Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail in Sumud Filosu na yönelik saldırısını lanetliyorum
SonTurkHaber.com, Trthaber kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Sözlerimin hemen başında, Gazze’de çocukların açlıktan öldüğü barbarlığa dikkat çekmek ve Filistinli mazlumlara insani yardım götürmek için yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na yönelik haydutluğu lanetliyorum.
İsrail yönetiminin, uluslararası sularda seyreden sivillere yönelik düzenlediği bu saldırı, soykırım kadrosunun Gazze'deki insanlık suçlarını gizlemek için nasıl bir cinnet halinde olduğunu bir kere daha ispat etmiştir. Soykırımcı Netanyahu hükümetinin, bırakın barışın tesis edilmesine, böyle bir ihtimalin yeşermesine dahi tahammülünün olmadığı görülmüştür.
Sumud Filosu, Gazze'deki vahşetin ve İsrail'in katliamcı yüzünün bir kez daha tüm dünyada görülmesini sağlamıştır. Türkiye, insanlığın ortak vicdanına tercüman olan Sumud Filosu'ndaki tüm umut yolcularının yanındadır. İlgili birimlerimiz gelişmeleri sahada anbean takip etmekte, aktivistlerin ve vatandaşlarımızın kılına zarar gelmemesi için gerekli tedbirleri almaktadır. Devlet ve millet olarak önceliğimiz Gazze'de akan kanın durması, insani yardımların engelsiz bir şekilde mazlumlara ulaştırılmasıdır.
Çok zor şartlarda hayat ve haysiyet mücadelesi veren Filistinli kardeşlerimizi sahipsiz bırakmayacak, ateşkesin tesisi için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Burada öncelikle bir konuyu vüzûha kavuşturmak istiyorum. AK Parti olarak Türkiye'ye hizmet yolunda 14 Ağustos itibarıyla 14'üncü yılımızı hamdolsun tamamladık. Yani sadece AK Parti olarak çeyrek asırlık birikimi, tecrübeyi, müktesebatı temsil ediyoruz. Öte yandan şunu da çok iyi biliyoruz: Partimizin kuruluşu 14 Ağustos 2001 tarihi olsa da biz kökleri itibarıyla, beslendiği kaynakları itibarıyla yüzyıllara sâri bir hareketiz. Bu hareketin kökleri Malazgirt'tedir, Söğüt'tedir, Dumlupınar, Sakarya, Çanakkale'dedir. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın mirasını, onların ufkunu, birikimini, tecrübesini tevarüs etmiş, dahası bunları Cumhuriyetin kazanımlarıyla harmanlamış bir siyasi kadroyuz.
Biz aynı zamanda yüzünü geçmişe değil, geleceğe dönen, ilhamını maziden alıp âtiye taşıyan bir partiyiz. Böyle bir tasavvur içindeyiz. Altını çizerek söylüyorum bizim şu birlikteliğimiz tam anlamıyla bir gönül birlikteliğidir, inanç birlikteliğidir, mefkûre birlikteliğidir. Biz her şeyden önce dava ve yol arkadaşlarıyız. Unvanlarımızdan bağımsız olarak, şahsım dahil hepimiz, bu kutlu davada sadece birer neferiz. Bundan da büyük şeref duyuyoruz. Her birimiz aynı ufka bakıyor, aynı hedefe doğru beraberce yürüyoruz.
24 yıldır değişmeyen bir başka gerçek şudur. Bu yolculukta rotamızı tayin ve tespit eden hep aziz milletimiz olmuştur. Milletimiz nereyi işaret ettiyse yönümüzü oraya döndük. Milletin bizden beklentisi neyse tüm imkanlarımızla onu gerçekleştirmeye çalıştık. Milletimizle bağımızı, irtibatımızı, gönülden gönüle giden o köprüyü daima sağlam tutmaya gayret ettik. Hepimiz aynı zamanda bu aziz milletin hizmetkarlarıyız. Milletimize hizmet vazifemizi ise bir emanet bilinciyle, bunun da ötesinde bir bayrak yarışı anlayışıyla yerine getiriyoruz.
Şimdi, bakınız değerli kardeşlerim. AK Parti'nin nasıl bir hareket olduğunu bilmeden, partimizle ilgili sürekli ahkam kesenler bizi hiçbir zaman anlamadılar. 24 yıl boyunca bize dair dile getirdikleri olumsuz öngörüler hep boşa çıktı. Partimize attıkları iftira ve yalanlar her seferinde ellerinde patladı. Partimiz kadroları arasına nifak sokma girişimleri hüsranla neticelendi. Bizi anlamak yerine kendileriyle karıştırdılar ve her defasında yanıldılar.
Şuraya özellikle dikkatlerinizi çekiyorum. Bakınız, partimizin kuruluşunun üzerinden 24 yıldan fazla zaman geçti. İktidar olarak bir ay sonra 23 senemizi tamamlıyoruz. Fakat AK Parti'ye şaşı bakanlar da halen hiçbir değişim emaresi göremiyoruz. 24 senede defalarca çuvallamalarına rağmen, bakıyorsunuz aynı hatalı analizler, aynı yanlış tahminler, aynı kalıplaşmış köhnemiş yorumlar. Hatalarından ders alıp kendilerine çeki düzen vermek yerine, hiçbir şey olmamış gibi operasyonlarına devam ediyorlar. Şunu bir defa herkesin, özellikle de ahlaksız asparagasların üzerinden parti kültürümüzü yıpratmaya çalışan tetikçilerin çok iyi bilmesini isterim.
AK Parti olarak biz, bir dava ve kadro hareketiyiz. Bizi bir araya getiren çıkarlarımız değil, değerlerimizdir. Davamıza olan sadakatimizdir. Milletimize olan hizmet sevdamızdır. Makamlar, mevkiler, rütbeler, payeler, koltuklar, hepsi gelip geçicidir. Baki kalan, gök kubbede bıraktığımız bir hoş sada ile davamızdır.
AK Parti için siyaset budur. İnşallah böyle de kalmaya devam edecektir. Hiç kuşkusuz değişim, hayatın değişmez gerçeğidir. Biz de bugünlere değişerek, kendimizi ve kadrolarımızı yenileyerek geldik. Ama bunu yaparken yol ve dava arkadaşlığımızı daima gözettik. Kardeşlik hukukumuzu korumaya özen gösterdik. Hemen her arkadaşım bayrağı yeni gelen arkadaşımıza kucaklaşarak, helalleşerek, gönül rahatlığı içinde birbirlerine sarılarak teslim etti. Mesela CHP'de yaşanan ve artık gelenekselleşen kavgaların, hakaretlerin hiçbiri hamdolsun bizde yaşanmadı. Partimize zerre miskal katkısı olan kardeşlerimizin hak ve hukukuna her zaman riayet ettik. Bu, tam 24 yıldır üzerine hassasiyetle titrediğimiz en temel vasfımızdır.
Merhum Tanpınar'ın şu ifadesi kanaatimce bizi çok iyi anlatmaktadır: Değişirken devam etmek, devam ederken değişmek. Yani özünü, esasını, ruhunu ve kurucu değerlerini koruyarak kendini güncellemek, her dem yeniden doğmak ve tazelenmek. Biz hep bunu yaptık. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide gideceğiz. Burada şu hissiyatımı içtenlikle ifade etmek istiyorum. İster muvazzaf olsun, isterse aktif bir görevi olmasın, bu teşkilatın her bir mensubu, AK Parti'nin her bir emektarı, benim yol arkadaşımdır, kardeşimdir, kaderdaşımdır. Onunla aramızda inşallah son nefese kadar sürecek, kopmaz bir bağ vardır.
Bugün bir kez daha kuruluşundan beri bu harekete gönlünü veren, bu hareket için yüreğini ortaya koyan herkese teşekkür ediyorum. Bilhassa geçtiğimiz günlerde bayrak değişimi yaşanan illerimizdeki kardeşlerime emekleri, çabaları, görev süreleri boyunca partimize yapmış oldukları hizmetleri için şükranlarımı sunuyorum. Yeni atanan arkadaşlarımıza Yüce Allah'tan başarılar diliyor, devraldıkları bayrağı daha da ileriye götürmek için koşacaklarına yürekten inanıyorum. Hatırlatmak isterim ki, milletin emanetini omuzlayanlarda unutmayın; yorgunluk olmaz, yılgınlık olmaz, rehavet hiç olmaz. Hem teşkilatımızın hem de belediyelerimizin röntgenini çekmeye devam edeceğiz.
Yine burada, geçtiğimiz haftalarda AK Parti ailesine katılan belediye başkanlarımıza aramıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Hep söyledim, bugün yine söylüyorum: Türkiye'de hizmetin adresi AK Parti ve Cumhur İttifakı'dır. AK Partili belediye, bantçı ve rantçı değil, halkçı belediye demektir.
Şehrine ve seçmenine aşkla hizmet etmek isteyen, partimizin ilkelerini benimsemiş herkese bizim kapımız ardına kadar açıktır. Belediyeleri hısım akraba çiftliğine çeviren haramilerin baskılarına teslim olmak istemeyenlere bizim kapımız ardına kadar açıktır. Bu anlayışla saflarımızı genişletmeye inşallah devam edeceğiz. Ailemize katılan arkadaşlarımızın tehdit, tedhiş ve psikolojik şiddete maruz kalmasına evvelallah izin vermeyeceğiz. Yorulmadan, bıkmadan, usanmadan, rotamızdan şaşmadan, milletimizle gönül bağımızı koparmadan Allah'ın izniyle gece gündüz çalışacağız.
AK Parti olarak yaz boyunca yoğun tempoda koşturduk. Genel Merkez Teşkilat Başkanlığımızın koordinasyonunda, genel başkan yardımcılarından bakanlarımıza, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerimizden milletvekillerimize kadar tüm arkadaşlarımız 49 gün boyunca tam kadro sahadaydı. Türkiye Yüzyılı buluşmalarımız vesilesiyle 81 ilimizin hepsinde, esnaftan çiftçiye, akademiden iş insanlarına, işçiden emekliye, kadınlara, gençlere kadar yüz binlerce vatandaşımızla buluştuk, kucaklaştık, istişare ettik. 81 ilimizde, merkez ilçeler dahil 973 ilçemizde toplantılar gerçekleştirdik. Bu toplantılarda çalışmalarımızı anlattık, talepleri ve görüşleri dinledik. Büyük bir gayretle 49 gün gibi kısa bir zamanda ülkemizin dört bir yanındaki buluşmalarımızı elhamdülillah başarıyla tamamladık.
Yaz döneminde Kadın ve Gençlik Kollarımız da yoğun bir mesai içindeydi. Bir devlet projesi olarak yürüttüğümüz terörsüz Türkiye sürecine dair bilgilendirmelerde bulunduk, soru işaretlerini giderdik. Yine aynı dönemde şehit yakınlarımız ve gazilerimizi ziyaret ederek hem dayanışmamızı gösterdik hem de onların hayır dualarını aldık. Halkımızın nabzını tuttuğumuz buluşmalarda topladığımız öneri, tespit ve eleştirilere göre değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Bizim kendimizi hesaba çekme, varsa hatamızı kabullenme noktasında hiçbir çekincemiz, hiçbir kompleksimiz yok, olmadı ve olmayacak.
Nerede bir eksiğimiz, kusurumuz varsa inşallah onun üzerine kararlılıkla gideceğiz ve değerli kardeşlerim, dün biliyorsunuz Türkiye Büyük Millet Meclisimizin dördüncü yasama yılı başladı. Biz de her sene olduğu gibi bu yıl da yeni yasama yılı açış konuşmasını gerçekleştirerek Cumhurbaşkanlığı makamı için iftihar verici bir teamülü yerine getirdik.
Meclisteki atmosfer umutlarımızın daha da artmasına vesile olmuştur. Buradan demokrasi kültürünün ne manaya geldiğini bir kez daha ortaya koyan tüm milletvekillerine ve Sayın Genel Başkanlara teşekkür ediyorum. Dünkü tabloyu çok kıymetli bulduğumuzu özellikle ifade ediyorum. Tabii ana muhalefet partisinin daha ilk gününde uyduruk bir bahane üreterek meclisi kırıp kaçması, aslında bunların tıynetlerinin de zihniyetlerinin de görülmesini sağlamıştır. Yaklaşık 28 milyon vatandaşımızın oyunu alan bir cumhurbaşkanı olarak, bunların meclis açılışından firar etmek için öne sürdükleri saçmalıkların elbette bizim nazarımızda hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.
Bunların siyaset yapma tarzı maalesef işte böyle. Kendilerini hiç geliştiremiyorlar. Kantin solculuğu havasından bir türlü çıkamıyorlar. Burada asıl üzüntü verici durum, yapılan ayıbın doğrudan meclise ve millete karşı olmasıdır. CHP en büyük saygısızlığı bize değil, bizden daha ziyade dillerinden düşürmedikleri milli iradeye ve gazi meclise karşı sergilemişlerdir. Ne yazık ki CHP, ortaya saçılan onca pisliğe rağmen, belediyeleri soyup soğana çeviren suç örgütünün vesayetinden halen çıkamadı. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin demokratik siyaset yerine rüşvet, irtikap, iltimas, yolsuzluk, sahtekarlıkla anılması utanç verici olduğu kadar, Türk demokrasisi adına endişe vericidir. Anlaşılan, CHP safralarından kurtulmadıkça ana muhalefet görevini de layıkıyla ifa edemeyecek.
Burada şunu da söylemek isterim değerli arkadaşlarım. CHP ve özellikle de firar ettiği dünkü özel oturum, demokrasimizin eriştiği olgunluğu görmemiz bakımından da önemli bir fırsat bizlere sundu. Oturumun ardından siyasi partilerimizin genel başkanlarıyla çok samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Yeni yasama yılı boyunca siyasete nezaket, hoşgörü, empati ve karşılıklı saygının hakim olması temennilerimizi ilettik. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak hüsnüniyetle bu iklimin oluşmasına öncülük edeceğimizin özellikle altını çizdik.
28. Dönem 4. Yasama Yılının bir kez daha ülkemiz, milletimiz ve milletvekillerimiz için tekrar hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yeni yasama yılında daha önce genel çerçevesini paylaştığımız Türkiye Yüzyılı reform programımızı peyderpey hayata geçirmeye başlayacağız. Bu reform hamlesinin önemli bir veçhesini, yerel yönetimlerde mali disiplini güçlendirecek adımlar teşkil edecektir. Geçtiğimiz aylarda gündeme getirdiğimiz ve büyük ilgi uyandıran mahalli idareler reform paketimizi de tekemmül ettiriyoruz.
Ayrıntılar geliyor...


