Cumartesi Anneleri 1063 ncü haftada: Gazeteci Ferhat Tepe için adalet çağrısı!
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanmasını talep eden Cumartesi Anneleri, 1995 yılından beri Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları oturma eylemlerinin 1063'ncü haftasında, 28 Temmuz 1993’te Bitlis’te gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe için adalet istedi.
Cumartesi Anneleri, TBMM’de kurulan İnsan Hakları Komisyonu’na seslenerek, hakikatin inkâr edilmediği ve duyguların görmezden gelinmediği bir anlayışın temsil edilmesi halinde kendilerinin de dinlenmesini talep etti. Yapılan açıklamada, "Türkiye’nin demokratikleşmesi, geçmişte yaşananların kabulü ve bu acıların tanınmasıyla mümkün olur" ifadeleri kullanıldı.
Ferhat Tepe, 19 yaşındayken Bitlis şehir merkezinde silahlı üç kişi tarafından kaçırıldı. Ailesi ve gazetesi devlet kurumlarına yaptığı başvurularda Ferhat’ın gözaltına alınmadığı yanıtını aldı. Kaçırılma sonrası Türk İntikam Tugayı adına biri aileye ulaşarak, Ferhat’ın serbest bırakılması için DEP Bitlis İl Başkanı olan babasının istifa etmesi ve 1 milyar lira para ödenmesi gerektiğini söyledi. Ailenin ifadelerine göre bu tehditlerdeki ses, Tatvan Tugay Komutanı Korkmaz Tağma’ya benzetildi.

13 gün sonra Ferhat Tepe’nin işkence izleri bulunan bedeni, Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda “meçhul kişi” olarak defnedilmişti. Resmî kayıtlarda boğulma iddiası yer alırken, çok sayıda tanık onu Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı’nda gördüğünü bildirdi.
İç hukukta sonuç alınamayınca aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM, Türkiye’nin etkili soruşturma yürütmediğini ve bilgi erişimini engellediğini belirterek devleti mahkûm etti. Anayasa Mahkemesi de 2016’da hak ihlali kararı verdi ancak zamanaşımı gerekçesiyle dosyanın yeniden açılmasına izin vermedi.
Cumartesi Anneleri, Ferhat Tepe’nin kaybedilişinin 32. yılında cezasızlığın sona erdirilmesi için çağrısını yineledi.
"SUSTURULMAK İSTENENLERİN SESİ VE TALEPLERİ DUYULMALIDIR"Açıklamanın tamamı bu şekilde:
"Demokratik, çoğulcu ve herkesin kendini ait hissettiği bir Türkiye inşası amacıyla kurulan TBMM Komisyonu, 5 Ağustos’ta çalışmalarına başladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un açılış konuşmasında belirttiği gibi, bu komisyon hakikatin inkâr edilmediği, duyguların görmezden gelinmediği ve siyasetin çözüm üretme cesareti gösterdiği bir anlayışı temsil edecekse; Cumartesi Anneleri/İnsanları olarak bizlerin de dinlenmesini talep ediyoruz.
Cumartesi Anneleri’nin varlığı, geçmişte yaşananların hâlâ kanayan bir yara olduğunun göstergesidir. Türkiye’nin demokratikleşmesi, ancak bu gerçeğin kabul edilmesi ve bu yarayı kanatan acıların tanınmasıyla mümkündür. Bunun için de önce, susturulmak istenenlerin sesi ve talepleri duyulmalıdır.

19 yaşındaki Ferhat Tepe, Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiriydi. 28 Temmuz 1993’te Bitlis şehir merkezinde, silahlı ve telsizli üç kişi tarafından kaçırıldı. Ailenin ve gazetenin tüm başvurularına rağmen devlet kurumları, Ferhat’ın gözaltına alınmadığını söyledi.
Kaçırılmadan sonra aileye telefon eden bir kişi, Türk İntikam Tugayı adına Ferhat’ı kaçırdıklarını, serbest bırakılması için babası İshak Tepe’nin DEP Bitlis İl Başkanlığı’ndan istifa etmesi ve 1 milyar lira ödemesi gerektiğini söyledi. İshak Tepe, telefondaki sesi, kısa süre önce kendisini tehdit eden Tatvan Tugay Komutanı Korkmaz Tağma’ya benzetti.
Ferhat’ın ağır işkence görmüş bedeni, 13 gün sonra “meçhul kişi” olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda bulundu. Resmî kayıtlara göre Ferhat, kaçırıldığı yerden yaklaşık 400 km uzaklıktaki Hazar Gölü’ne yüzmeye gitmiş, yüzme bilmediği için boğulmuştu. Ancak bedeninde işkence izleri vardı ve 14 tanık, onu Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı’nda gördüğünü beyan etmişti.
İç hukuk yollarından sonuç alınamayınca aile AİHM’e başvurdu. AİHM, soruşturmada 'şaşırtıcı eksiklikler' olduğunu, hükümetin bilgi ve tanıklara ulaşımı engellediğini, etkin soruşturma yürütmediğini belirterek Türkiye’yi mahkûm etti. Anayasa Mahkemesi de 2016’da “etkili soruşturma yapılmadığı” gerekçesiyle hak ihlali kararı verdi ancak zamanaşımı gerekçesiyle dosyanın yeniden açılmasını engelledi.
Sonuç olarak, AİHM’in de vurguladığı gibi, iç hukukta 'etkili bir soruşturma yürütme hususunda bilinçli olarak gösterilen yargısal direnç' bugüne kadar devam etti. Adli süreç, Ferhat Tepe’yi işkenceyle öldürenler ve bedenini kaybedenler için cezasızlıkla sonuçlandı.
Ferhat’ın kaybedilişinin 32. yılında bir kez daha vurguluyoruz: Gerçek bir adalet sistemi, sadece suçluyu cezalandırmakla kalmaz, aynı zamanda gelecekteki suçların önüne geçer. Bu nedenle cezasızlıkla mücadele, adaletin tesisi için atılması gereken en önemli adımlardan biridir.
Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."
32 yıl önce gözaltında kaybedilen Gazeteci Ferhat Tepe’yi unutmadık.#CumartesiAnneleri1063Hafta https://t.co/4Yt2UTmAMR
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) August 9, 2025


