En mutsuz yaş grubunu bilim insanları açıkladı Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Bilim insanları, Z kuşağının ruh sağlığındaki kötüleşmenin 2014 civarında başladığını, COVID-19 pandemisi sırasında ve sonrasında daha da belirginleştiğini raporladı. Araştırma tek bir nedene işaret etmiyor; okulu aksatma, öğrenme güçlükleri ve ruh sağlığı sorunları nedeniyle işgücünden kopuş gibi daha geniş eğilimlere dikkat çekiyor.
Bilim insanları, 18-24 yaş arası genç yetkişkinlerin bugünün en mutsuz kesimi olduğunu söylüyor.
GENÇ KADINLAR DAHA OLUMSUZ ETKİLENİYORBulgulara göre genç kadınların ruh sağlığı, genç erkeklere kıyasla daha kötü. ABD'de genç kadınlardaki "umutsuzluk" oranı 2009'da yüzde 5.6 iken, 2024'te yüzde 9.3'e çıktı. Araştırmacılar "umutsuzluk" halini, bir kişinin bir ayın tüm günlerinde ruh sağlığını "iyi değil" olarak tanımlaması şeklinde ölçtü.
ABD VERİLERİNDE ÜÇ KATA VARAN ARTIŞ1993-2014 arasında Amerikalıların genelinde kendini umutsuz hissedenlerin oranı yüzde 3.7 iken, bu oran 2024'te yüzde 6.7'ye yükseldi. 25 yaş altı grupta ise yüzde 2.9'dan yüzde 8'e yakın neredeyse üç kat artış kaydedildi.
GENÇLERİN YARISI RİSK ALTINDADartmouth College (ABD) ve University College London'dan (UK) araştırmacıların 44 ülkede yürüttüğü analizde Z kuşağının yüzde 48'inin ruh sağlığı açısından risk altında olduğu saptandı. 25 yaş altı grubun yüzde 13'ü "yüksek düzeyde sıkıntı" yaşadığını bildirirken diğer yaş gruplarında bu oran yüzde 5.6 oldu.
Erasmus Üniversitesi'nden mutluluk araştırmacısı Martijn Hendriks, bugünün gençlerinin çocukluktan itibaren çok daha fazla ekran başında kaldığını, bu durumun sosyal karşılaştırmayı artırarak yaşam algısını olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Hendriks'e göre barınma ve temel ihtiyaç maliyetlerindeki artış, konut fiyatlarındaki sıçrama ve servet eşitsizliği de gençleri daha fazla zorluyor. İlk ev sahibi olmak, giderek güçleşiyor.
HER YIL 400 BİNDEN FAZLA KİŞİYLE GÖRÜŞÜLDÜAraştırmanın ABD ayağı, 1993–2024 döneminde CDC’nin yürüttüğü Davranışsal Risk Faktörü Sürveyansı (BRFSS) telefon anketlerinden derlendi; her yıl 400 binden fazla kişiyle görüşüldü. Bulgular öz-bildirim verilerine dayanıyor; bu da duygu durumu, hatırlama biçimi ve kültürel ifade farkları nedeniyle sonuçların öznel olabileceği anlamına geliyor.


