BM ve uluslararası ekonomi kurumlarında değişim talebi Erdal Tanas Karagöl
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Geçen hafta BM’de üye ülkelerin bir araya geldiği ve dünyada sorunların konuşulduğu önemli bir hafta oldu.
BM bir yandan, küresel sorunların, çatışmaların, iklim değişikliğinin, insan hakları gibi konuların gündeme getirildiği bir alan olurken diğer yandan
BM’nin sorunları çözememesi ve aktif rol oynamaması
nedeniyle ağır eleştirilerin yükseldiği bir platform oldu.
Bu eleştirilerin en önemli örneği de
Gazze’ de devam eden soykırımdır.
ULUSLARARASI EKONOMİ KURUMLARI
BM’ye bir çok konuda getirilen eleştiriler yıllarca
ekonomi kurumlarına
karşı da dile getirilmektedir.
Uluslararası kurumların yönetim yapısı ve bu kurumların uyguladığı politikaların azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde meydana getirdiği
olumsuz etki
hep dile getirilmektedir.
IMF’nin ülkelere verdiği finansal desteği
ağır koşullara bağlaması, farklı sosyal yapıları olan ülkeler için aynı reçeteleri uygulaması
ve bu reçetelerin sosyal riski arttırması nedeniyle bu kurumdan finansal destek almak artık en son tercih olmuştur.
IMF’e gitmenin ekonomik ve siyasi maliyeti yüksektir.
Oysaki bu
IMF’nin amacı ülkelerin karşılaştığı finansal krizlerde finansal destek
sağlamaktır.
Ayrıca, IMF ve Dünya Bankasının dönemin güçlü ekonomileri tarafından temsil edilmesi nedeniyle ABD ve diğer gelişmiş ülkelerin bu kurumlar üzerinde aşırı etkisi bulunmaktadır.
Diğer yandan,
küresel ticaret kurallarının daha çok zengin ülkelerin çıkarlarını gözettiği
, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri ise korumadığı da apaçık ortadadır.
Zengin ülkelerin azgelişmiş ülkelere uyguladıkları tarifelerin ne kadar adil olduğu ortadadır.
Bu da, uluslararası kurumların uyguladığı politikaların gelişmiş ülkelerin çıkarlarına göre yazıldığı ve azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri de ihmal ettiği yönündeki eleştirilere neden olmaktadır.
DEĞİŞİM ZORUNLU BİR TERCİH OLDU
Uluslararası kurumlar, uyguladıkları politikalar ve yönetim yapıları nedeniyle meşruiyet ve etkinlik sorunlarıyla karşı karşıyadır.
Dolayısıyla, mevcut uluslararası sistem ya az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını, seslerini ve temsilini yükseltecek
yeni kurumsal mekanizmaları oluşturacak ya da mevcut kurumlarda köklü reformları yapmak zorunda
kalacaktır.


