Erdoğan ın şiir kaseti serbestti İmamoğlu nun afişleri neden yasak? İsmail Saymaz arşivi açtı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, hakkında mali suçlar iddiasıyla tutuklandı. İmamoğlu’yla birlikte birçok İBB yöneticisi de tutuklandı. İmamoğlu’nun afişleri toplatıldı, sosyal medya hesaplarına erişim engeli getirildi.
Halktv.com.tr Yazarı İsmail Saymaz, yaşananların 1990’lı yıllarda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın başına gelenlerle büyük benzerlik taşıdığını söyledi.
Erdoğan da İBB başkanlığı döneminde, şiir okuduğu için hapis cezasına çarptırılmıştı.
O dönem hakkında açılan Akbil davasında ise, belediyeye ait gelirlerin bir kısmının kayıt dışı tutulduğu ve bu paranın Erdoğan’ın kuracağı partiye kaynak sağladığı iddiaları gündeme gelmişti.
Erdoğan, bu iddialar karşısında tutuklanmamış, davada tutuksuz yargılanmıştı.
Saymaz, “Halkla böyle kavga edilmez. Hele hele bir siyasetçi yasaklamalarla yok edilemez. Bunun en iyi şahidi ve canlı kanıtı sayın cumhurbaşkanıdır. Yani sayın cumhurbaşkanı'na sorsalar, uğraşmayın bu işlerle derdi herhalde” dedi.
İsmail Saymaz, “Ne kadar benzer suçlamalar, değil mi? Yani o günlerde Erdoğan'a yöneltilen suçlamalardan ilki ne biliyor musun? Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak. Bugünkü karşılığı ne? Suç örgütü kurmak. Onunla beraber 65 kişi hakkında soruşturma yürütüldü. Sayın cumhurbaşkanı gözaltına alınmadı. Sayın cumhurbaşkanı tutuklanmadı bile” ifadelerini kullandı.

Saymaz, Erdoğan’ın şiir kaseti çıkarttığını ve bir kez bile yasaklanmadığını hatırlattı. İmamoğlu afişlerinin yasaklamasına dikkat çeken Saymaz, şunları ifade etti:
“Bu Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatında çıkardığı ilk ve tek şiir kaseti. 'Bu Şarkı Burada Bitmez' isimli kasetti. Çok etkileyici bir albümdür. Sayın cumhurbaşkanı biliyorsun, şiir okuduğu için maalesef çok vahim bir olay yaşadı. Şiir okuduğu için kendisine çok ağır bir ceza verildi ve bundan ötürü cezaevinde yattı. Belediye başkanlığını da tamamlayamadı. Bu arada cezaevine girdiği günlerde bu albümü çıkarttı.”Saymaz, Erdoğan’ın tutuklandığı dönemde Rize’de radyo programcılığı yaptığını belirterek, “Kapatılmış bir partinin tasfiye edilmek üzere olan radyosunda cezaevinde bulunan bir siyasetçinin şiir kasetini çalıyorduk. Bir gün olsun kapımızı polis çalmadı. Kimse Recep Tayyip Erdoğan şiirlerini okuduğu için ya da şiirlerini radyoda çaldığı için takibata uğramadı. 26 sene önceki Türkiye'sini anlatıyorum” dedi.

Ancak bugünkü Türkiye’de tablo farklı olduğunu belirten Saymaz, İmamoğlu’nun yaşadıklarını şöyle özetledi:
“Ekrem Bey soruşturuluyor. Ona da rüşvet, irtikap, zimmete para geçirme suçlamaları yöneltildi. Ekrem Bey'e de yöneltiliyor. Sayın cumhurbaşkanı bir gün olsun gözaltına alınmadı. Ekrem Bey'in bütün arkadaşları gözaltına alındı. Belki de dahası alınacak. Sayın cumhurbaşkanı'na dokunan olmadı. Ekrem Bey tutuklu. 66 gündür cezaevinde. Ve Ekrem Bey henüz hakkında dava bile açılmadığı halde Akbil davasından sadece tutuksuz yargılandı.”Saymaz, İmamoğlu’nun sosyal medya hesaplarının kapatıldığını, afişlerinin kaldırıldığını hatırlattı. “Ekrem İmamoğlu'nun Twitter hesabı kapatıldı. Mesajlarını paylaşması engelleniyor. Ekrem İmamoğlu'nun İngilizce hesabı da kapatıldı. Ekrem İmamoğlu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin astığı afişleri gece yarıları ya da sabaha karşı indiriliyor. Ekrem İmamoğlu'nun afişi, kendisi için yapılan mitinge sokulmuyor” diye konuştu.
Saymaz, son olarak şunları söyledi:
“Şimdi sayın cumhurbaşkanı kendisine 25 yıl önce reva görülmeyeni neden bugün onu bugün kendisinin muhalifi ve müstakbel rakibi için reva görüyor ki? Bugünlerin geçeceğinin, siyasette bu türden ara dönemler yaşanacağının en iyi tanığı sayın cumhurbaşkanıdır---------
İBB Başkanuı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, hakkındaki mali suçlar ididası ile tutuklandı. İmamoğul ile bilrikte birçok İBB yöneticisi tutuklandı.
İmamoğlu'nun afişleri yasaklandı. İmamoğlu'nun sosyal medya hesapları yasaklandı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan da İBB Başkanlığı döbneminde benzer suç isnatları ile karşı karşıya kalsa da tutuksuz yargılandı.
Erdoğan'ın o dönem üzerindeki siyasi baskı nedeniyle şiir okuduğu için tutuklandı.
Gazeteci ismail Saymaz, Erdoağn2ın tutuklandığı dönemde çıkardığı "Bu şarkı burada bitmez" isimli şiir kasetini hatırlattı. Saymaz, Rize'de radyo yayını yaparken Erdoğan'ın şiir kasetini çaldığını, o dönem Erdoğan'a da benzer mali suçlar iddiaları bulunsa da asla bugünkü Türkiye'de olduğu gibi bir yasaklama ve baskı olmadığını açıkladı.
İmamoğlu'nun yaşadıklarını Erdoğan'ın geçmişi ile karşılaştıran İsmail Saymaz'ın anlattıklarını; derli toplu biçimde, net ve anlaşılır cümlelerle akıcı bir yazım dilinde, haber diline uygun olarak ve Türkçe kurallarına uyup haber olarak yaz, cümlelerinden alıntılar yap ama birebir kullan cümleleri sakın değiştirme:
Yani şimdi bu Diyarbakır'da Türkçe ve Kürtçe, pankartlar asıldı. Sezgin Tanrıkulu paylaşmış.
Türkiye'nin hemen her yerinde bundan böyle belli ki yasa, İmamoğlu yasaklandıkça, devlet onu yasaklama yönünde adım attıkça vatandaşlar, işte sosyal demokratlar ya da muhalifler onu her yerde görünür hale getirecekler.
Halkla böyle kavga edilmez. Hele hele bir siyasetçi yasaklamalarla yok edilemez. Bunun en iyi şahidi ve canlı kanıtı sayın cumhurbaşkanıdır.
Yani sayın cumhurbaşkanı'na sorsalar, uğraşmayın bu işlerle derdi herhalde
bu Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatında çıkardığı ilk ve tek şiir kaseti. "Bu Şarkı Burada Bitmez",isimli kastetti.
Sayın cumhurbaşkanı, biliyorsun, şiir okuduğu için maalesef çok vahim bir olay. Şiir okuduğu için kendisine çok ağır bir ceza verildi ve bundan ötürü cezaevinde yattı. Başkanlığı da, başkanlığı da tamamlayamadı. Belediye başkanlığını da tamamlayamadı. Bu arada,cezaevine girdiği günlerde bu albümü çıkarttı. Ve bu albümünde sekiz tane şiir vardı. En önemlisi işte Necip Fazıl'ın, "Zindandan Mehmet'e Mektup" şiiriyle başlar. Çok etkileyici bir albümdür.
Aynı tarihlerde sayın Erdoğan hakkında bir de bir Akbil davası açıldı. Akbil davası da şudur: 97 ile 99 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Akbil'den elde edilen gelirin bir kısmının kayıt dışına alındığı ve bu paranın Erdoğan'ın daha sonra kuracağı bir siyasi parti için kaynak olarak değerlendirileceği iddiası vardı.
Ne kadar benzer suçlamalar, değil mi? Yani o günlerde Erdoğan'a yöneltilen suçlamalardan ilki ne biliyor musun? Cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak. Bugünkü bugünkü karşılığı ne? Suç örgütü kurmak. Onunla beraber 65 kişi hakkında soruşturma yürütüldü.
Sayın cumhurbaşkanı gözaltına alınmadı. Sayın cumhurbaşkanı tutuklanmadı bile. Sayın cumhurbaşkanı yargılandı.
Bu Akbil davası o günlerde. Yani Sayıştay raporlarıyla ortaya konmuş. Hatta bugünlerde İmamoğlu'nu sert eleştiren kimi gazetecilerin, haberini yaptığı bir skandaldı bu. İsim de vermeyeceğim. O günlerde çok o günlerde İmamoğlu'nu yolsuzlukla suçlayan kimi gazetecilerin, Nasıl bir daha söyleyeyim İmamoğlu'na. kamuoyuna duyurduğu bir haberdi bu. O günlerde de Erdoğan'ı yolsuzlukla suçluyorlardı. aynı durumdu. Şimdi o günlerde sayın cumhurbaşkanı hem şiir davasından tutuklu ve yargılanıp ceza almış, hem de Akbil davasından suç örgütü lideri olmaktan yargılanıyor.
O günlerde bu albümü çıkardı. Ben İsmail. O tarihte Rize'deydim. Rize'de, ben de gazeteciliğe meraklıyım. 19 yaşındayım. Rize'de Fazilet Partisi'nin bir radyosu vardı. Radyosu ve televizyonu. Adı da Radyo Kanal 2000 ve Radyo 2000'di. Fazilet Partisi kapatılmıştı, tekrar kapatılmıştı.
Televizyonu da kapatılmak üzereydi ve radyosu. Sahibi de kimdi, onu söyleyeyim. Şimdi Deva Partisi Milletvekili olan Hasan Karal. O zamanlar Rize il başkanıydı. Daha sonra AK Parti kurulunca kurucu il başkanı da Hasan Karal oldu.
Ben orada programcıydım. Programcıydın. Ben radyo programcıydım. Türkü edebiyat programı yapıyordum. Şehir Edebiyat, şiir programı yapıyordum ve Recep Tayyip Erdoğan çalıyorduk biz. Ne anlatıyordun o zaman? Ben kendim çalıyordum.
Çünkü bu şiirleri, "Zindandan Mehmet'e Mektup" mesela. Çok etkileyici de okur. Bu arada sayın cumhurbaşkanı çok güzel şiir okur. Onu da çok güzel okur.
Kapatılmış bir partinin tasfiye edilmek üzere olan radyosunda cezaevinde bulunan bir siyasetçinin şiir kasetini çalıyorduk.
Bir gün olsun kapımızı polis çalmadı. "Ya bu suç örgütü lideri olmaktan yargılanıyor." demedi. "Ya bu adam cumhuriyeti yıkacakmış. Şiir okumuş, başına bela almış. Siz de mi kaşınıyorsunuz?" demedi.
Kimse stüdyoyu basmadı. Kimse Recep Tayyip Erdoğan şiirlerini okuduğu için ya da şiirlerini radyoda çaldığı için takibata uğramadı. 26 sene önceki Türkiye'sini anlatıyorum.
Şimdi 26 yıl sonra sayın cumhurbaşkanı'nın yönettiği Türkiye'de tıpkı onunla aynı suçlamalara maruz kalan Ekrem İmamoğlu'nun başına gelenleri izliyoruz.
O da suç örgütü kurmak ve yönetmekten yargılandı. Ekrem Bey soruşturuluyor. Ona da rüşvet, irtikap, işte zimmete para geçirme suçlamaları yöneltildi.
Ekrem Bey'e de yöneltiliyor. Sayın cumhurbaşkanı bir gün olsun gözaltına alınmadı Ekrem Bey'in bütün arkadaşları gözaltına alındı. Belki de dahası alınacak.
sayın cumhurbaşkanı'na dokunan olmadı. Ekrem Bey tutuklu. 66 gündür cezaevinde. Ve Ekrem Bey henüz hakkında dava bile açılmadığı halde Akbil davasından sadece tutuksuz yargılandı.
sayın cumhurbaşkanı o dava görülürken parti kurdu. Bak, parti kurdu. Partisi iktidara geldi.
Sayın cumhurbaşkanı'nın o günlerde şiir okumasına, albüm çıkarmasına, albümün yayınlanmasına hiç kimse ses etmedi. Ekrem İmamoğlu'nun Twitter hesabı kapatıldı. Mesajlarını paylaşması engelleniyor. Ekrem İmamoğlu'nun İngilizce hesabı da kapatıldı. Ekrem İmamoğlu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin astığı afişleri gece yarıları ya da sabaha karşı indiriliyor. Ekrem İmamoğlu'nun afişi, kendisi için yapılan mitinge sokulmuyor.
Şimdi sayın cumhurbaşkanı kendisine 25 yıl önce reva görülmeyeni neden bugün onu bugün kendisinin muhalifi ve müstakbel rakibi için reva görüyor ki? Bugünlerin geçeceğinin siyasette bu türden, bu türden ara dönem yaşanacağın en iyi tanığı sayın cumhurbaşkanı.
Türk siyasetinin 80'den sonrası böyle. Demirel'i yatırdılar. Ecevit'i üç dört defa yatırıp çıkardılar. Üç dört defa.
Ben Milli Görüşçülerin radyosunda program yaptım, aylarca yaptım. Bana da karışmadılar doğruya doğru.
Hiçbir zaman Milli Görüş'e sempatim olmadı. Ama benim hiçbir zaman Milli Görüşçülere, AK Parti'ye siyasi bir yakınlığım ve sempatim olmadı. Ama vatandaşın o günlerde Erdoğan'a duyduğu sempatiyi böyle tenimde hissetmişimdir. Çünkü biz bu albümü yani şarkı değil, türkü değil, şiir istiyorlardı vatandaşlar. Bilmem ne Kur'an kursundan arıyor. Efendim bilmem ne köyünden hafız arıyor. Çarşıda esnaf arıyor. Erdoğan istiyorlar. Tıpkı bugün olduğu gibi. Bugün gençler, hani,, İmamoğlu ile arasında belki hayalleri ile eşitleme kuruyorlar. Yani onun hayal ettiği Türkiye'yi bunun mümkün kılacağını düşünüyorlar. Yoksa başka bir temasları da yok. O gün nasıl bir ilgi varsa, o radyonun telefonları nasıl, eee, Erdoğan çalın diye aranıyorsa bugün de muhtemeldir ki İmamoğlu'yla ilgili bazı binlerce insanın kalbi o şekilde atıyordur.


