Dağ başını duman alınca...
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Soru şu:
“İtirafçı olanları partiden atmaya çalışanların gerekçesi ne olabilir? ‘Hırsızlık ve yolsuzlukları nasıl deşifre edersin’ mi?”
Danışman iken adı “İmamoğlu’nun Kasası”na çıkartılan Ertan Yıldız, ilk ifadesi beğenilmeyince tahminlerde bulunarak, duyumlardan hareket ederek “itirafçı” oldu. CHP de partiden ihracı için düğmeye bastı.
İşte, yukarıdaki soru bundan sonra geldi. Soran da Reis medyasının çalışkan, ama nedense ön saflarda yer bulamayan ismi Fuat Uğur’du.
Bırakın bir siyasi partinin, altın gününde buluşan kadınların bile sıkışınca iftira atanı kovmaları kadar doğal bir son olamaz herhalde. Ancak her nasılsa Fuat’ın aklına bu gelmemiş. Tek seçeneği işaretlemiş: Deşifre ettiği için atmışlar!!
Ben de bir soru soracağım.
Çalışkanlığının ötesinde 15 Temmuz’u önceden haber vermesiyle dikkatleri çeken Fuat Uğur, son yazısında çok önemli bir haber verdi:
“Çağlayan Adliyesi’nde açılmayı bekleyen devasa bir dosya var.”
Yazıya bakınca devasa dosyada operasyon sırasının Süleymancılar’a, oradan da kripto FETÖ’cülere geldiğini anlıyorsunuz. Ama asıl işaret, “heybeden CHP’nin çıkacağı” yolunda. İmamoğlu dosyasından dişe dokunur bir şey çıkamayınca her taşın altını inceliyorlar, biliyoruz.
Birinci KUMPAS DEVRİNDE kimi taşların altından neler çıkardıklarını da hatırlıyoruz.
Ne var ki Fuat, somut bir bilgiden söz ediyor sanki.. Çağlayan Adliyesi’nde açılmayı bekleyen dosyadan!
Dosyayı açmak için ne ya da KİM bekleniyor, tahmin güç değil.
Benim asıl merak ettiğim Fuat’ın bütün bunlardan nasıl haberdar olduğu!
A) Bir gece rüyasında mı görmüştü?
B) Dosya yanlışlıkla çöpe atılmıştı da, Fuat Uğur tesadüfen orada geçerken görüp ‘gazetecilik güdülerine dayanamayıp’ almış ve okumuş olabilir miydi?
C) Dosyanın içeriği, bizzat hazırlayan tarafından iletilmiş olabilir miydi?
İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olduğu için en çok onu ve ekibinin başına gelenleri konuşuyoruz. Oysa uzun yıllardır, başta Gezi davası olmak üzere neler yaşadık, nelere tanık olduk.
Ancak hep şu söylendi: İddia(nameler) Erdoğan’ın talimatına göre şekilleniyordu. FETÖ dönemindeki gibi sahtelikle saçmalıkla vakit kaybetmiyorlardı!
Meğer öyle değilmiş!
Foyası daha ilk dakikada ortaya çıktı. Şöyle:
“Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, CHP Kurultay'ında delegelerin oylarını değiştirmesi için iPhone 16 Pro Max telefonlar verildi. İtirafçı Ahmet Çiçek’in ifadesine dayandırılan bu haberdeki 'rüşvet telefonları' o tarihte piyasada yoktu. Kurultay 4-5 Kasım 2023'te yapıldı, telefon 20 Eylül 2024'te piyasaya sürüldü.”
*. *. *
BİRİNCİ KUMPAS DEVRİ diye tanımladığım Ergenekon sürecinde benzerlerini anlatmaya sayfalar, saatler yetmez.
Ama en komiğini anlatmadan geçemeyeceğim.
Bugün rahatsız etmemek adına kimliğini saklı tutacağım bir subay, Ergenekon iddiasıyla gözaltındaydı. Evinde arama yapıldı. Veeeee polisler elleriyle koymuş gibi, buzdolabının üzerinde bir CD buldu.
Buraya kocaman bir AMAAAAA koymanın tam sırası.
Zira, olacak şey değildi ama olmuştu: basılıp aranan ev, gözaltındaki kişiyle aynı adı taşıyordu. Yani aranan delil yanlış adreste bulunmuştu.
Hadi bir AMAAAAA daha!
O zaman da şimdiki gibi kullanışlı medya “saf, kandırılmaya müsait iktidarın” emrindeydi. Konuyu görmezden geliverdiler.
O günlerde Kanal D Haber yöneticisiydim.
Zekeriya Öz imzalı sahte dosyalar, belgeler yağmur gibiydi. Bir gün önüme yine onlardan biri kondu. Verilmesin diye çok çaba sarf ettim ama gücüm yetmedi. Haber yapılmasına karar verildi. O zaman hiç değilse dikkatli birileri fark eder umuduyla bir mizansen hazırladım. Muhabir haberi, o sıralarda devrede olan özel mahkemelerin en özelinde, Beşiktaş’taki binanın önünde anlatacaktı. Zira kendisi de açıkça söylemişti, sahte belgeyi Savcı Zekeriya Öz’den aldığını..
İBB KUMPASI DEVRİNDE kimler ne yapıyor, kimler kimlere sahte bilgi uçuruyor bilemem elbette. Ama Fuat dosyayı rüyasında görmüşse şaşırmam!
*. *. *
Bu ve benzeri haberlere bakanlar hep aynı şeyi söylüyor: Erdoğan ve ekibi iktidarda kalmak için her şeyi yapar. Her yolu dener. Ve gitmez!
Oysa felsefenin atası Herakleitos 2.500 yıl önce ne demişti:
“Aynı ırmakta asla iki kere yıkanamazsınız.”
Herakleitos’un adını bilmeyenler, ya da hatırlamayanlar bile bu ünü çağları aşan aforizmayı duymuştur.
Peki O’na göre aslında değişen nedir?
Irmak mı?
Hayır! Irmak ne değişmiştir ne de ortadan kayboluvermiştir.
Sonraki çağların felsefecileri, onun sözlerini şöyle tercüme eder:
“Aynı ırmaklara girenlerin üzerinden başka başka sular akar.”
Bu, hep böyle olmuştur.
Bugün de böyledir!!
Ne Erdoğan 20 yıl önceki, kimilerini inandırmayı başaran Erdoğan..
Ne bölgenin dengeleri aynı..
Ne de bugünün gençliği masallarla uyutulabilecek kadar saf!!
Bakın TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre Türkiye’de bugün 5 milyon “EV GENCİ” var. Yani 5 milyon genç ne okuyor ne de çalışabiliyor.
Bu arada Saray, üç çocuk doğuran kadına diplomasına, liyakatine falan bakmada kamuda iş sözü veriyor.
Gerilim filmlerindeki klişe gibi. Açtığınız her kapının arkasında karşınıza ölümcül bir silah doğrultulmuş olarak buluyorsunuz.
Peki kimlerin elinde o silahlar?
İçişleri Bakanı Yerlikaya, göreve geldiği tarihte 2024 sonuna kadar 819 organize suç çetesinin çökertildiğini duyurmuştu. O zamandan bu yana sayı bini geçmiştir herhalde, değil mi!
Cezaevlerindeki sıralamaya bakınca da şunu görüyorsunuz: Uyuşturucu suçundan hapiste olanlar açık ara birinci.
Şimdi içerdekilere, sayıları 60’a yaklaşan üniversiteli gençler eklendi.
Ev gençleri adına..
Gelecekten umutlarını kesenler adına..
Özgürlük için..
Demokrasi talepleriyle..
Sokağa çıktılar diye..
Bugün 19 Mayıs.
Mustafa Kemal’in Atatürk olma.. Ülkeyi kurtarma.. Bir Cumhuriyet yaratma mücadelesinin ilk adımı..
Türkiye’nin dört bir yanında gençler bugünü “19 MAYIS RUHUNA UYGUN BİÇİMDE” kutluyor.
ODTÜ'lü gençler mesela. Duyurularında diyorlar ki:
“Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet ettiği gençlik; Artık hiç olmadığı kadar farkında, hiç olmadığı kadar öfkeli, hiç olmadığı kadar atik. Beklemeye de hiç tahammülü yok. Dağ başını duman aldı”
Evet dağ başını duman alınca durup beklenmiyor.
Irmak aynı ırmak değil çünkü. Üzerimizden akan sular da aynı sular değil. Fuat Uğur’larla korkutup “işte akıllı vatansever CHP’liler diye Barış Yarkadaş’ı falan övenler” haberiniz olsun. Aynı ırmakta yüzmüyorsunuz.


