Cumhurbaşkanı Erdoğan, Al Jazeera ye yazdı: Bölgede barışın ve istikrarın yegane anahtarı
SonTurkHaber.com, Mynet kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Next Sosyal'den yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Katar merkezli medya kuruluşu Al Jazeera için "İnsanlığın Vicdanı Gazze'de Sınanıyor" başlıklı makale kaleme aldığını bildirdi.
Makalenin İngilizce ve Arapça olarak yayımlandığını belirten Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın makalesinde, dünyayı Gazze'deki vahşete karşı harekete geçmeye çağırdığını ifade etti.
İletişim Başkanlığının internet sitesinden de paylaşılan makalesinde Erdoğan, Gazze Şeridi'nde yaşanan trajedinin, yalnızca dar coğrafyaya sıkışmış bir çatışma olarak değil insanlığın ortak vicdanını yaralayan ve her geçen gün derinleşen bir insani felaket olarak görülmesi gerektiğine dikkati çekti.
İsrail'in aylardır sürdürdüğü bombardımanların, kadınları, çocukları ve yaşlıları hedef alarak şehirleri yaşanmaz hale getirdiğini belirten Erdoğan, evler, hastaneler, okullar ve ibadethanelerin yıkıldığını, gıda, su, sağlık ve elektrik gibi temel hizmetlerin çöktüğünü kaydetti.
Erdoğan, açlık, susuzluk ve salgın hastalık riskinin, Gazze'yi topyekün bir insani çöküşe sürüklediğine işaret ederek bugüne kadar çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 61 bini aşkın Filistinlinin, İsrail saldırılarında öldürüldüğünü anımsattı.
"DÜNYANIN SESSİZLİĞİ, ZULMÜN DEVAMINA ZEMİN HAZIRLAMAKTA"Bu tablonun, yalnızca savaşın değil sistematik bir yok etme politikasının da açık göstergesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Söz konusu vahim manzara karşısında dünyanın sessizliği ya da cılız tepkileri, yalnızca acıyı derinleştirmekte ve zulmün devamına zemin hazırlamaktadır. Batı dünyasının başka krizlerde hızla harekete geçerken Gazze konusunda sergilediği ikircikli tavır, ilke ve kurallara dayalı olduğu iddia edilen uluslararası düzenin inandırıcılığını zedelemektedir. Ukrayna krizine gösterilen hızlı ve kapsamlı hassasiyet, şurası bir gerçek ki Gazze'deki vahşette de sergilenseydi, bugün bambaşka bir manzarayla karşı karşıya olabilirdik. İsrail'in herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan hareket etmesi, uluslararası hukukun ve insan hakları normlarının erozyona uğramasına yol açmaktadır. Gazze'de yaşanan kriz, uluslararası toplumun temel insani değerleri savunup savunamayacağını gösterecek bir turnusol kağıdı olarak karşımızda durmaktadır."
Türkiye'nin, başından beri Gazze'deki mezalimin ve ağırlaşan insani felaketin sona erdirilmesi için ısrarlı, tutarlı, kararlı bir duruş sergilediğini bildiren Erdoğan, AFAD, Türk Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının sahada aktif olarak çalıştığını, tüm engellemelere rağmen bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle gıda, ilaç ve tıbbi malzemelerin bölgeye ulaştırıldığını kaydetti.
Gazzeli yaralıların tahliye edilerek Türkiye'de tedavi edildiklerini hatırlatan Erdoğan, yardımların sadece acil ihtiyaçları karşılamakla kalmadığını aynı zamanda Gazze halkının yalnız olmadığını da tüm dünyaya duyurduğunu belirtti.
Türkiye'nin diplomatik alanda ise Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı nezdinde ateşkes çağrılarının ve Filistinli gruplar arasında arabuluculuk çabalarının devam ettiğini kaydeden Erdoğan, 25 Haziran'da Lahey'de gerçekleştirilen NATO zirvesinde, kırılgan ateşkesin kalıcı barışa dönüştürülmesi gerektiğini vurguladığını ve "Gazze'nin kaybedecek zamanı yok" uyarısında bulunduğunu anımsattı.
İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayan saldırılarını ve toplu cezalandırma politikalarını açıkça soykırım olarak tanımladığını hatırlatan Erdoğan, Katar başta olmak üzere bölge ülkeleriyle insani erişim, ateşkes müzakereleri ve yeniden imar konularında yakın işbirliği içinde olduklarını ifade etti.
"TÜRKİYE BU SÜRECİN TANZİM EDİCİ AKTÖRÜ OLMAYA HAZIRDIR"Erdoğan, Katar'ın hem insani yardımların sağlanması hem de katliamın durdurulmasına yönelik diplomatik girişimlerdeki öncü rolünü takdir ettiklerini belirterek Gazze'deki şiddetin, yalnızca Filistin halkını değil bölgenin tamamının istikrarını tehdit ettiğine dikkati çekti.
İsrail ile İran arasındaki gerilimin, geniş çaplı bir çatışma riskini artırdığına işaret eden Erdoğan, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Bu durum, Doğu Akdeniz'den Basra Körfezi'ne kadar tüm coğrafyada güvenlik dengelerini bozma potansiyeline sahiptir. Krizin derinleşmesi, yeni göç dalgaları, radikalleşme ve enerji güvenliği üzerinde ciddi tehditler oluşturmaktadır. Gazze meselesi, insani bir krizden öte aynı zamanda küresel güvenlik ve barış için de stratejik bir konudur. Çözüm yolları esasında açıktır. Öncelikle derhal ateşkes ilan edilmeli, tüm saldırılar koşulsuz olarak durdurulmalıdır. Gıda, su ve tıbbi yardımın engelsiz ulaştırılacağı insani koridorlar açılmalı, sivillerin korunması için uluslararası mekanizmalar kurulmalıdır. Türkiye bu sürecin tanzim edici aktörü olmaya hazırdır. Savaş suçları ve insan hakları ihlalleri, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı nezdinde soruşturulmalı, failler hukuk önünde hesap vermelidir. İsrail tarafından kıskaca alınan UNRWA başta olmak üzere yardım kuruluşlarına sürdürülebilir kaynaklar sağlanmalıdır."
Erdoğan, Gazze'nin yeniden imarının, yalnızca yıkılmış binaların inşasıyla sınırlı kalmaması, eğitim, sağlık, altyapı, ekonomik kalkınma ve siyasi temsil haklarını da güvence altına alan kapsamlı bir sürece dönüşmesi gerektiğini vurguladı.
Bu sürecin, yerel halkın doğrudan katılımıyla ve Birleşmiş Milletler ile bölgesel örgütlerin gözetiminde yürütülmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Kalıcı barışın temeli, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü sağlanmış bir Filistin devletinin tanınmasından geçmektedir. İki devletli çözüm, bölgede barışın ve istikrarın yegane anahtarıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Gazze'de yaşananların, savaşın hakikatin peşinde koşanları da hedef aldığını bir kez daha gösterdiğini kaydeden Erdoğan, son aylarda çok sayıda gazetecinin sırf görevini yaptıkları için çatışma bölgelerinden dünyaya gerçeği aktarmaya çalışırken katledildiğini belirterek özellikle Al Jazeera'nin uğradığı kayıpların, basın özgürlüğüne ve bilgiye ulaşma hakkına yapılmış en vahşi saldırılardan olduğunu bildirdi.
"FİLİSTİN VE GAZZE MESELESİ, SINIRLARIN ÖTESİNDE, İNSANLIĞIN ORTAK SINAVIDIR"Gerçeği dünyaya duyurmak, savaşın yalan ve propaganda perdesini aralamak için çalışan cesur insanların ölümünün, büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Erdoğan, onların hatırasının, adalet arayışının simgesi olacağını ifade etti, hayatını kaybedenlerin ailelerine, meslektaşlarına ve tüm medya camiasına taziyelerini sundu.
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Filistin ve Gazze meselesi, sınırların ötesinde, insanlığın ortak sınavıdır. Bosna ve Ruanda'da yaşananlara duyarsız kalındığında, insanlık onurunun hangi ağır bedelleri ödediği hatırımızdan çıkmamalıdır. Bu nedenle Türkiye'nin, Gazze konusundaki kararlı duruşu hem ahlaki bir sorumluluk hem de stratejik bir gerekliliktir. Katar başta olmak üzere insani diplomasiye inanan tüm aktörlerle birlikte kalıcı, adil ve onurlu bir barış için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bizler, barışın imkansız değil gecikmiş bir zaruret olduğuna inanıyoruz. Barışı hayata geçirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Tarih, kimlerin harekete geçtiğini ve kimlerin Gazze'deki zulme yüz çevirdiğini kayıt altına almaktadır. Gazze'nin kaybedecek zamanı yoktur, uluslararası toplum, küresel vicdanın sesine kulak vermek ve harekete geçmek zorundadır. İnsanlığın geleceği, bugün atılacak adımların cesaretiyle şekillenecektir."
(AA)Bu içerik Hazar Gönüllü tarafından yayına alınmıştır


