanadından bu konuda aylardır tek bir somut açıklama gelmemesi, Bağ- Kur’lular arasında ciddi bir güvensizliğe yol açtı. Kendi yağında kavrulmaya çalışan esnaf ise vergi, kira, stopaj, faturalar gibi giderlerle boğuşurken bir de emeklilik hayalini zamana karşı yarıştırmak zorunda kalıyor. Çünkü 9000 gün, 25 yıl kesintisiz prim ödemek demek. Bu, işsizliğin, kapanan dükkanların, kayıt dışının kol gezdiği bir ülkede milyonlarca insan için neredeyse imkânsız bir koşul.

Bugün 9 Eylül 1999 sonrası ilk defa sigortalı olan çalışan, 7200 günle yani yaklaşık 20 yıl prim ödeyerek emekli olabilirken; aynı şartlarda çalışan, aynı yaşı taşıyan, aynı vatandaşlık görevlerini yerine getiren bir Bağ-Kur’lu için bu süre hâlâ 9000 gün. Aradaki 1800 günlük fark, adeta sosyal güvenlik sistemindeki sınıfsal ayrımcılığı belgeliyor. Oysa sosyal devlet, ayrımcılığı değil eşitliği esas almalıdır.

Bir terzi, bakkal, kıraathane işletmecisi, berber, manav, küçük atölye sahibi neden emeklilikte daha fazla çalışmak zorunda kalsın? Aynı Anayasa’nın eşitlik maddesi, neden onların kapısını çalmıyor?

Son günlerde bazı gazeteciler ve kulis kaynakları, “7200 gün” düzenlemesinin Meclis gündemine geleceğini, hatta Cumhurbaşkanı’nın bu sözü seçim öncesi yerine getireceğini yazıp çiziyor. Peki bu gerçekten yeni bir düzenlemenin işareti mi, yoksa yine bir seçim öncesi umut satışı mı?

Kamuoyunun bu kez cevabı net: Yasa çıkmadan, Resmî Gazete’de yayımlanmadan, yürürlüğe girmeden hiçbir açıklama inandırıcı değil. Çünkü hafızalar, sadece vaatleri değil; tutulmayan sözleri de kaydediyor.

Yıllar boyunca kayıtlı çalışmış, vergi vermiş, sigorta ödemiş, kimseye yük olmadan ayakta kalmaya çalışmış esnafın beklentisi, hak ettiği şartlarda emekli olabilmektir. Bu beklenti bir lütuf değil, en temel haklardan biridir. 7200 gün düzenlemesi sadece adaletin tesisi değil; aynı zamanda sosyal barışın teminatıdır.

Artık beklenti değil, icraat zamanıdır. Devletin, verdiği sözü yerine getirme sorumluluğu vardır. Aksi takdirde bir sonraki seçim meydanında söylenen hiçbir söz, bu milletin gönlünde yankı bulmaz.

8 Eylül 1999 öncesi SSK’lılarda EYT düzenlemesi ile yaş şartı kaldırıldı ve bu kişiler 5000 ile 5975 gün arasında primle emekli olabiliyor. Hâlbuki EYT düzenlemesi tas tamam çıkmış olsaydı, bu kişiler 5000 prim gün sayısıyla emekli olacaklardı. Bir yanda mevcut durumla 5000 ile 5975 gün arasında kademeli geçişle emekli olabilen SSK’lılar var; diğer yanda ise 9000 günle emekli olabilen kendi nam ve hesabına çalışan Bağ-Kur’lular var.

Şimdi siz Bağ-Kur’lular için prim gün sayısını 7200 güne indirseniz, nasıl eşitlik sağlamış oluyorsunuz? 7200 günle eşitlik sadece 9 Eylül 1999 sonrası ilk defa sigortalı olan SSK’lılarla sağlanmış olur.

Ayrıca neden sadece küçük esnaf?

Tarım Bağ-Kur’lular kapsam dışı mı?

Şirket ortakları kapsam dışı mı?

Bağımsız serbest meslek erbapları örneğin avukatlar, doktorlar, mali müşavirler, sosyal güvenlik müşavirleri kapsam dışı mı?

Peki ya kadınlarda prim gün sayısı kaç olacak? O da erkeklerle aynı mı olacak?

SSK’da kadın ve erkek arasında 9 Eylül 1999 sonrası girişlilerde prim gün sayısı farkı varken yani kadınlarınki erkeklere göre düşükken şimdi bu prim eşitleme 7200 modeliyle sigortalı kadın ve erkekler eşitlenecek mi?

İsteğe bağlı sigortalı olan Bağ-Kur’lular 7200 ile mi, yoksa 9000 günle mi emekli olabilecekler?

Sorular, sorular… Cevapsız birçok soru…

At denize oltayı, elbet gelen olur. Balık mı gelir, ne gelir, bilinmez…

Ha… “Yetmez ama evet” diyenlerdenseniz, 7200 gün de işinize yarar. Ancak “oldu bitti, ben yaptım oldu” müjdeleri, her zaman yeni mağduriyetlerin oluşumuna ve gelişimine neden olduğunu çok kez gözlemledik.

Esnafın, şirket ortağının, kendi nam ve hesabına çalışanların özetle tüm Bağ-Kur’luların tek sorunu emeklilik mi?

Hayır…

SSK ve Emekli Sandığı’na göre aylık bağlama oranları düşük. Dolayısıyla daha az emekli maaşı…

En çok prim gün sayısı şartlarına tabi…

Engelli emeklilik ve malulen emeklilik imkânı artık yok gibi, koşulları daha ağır…

Emeklilikte son statü 1261 gün kuralı, kanayan bir yara…

Geçmişte terk koduyla durdurulan ve ihya edilebilir günleri satın almak istese ya

hepsini ya hiçbirini derler. Borçlanma tutarları daha fazla…

Çakışmadan kaynaklı silinen günleriniz bir anda çıkıverir karşınıza…

Prim borcun varsa sağlık hizmeti kısmen de olsa var, ilaç hiç yok…

Vergi ve SGK prim borçları, e-hacizler, banka blokeleri…

Saymakla bitiremeyiz…

SGK mevzuatında reform şart!