BM gündeminden Filistin ve Sn. Erdoğan geçti İhsan Aktaş
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
İsrail’in 75 yıllık Filistin işgali 7 Ekim’de bambaşka bir evreye girmişti. İzzettin Kassam Tugayları’nın Gazze sınırını aşıp esirlerle geri dönmesi bütün dünyada büyük bir şok etkisi yaptı. Dünyayı kuşatmış Siyonist medyanın gücünü düşündüğümüzde, yeryüzünde medya gürültüsünün ve gücünün tamamı Filistinlilerin aleyhineydi. 50 yıl boyunca meşruiyetini Filistin davasını savunarak sağlayan Arap devletlerinin yöneticileri de dahil bütün otoriteler için “Hamas teröristtir” demeye çok müsait bir iklim vardı.
Büyük liderlik; imandan, hakkaniyetten, adaletten, mazlumdan yana olmanın temsilcisi olmaktır. Sn. Recep Tayyip Erdoğan ekranların karşısına geçti ve “
Hamas mensupları kendi topraklarını işgalcilere karşı koruyan Kuvâ-yi Milliyecilerdir
” ifadesini kullandı.
Sn. Cumhurbaşkanının bu meydan okuması başta Siyonistler, emperyalistler ve onların kölesi olmuş milyonlarca Yahudi, Hristiyan ve Müslüman nezdinde atom bombası kadar etkili bir açıklama oldu.
Hakikatin ve ilahi adaletin tecellisi şudur ki: Bu hafta BM’de İsrail aleyhine oluşan dünya kamuoyunu, yeryüzünde doğudan batıya bütün kentlerdeki İsrail karşıtı protestoları gördüğümüzde; medyadaki asil insanların tutumunu, ödül törenlerinde, futbol maçlarında, sahnelerin kurulduğu her arenada Filistin yanlısı ve Siyonizm karşıtı protestoları izlediğimizde, iki yıl sonra dünyanın nüfusunun en az yarısının bugün Sn. Erdoğan gibi düşünmesi üzerine doktora yapılacak bir konu ortaya çıkmıştır.
Doğru bir yerde durmak, adaletten yana olmak, hakikatin yansıması olmak, milletlerin kaderinin nasıl kısa sürede değiştiğini gösterdi. BM’de İsrail’in nasıl diplomatik bir yenilgiye uğradığını dünya gözüyle görmek çok anlamlıydı.
Önce Fransa ve Suudi Arabistan’ın girişimiyle düzenlenen Filistin toplantısı, ardından Trump ve Sn. Cumhurbaşkanımızın rol üstlendiği Müslüman ülke liderleriyle yapılan zirve dikkat çekti. İspanya, Kolombiya, Şili, Fransa, İngiltere, Güney Afrika, İran, Katar ve daha pek çok ülkenin devlet başkanları BM kürsüsünde İsrail’in soykırımını açıkça eleştirdi. İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Şili Cumhurbaşkanı Gabriel Boric, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin konuşmaları dünya kamuoyunda geniş yankı buldu.
Devlet başkanlarının her birinin İsrail aleyhine söylediği cümleler önemlidir. Filistinlilerin ve kalbi vicdanı Filistin’den yana olanların ortak kanaati, BM Genel Kurulu’nda en etkili konuşmayı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı yönündedir.
Düşünün: Mahmud Abbas, Filistin Devlet Başkanı olarak ABD’ye gelmek için vize alamadı. Normalde 100 bin vatandaşını kaybetmiş bir devlet başkanı olmasına rağmen, ayrıca Hamas yönetimi de Gazze’de varlığını sürdürürken Batı Şeria işgal ediliyor, köylüler topraklarından sürülüyor. Gazze’de yaşananların benzeri Batı Şeria’da da yaşanıyor. Fakat Mahmud Abbas, Sn. Erdoğan kadar vicdanlara seslenemiyor. Bu bağlamda İspanya Başbakanı ile Sn. Cumhurbaşkanımız bütün dünyada Filistin yanlısı herkesin tercümanı oldu. Direniş bir kat daha güç kazandı.
Bir avuç Hamas direnişçisinin dünyayı değiştireceği söylenseydi, kimse inanmak istemezdi.
Öne çıkan sonuçlar:
1. Dünyada Siyonizm tekeli sarsıntıya uğradı ve İsrail’in bugünden daha iyi bir günü olmayacak.
2. 50 yıl boyunca Siyonizm tekeli dışında bir cümle kuranın hayatı kararırdı. Sanatçı, siyasetçi, iş insanı… Kim bu tekelin dışına çıkarsa hayatı mahvolurdu. Bugün ise bu tekeli eleştirenler hayatlarının kararmadığını, bilakis avantajlı bir pozisyona geçtiklerini görüyor.
3. İngiltere ve Fransa, İsrail tarafından egemenlik haklarına saygı duyulmayan devletlerdi. Bugün Kanada, Avusturya, Fransa ve İngiltere eş zamanlı olarak Filistin’i tanıma cesaretini gösterdiler.
4. Bugünden sonra İsrail’in ABD üzerindeki mutlak hakimiyeti zaafa uğramıştır.
5. İsrail ancak Charlie Kirk cinayetinde olduğu gibi suikast ve terör yöntemleriyle var olabilir. Mafya devletlerinin ömrünün ne kadar olduğunu herkes bilir.
6. Sokaklara çıkan, gösteri yapan, boykot eden, Filistin için risk alan herkes gördü ki: Bir insan dünyayı değiştirebiliyormuş.
7. Sn. Cumhurbaşkanı gibi güçlü siyasi figürlerin adaletten yana duruşu, dünyadaki İsrail aleyhtarlığının olağanüstü derecede güçlenmesine katkı sağlamıştır.
8. Siyonistler o kadar kibirlendiler ki kâinatın yaratıcısını hesaba katmadan büyüklendiler. Biliyoruz ki büyük olan Allah’tır. Bu sapıklar Allah’a ve onun dinine savaş açtılar.
9. İlahi tecelli, yeryüzünde bu vampirlerin zelil olmasının başlangıç günlerini bize göstermiştir.
BM toplantısından sonra Sn. Cumhurbaşkanımızın Trump ile yaptığı görüşme ve ortaya çıkan atmosfer, BM’de İsrail soykırımını en yüksek düzeyde eleştiren Erdoğan’ın Trump tarafından yüksek düzeyde saygıyla karşılanması, dost ve düşmana Türkiye’nin gücünü ve Sn. Erdoğan’ın dünya liderleri arasındaki etkin konumunu bir kez daha göstermiştir.
Her zaman vurguladım: Türkiye’de mütefekkirlerin ve akademinin bu yeni vizyonu ve gücü ete kemiğe büründürmesi gerekir. “Gavur aşıklığı” ve Siyonistlerin oluşturduğu kültürel iktidarın mensuplarına karşı eziklikle medeniyet inşa edilemez.
Bizim siyasi liderlerimiz, Kuzey Buz Denizi’ndeki buz kıran gemiler gibi büyük yollar açıyorlar. Geride kalanlar ise fakir kibirleri ve sıradanlıkları ile nal topluyor. Görelim Mevla neyler.


