Diyanetin dayatmasına kızıp başını açmıştı! Aktivist Berrin Sönmez türban olmadan ilk kez konuştu
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın geçtiğimiz cuma günü camilere gönderdiği hutbede kadınların kılık kıyafetleri hedef alınmıştı. Söz konusu hutbeye tepki gösteren aktivist Berrin Sönmez, türbanını çıkaracağını açıkladı.
"Diyanetin ve iktidarın gittiği yolu, zulmün yolunu reddediyorum" dedikten sonra başını açan Sönmez, dışarıya çıkmaya nedensiz bir şekilde çekindiğini ifade etti.
Medyascope'tan Göksel Göksu'nun yayınına başı açık bir şekilde katılan Sönmez, AKP iktidarının kadınlar ve çocuklara yönelik politikalarından rahatsız olduğundan bahsetti.
"TOPLUMA DİN MASKESİ ALTINDA AYAR VERME ÇABASI GÖRÜYORUZ"2017'de yapılan evet hayır referandumunun sonrasında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın iktidarla iç içe olmaya başladığını ifade eden Sönmez, şöyle konuştu:
"Toplumun tüm kılcal damarlarına ulaşan ve son yıllarda giderek artan o personel sayısıyla ve giderek yükselen bütçesiyle tüm toplumu şekillendirme potansiyeline sahip olan bir kurumdan bahsediyoruz. Üstelik de bütün suçları, bayrağın arkasına, bütün günahları dinin arkasına saklayan bir yaklaşımla. Hiçbir şekilde bu Diyanet'in hutbelerinde biz yapılan yolsuzluklara itiraz, kadın cinayetlerine itiraz, çocuk istismarına itiraz görmüyoruz. Ama sadece kadına, çocuklara, topluma din maskesi altında ayar verme çabası görüyoruz. "

Diyanet İşleri'nin politiklarının kadınlara baskı oluşturduğundan bahseden Sönmez şunları söyledi:
"Her şeyden önce benim tepkim iki yönlü. Birisi evet, kadınların üzerine yapılan baskı; diğeri dini kavramların tepe taklak edilmesi ya da daraltılması, kısıtlanması.Haya, edep, fıtrat, iffet, bunlar daraltılıp, daraltılıp, daraltılıp bedene indirgenmiş. Bunlar çok geniş kavramlar oysa. Göklerin ve yerlerin fıtratı diye ifadeler geçer Kur'an'da. Onların bedenine mi indirgeyeceğiz şimdi biz bunu?Bunun, bunun anlamını kavramamız için geniş düşünmemiz gerekiyor. Ama bedene indirgediler ve bu, erkek bedeni değil kadın bedeni oldu. Nereden bunu çıkarıyoruz? Kıyafetlerin kısa olması, dar olması, ince olması, efendim estetik yapılması, yok efendim dövme yapılması falan. Hadi dövme erkeklerde dahil oluyor vesaire.Estetik de hadi öyle diyelim. Artık erkekler de yaptırıyor vesaire. Ama doğrudan kıyafet nedeniyle kadınların üzerine yüklendi. Bu geniş kavramları bu kadar daraltıp indirgemeci bir yaklaşımla topluma sunmaları, toplumun inanç dünyasını kısırlaştıracak. İslam düşünce hayatına darbe vuracak. İslam inancını çok iyi düşünmeyen, etraflıca meseleleri kavramayan insanların zihninde, gerçekten de sadece birtakım yasaklara indirgeyecek. Allah'ın rahmeti, Allah'ın rahmeti, merhameti, adaletsever olması, adaleti emretmesi, bunlar yok. Ama haya, edep, fıtrat ve iffet kavramları bunların hepsini içeriyor."12 Eylül döneminde üniversitelerde türban yasağı söylentileri olduğu zaman başını kapattığını hatırlatan Sönmez, son aldığı kararın Diyanet'te bir tutum değişikliği yaratıp yaratamayacağına dair soruya şu yanıtı verdi:
"Ben sadece birey olarak yapmam gerekeni yaptım. Bu onları durdurmak için durdurur mu? Durdurursa ne ala. Durdurmazsa da sorumluluğu ben kendi sorumluluğumu yerine getirmeye çalıştım ki daha da çalışacağım."

Öte yandan Göksel Göksu'nun "Başınız açık bir şekilde dışarıya çıktınız?" sorusuna Sönmez, nedensiz bir biçimde dışarıya çıkmaktan çekindiğini ifade etti.
Sönmez şöyle konuştu:
"Samimiyetle itiraf edeyim. Henüz sokağa çıkamadım. Ya ben aslında çoğunlukla evde olan da bir insanım. Çok sık dışarı çıkan bir insan değilim. Toplantılar, vesaire görüşmeler olduğunda genellikle çıkarım ama yani burada ayağımı kilitleyen bir şey oldu. Dur bakalım biraz daha dedim"


