Deprem sonrası hayalet sarsıntılar: Beynimiz neden hâlâ sallanıyor?
Haberturk sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Depremler yalnızca binaları değil, zihinlerimizi de sarsıyor. Kaygı, korku, yas ve suçluluk duyguları deprem sonrası en sık görülen psikolojik tepkiler arasında yer alıyor.
Deprem çantasında neler olmalı?

Stres seviyesini yönetmenin yolları neler?
DEPREM SONRASI SÜREKLİ SARSINTI HİSSİ: NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİDepremden sonra birçok kişi, sürekli olarak deprem oluyormuş gibi hissetmekten şikâyet eder. Bu his uzun bir süre devam edebilir ve hem psikolojik hem de fizyolojik nedenlere bağlıdır.
Vücudumuzdaki denge sistemi; kulaklar, gözler, bacaklar ve ayaklardan gelen sinyalleri beyne ileterek bizi dengede tutar. Beyin, bu bilgileri hafızasında saklar ve gelecekteki hareketleri tahmin etmek için kullanır. Böylece yönümüzü, yüksekliği ve çevremizdeki hareketleri doğru algılarız.
Bu mekanizmayı daha iyi anlamak için günlük hayattan bir örnek verelim: Karanlıkta bir merdiven basamağını yanlış tahmin ettiğinizde ani bir “çekilme” hissi yaşarsınız. Beyniniz bu beklenmedik duruma hızla uyum sağlamaya çalışır. Bu sistem, hayatımız boyunca bizi koruyan en önemli mekanizmalardan biridir.
Deprem gibi sarsıcı olaylar sonrasında bu hassas denge ve gerçeklik algısı geçici olarak bozulur. Örneğin, bir aracın yarattığı titreşim ya da ani bir ses, zihninizde küçük bir deprem anısını tetikleyebilir. Bu durum beynin tehlike sinyallerini abartılı şekilde yorumlamasına ve kaygının artmasına yol açabilir.
Deprem sonrası kaygı duygusunu yaşamak normaldir. Ancak bu kaygının uzun süre devam ederek günlük yaşamı zorlaştırmaması için sağlıklı baş etme yöntemleri geliştirmek önemlidir.

Güvenli ortamlarda bulunun: Kendinizi huzurlu hissettiğiniz yerlerde zaman geçirmek, beyninize güvenlik sinyalleri gönderir.
Deprem anını tekrar tekrar anlatmayın: O anı sürekli konuşmak, kaygının daha da artmasına neden olabilir.
Günlük rutinlerinize dönün: Günlük alışkanlıkları sürdürmek, zihinsel dengenin yeniden sağlanmasına yardımcı olur.
Keyif aldığınız etkinliklere yönelin: Sevdiğiniz aktiviteler kaygıyı azaltır ve zihninizi rahatlatır.
Dikkatinizi farklı noktalara yönlendirin: Deprem anısı aklınıza geldiğinde dikkatinizi başka bir etkinliğe kaydırın.
Nefes ve farkındalık egzersizleri yapın: Ayaklarınızı yere sağlam basarak derin nefes alıp verin ve “şimdi ve burada”ya odaklanın.
Güvenli bir alan oluşturun: Evinizde huzurlu hissettiğiniz bir köşe oluşturmak kaygıyı hafifletir.
Sosyal destekten yararlanın: Güvendiğiniz kişilerle duygularınızı paylaşmak yalnızlık hissini azaltır.
Profesyonel destek alın: Kaygı düzeyinizle baş etmekte zorlanıyorsanız bir ruh sağlığı uzmanından yardım almak önemlidir.
Deprem, bireysel bir travma olduğu kadar toplumsal bir travmadır. Bu nedenle travmanın etkilerini azaltmada sosyal destek, dayanışma ve paylaşımın iyileştirici rolü büyüktür.

Depremde enkazdan kurtulan kişiler çok yoğun ve çelişkili duygular yaşayabilir. Çaresizlik, sıkışmışlık, ölüm korkusu, yakınlarını kaybetmenin acısı, öfke ve üzüntü ile birlikte hayatta kalmanın getirdiği şükür ve mutluluk duygusu bir arada görülebilir. Ayrıca hayatta kalma suçluluğu adı verilen bir duygu da sıkça yaşanabilir.
ENKAZDAN ÇIKMAK UZUN VADEDE NE GİBİ PSİKOLOJİK ETKİLER YARATIR?Deprem sonrası en sık karşılaşılan psikolojik sorunlar travma sonrası stres bozukluğu ve depresyondur. Enkazdan kurtulan kişilerde ilk bir ayda ortaya çıkan korku, kaygı, öfke, suçluluk, çaresizlik, içe kapanma, uyku ve yeme bozuklukları gibi tepkiler akut stres tepkisi olarak değerlendirilir ve doğaldır. Ancak bu belirtiler bir aydan uzun sürerse, travma sonrası stres bozukluğu gelişebilir.
Bu sürecin seyrini; bireysel dayanıklılık, sosyal destek, çevresel koşullar ve kişinin hayat düzenini yeniden kurma süreci etkiler.

Hayatlarının en büyük travmasını yaşadıkları unutulmamalıdır. Bu nedenle verdikleri tüm tepkiler kabul edilmeli ve kişiler konuşmaya zorlanmamalıdır. Onlara yalnızca anlayışla yaklaşmak ve dinlemek yeterlidir.
ORGAN VEYA UZUV KAYBI YAŞAYANLARIN PSİKOLOJİSİDepremde uzuv ya da işlev kaybı yaşayan kişiler yoğun yas, kaygı ve depresif duygular yaşayabilir. Yeni bedensel durumlarına uyum sağlamaları zaman alabilir.
ORGAN VEYA UZUV KAYBI YAŞAYANLARA YAKLAŞIMAnlayış göstermek en temel ihtiyaçtır. Onlara duygularını anlatmaları için alan tanımak gerekir. Sürekli yardım etmek ya da her şeyi onlar adına üstlenmek, yetersizlik duygusunu artırabilir. Bu nedenle destek verirken bireyin sınırlarına saygı duyulmalıdır.

Yakınlarını depremde kaybeden kişiler doğal bir yas sürecine girer. Bu süreçte ilk olarak şok, ardından öfke, üzüntü ve depresyon görülebilir. Herkes bu süreci farklı yoğunlukta yaşar.
YAKINLARINI KAYBEDENLERE NASIL DESTEK OLUNUR?Onlara hazır olduklarında konuşma fırsatı sunmak, dinleyici olmak ve ihtiyaçlarına göre destek vermek önemlidir. “Sen şanslısın, kurtuldun” gibi iyi niyetli olsa da yanlış anlaşılabilecek sözlerden kaçınılmalı, olaya dair ayrıntı sorgulayan sorular sorulmamalıdır.
Görsel Kaynak: istockphoto


