Dünyanın en yaşlı bebeği 31 yaşında doğdu Sözcü Gazetesi

ABD'nin Ohio eyaletinde 26 Temmuz 2025'te dünyaya gelen Thaddeus Daniel Pierce adlı bebek, 31 yıl önce dondurulmuş bir embriyodan doğarak 'dünyanın en yaşlı embriyosundan doğan bebek' unvanını kazandı.

Lindsey ve Tim Pierce çifti 2024 yılının Kasım ayında, 1994 yılında dondurulmuş bir embriyoyu transfer ettirdi. O dönem embriyoyu donduran kişi, bebek sahibi olmak isteyen Linda Archerd'dı. Çiftin yıllar sonra evlat edinmeye karar verdiği bu embriyo, transfer edildiğinde hem Lindsey hem de Tim ilkokula bile başlamamıştı.

Çift, uzun yıllardır çocuk sahibi olmak için mücadele ediyordu. daha önce dondurulmuş embriyoların transferini sağlayan özel bir programa başvurarak bu eşsiz fırsatı yakaladılar. Anne Lindsey Pierce, "Bir rekor kıracağımızı düşünmedik. Tek istediğimiz bir bebekti" diyerek duygularını paylaştı.

Embriyo, 90'larda tüp bebek tedavisiyle hamile kalan Linda Archerd tarafından dondurulan dört embriyodan biriydi. Tedavi sonucunda bir kız çocuğu sahibi olan Linda, diğer embriyoları dondurdu ve daha sonra bağışladı. Şu anda 62 yaşında olan Linda'nın 30 yaşındaki kızının da çocuğu bulunuyor.

Pierce çiftinin başvurduğu program, genellikle uzun yıllar depoda beklemiş ve trasnferi daha riskli görülen embriyolar değerlendirmeyi hedefliyor. Bu program sayesinde milyonlarca 'kullanılmayan' embriyodan biri, sağlıklı bir doğumla hayata gözlerini açtı.

MIT Technology Review'a konuşan Lindsey Pierce, Zor bir doğumdu ama ikimiz de sağlıklıyız. Bu mucizeye hala inanamıyorum" dedi.

Embriyoyu bağışlayan Linda Archerd ise süreci "duygusal ve inanılması güç" olarak tanımladı. "Bu embriyonun 31 yıl sonra doğması bana mucize gibi geliyor" diyen Linda, yaşananların hem bilimsel hem de duygusal olarak çok özel olduğunu ifade etti.

Doğumun gerçekleştiği klinik, yıllardır depolarda kalan embriyoların kullanılmasını sağlayarak ailelere çocuk sahibi olma fırsatı tanıyor. Klinik direktörü ve endokrinolog Dr. John Gordon "Bu tür vakalar sadece birer başarı hikayesi değil, aynı zamanda etik ve duygusal açıdan derin anlamlar taşıyor" açıklamasında bulundu.