Çok tehlikeli bir adım: Kıyılara hücum!
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Bugün, 26 Haziran 2025 günü, elde kalan son kıyıların da yağmaya açılmasının miladı. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeye göre ‘kıyı kenar çizgisinin’, deniz tarafında kalan kısmı turizm yatırımlarına açılıyor. Özetle öyle bir yasal değişiklik yaptılar ki yine, gelecek nesiller yeterli ücreti ödemedikçe belki de denizi yakından hiç göremeyecekler.
Abarttığımı mı düşünüyorsunuz? Gelin öyleyse iktidarın uzun zamana yayılı bir yağma planını nasıl hazırlayıp adım adım yürürlüğe koyduğuna baklalım…
En son Meclis’e getirilen düzenleme, zeytinlik alanlar dahil milli parkları, su kaynaklarını, koruma alanlarını hepten tahrip edecek bir torba yasa. Komisyondan kavga dövüş geçti. Sıra Meclis gündeminde. Yasa ile madenciye, ‘üstün kamu yararı’ adı altında istediği yeri kazma hakkı getiriliyor.
İşte bu düzenlemeyi tartışırken bir vahim adım daha atıldı. Bu sefer turizmci için ‘yürü ya kulum’ deniliyor. Zira turizmciler, “hala elde onca kıyı şeridi var. Ama orman, SİT alanı, kıyı koruma adı altında buraya dokunamıyoruz. Dokunsak davalar açılıyor, iş gecikiyor” filan diyorlardı. İktidar onların da yüzünü güldürecek, haliyle kendi çeperindeki yağmacılara yeni alanlar açacak değişikliği nihayet yaptı.
Peki nedir bu ve etkileri ne olacak?
Malum; ülkenin hayati düzenlemelerinden birisi Kıyı Kanunu’dur. Anayasa’ya göre kıyılar kamunun kullanımına açıktır ve özel mülkiyete konu olamaz. Bir kez gitti mi, yeri doldurulamaz çünkü. Pratikte böyle olmuyor elbette. İstanbul’a bakın mesela; ya bir otel ya da bir port, derebeyi misali çevirmiş her yeri. Kıyı Kanunu’nun önemini şuradan da anlıyoruz aslında. AKP’nin ihale ve maden kanunlarından sonra en fazla değiştirdiği düzenleme budur. Tam 9 kez el atmış. Son kez el attığı konu ise “şeytanın bile aklına gelmez” denilecek türden bir dokunuş.
İlk adım 16 Nisan 2022 günü çoğumuzun gözünden kaçan bir düzenlemenin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla atıldı. Kıyı Kanunu uygulama yönetmeliği değiştirildi.
Kıyı Kanunu’nun içindeki kritik düzenlemelerinden birisi Kıyı Kenar Çizgisi’dir (KKÇ). Tamamen bilimsel kıstaslarla belirlenmesi gerekir. Jeoloji mühendisi, jeolog, jeomorfolog, ziraat mühendisi vb. uzmanlığına dayanır. KKÇ, denizle karanın birleştiği yerden başlar, denizin karaya doğru hareketleri ile oluşmuş kumluk, çakıllık, çalılık vb. bölgenin sınırına dek uzanır. Yani denizin doğal uzantısı sayılır. Biz genel olarak sahil deriz oraya ama sahil, sonrasındaki bölümdür. Orası da hepimize ait.
Yapılan değişiklik şöyleydi:
“Meskun olmayan ve henüz tapu iptal davası açılmamış Hazine taşınmazlarının bulunduğu kıyı alanlarında veya turizm koruma, geliştirme veya turizm merkezi ilan edilerek Turizm Bakanlığı tarafından tahsis edilmiş yerlerde, Kıyı Kenar Çizgisi yeniden belirlenebilir.”
Bunu neden yaptılar?
Yanıtı bir ay sonra, başka bir yönetmelikte yapılan değişiklikte bulduk. Kıyı Kenar Çizgisi’nden sonra 14 Mayıs 2022 günü de Resmi Gazete’de, kamu taşınmazlarının turizm yatırımlarına tahsisini düzenleyen yönetmelikteki değişiklik yürürlüğe girdi. Turizm bölgesi ilan edilen yerlerin dışında kalan ve kıyısı olan ilçelerde, milli park içinde olan bölgeler de dahil turizm tahsisi kapsamına alındı. Orman bölgeleri önceden alınmıştı.
Bunların tamamını da Cumhurbaşkanı belirliyor zaten. Turizm bölgesini o ilan ediyor, milli park, orman vs. sınırlarını o değiştirebiliyor, buralarda nerenin, kime tahsis edileceğini o onaylıyor.
Gelelim yasal değişikliklerin pratiğe nasıl yansıdığına. Bunun yanıtı da gecikmedi, bir ay sonra geldi. Haziran 2022’de Turizm Bakanlığı çok sayıda il ve ilçede onlarca bölgeyi otel yapımı için tahsis etmek amacıyla ihaleye çıkardı. O günden beri de sürekli yeni yerler ekleniyor.
Sonuncu paket Nisan 2024’te açıklandı. Cumhurbaşkanı tarafından imar planları değiştirilerek, ihaleden önce daha cazip hale getirildi. Bodrum, Didim, Selçuk, Manavgat, Side, Belek gibi yerlerde kıyılarda bulunan kamuya ait üzerinde taşınmaz bulunmayan boş alanlar, jet hızıyla 49 yıllığına 5 yıldızlı otel yapımı için tahsis edilmeye başlandı.
O kadar çok tahsis oluyor ki, takip etmek mümkün değil. Ve sonunda turizmcinin istediği son adımı da attılar.
Bugün Resmi Gazete’te bir kez daha turizm tahsisi hakkındaki yönetmelikte bir değişiklik daha yaptılar. Kıyı kenar çizgisinin, deniz kısmında kalan alanları da turizmciye açılıyor.

Bu çok tehlikeli bir düzenleme. Zaten halkın kıyıları kullanımı olabilecek en asgari sınıra çekilmişken, artık ormanların olduğu ve henüz el değmemiş alanlar da bütünüyle kapatılıyor. Yönetmelikte “kamu kullanıma açık olmak şartıyla” cümlesine hiç inanmayın. Bu şart nerede uygulanıyor ki, bunda uygulansın.
Özetle AKP iktidarı etrafta savaş da olsa, milyonlarca insan geçim sıkıntısı da çekse; velhasıl kıyamet kopsa yıllardır tasarladığı yağma planını bir milim sapmadan uyguluyor. Böyle bir ekonomik modelin siyasi yönetim biçimi de ancak şu anki gibi olur.


