Faiz ve döviz sarmalı: Dövizden vergi alınır mı? işte detaylar...
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.

GİRİŞ 20.07.2025 13:05 GÜNCELLEME 20.07.2025 13:06
İlk Yorum Yapan Sen Ol
Facebook'ta Paylaş X'te Paylaş
Geçtiğimiz perşembe günü Yeni Şafak gazetesinin attığı manşet, finans dünyasında dikkatleri üzerine çekti.
Haberde “Dünyada eşi benzeri görülmemiş soygun: Döviz-faiz-enflasyon” başlığıyla yayınlanan haber, döviz kazançlarından neden vergi alınmadığını sorgulamıştı. Peki döviz kazançlarından vergi alınır mı? İşte detaylar...
Finansal piyasalarda süregelen ezberlere karşı fikir özgürlüğünün korunması gerektiğini savunan değerlendirmelerde, döviz, faiz ve enflasyon üçgeninin oluşturduğu yapının bir “perpetual (sürekli) soygun” mekanizmasına dönüştüğü vurgulandı.
Döviz ve faizin enflasyon geçişkenliğine sahip olduğu, bunun da birbirini besleyen bir sarmala yol açtığı ifade edildi.

Faiz gelirlerinden alınan stopaj vergisine de dikkat çekilen yorumlarda, “Enflasyon telafisi kazanç sayılmayacaksa, neden mevduat faizinin tamamından vergi alınıyor?” sorusu gündeme getirildi.
Faizin meşrulaştırılan haliyle geriye dönük bir tahakkuk olduğuna işaret edilerek, vergi alınacaksa sadece pozitif reel kazanç kısmından alınmasının daha adil olacağı ifade edildi.
Kur ataklarına karşı piyasada yeterli farkındalık oluşmadığına dikkat çekilen değerlendirmelerde, Türkiye’nin TL’sinin bu anlayışla zarar gördüğü ifade edildi. Döviz kazançlarına vergi getirilmesinin bir “operasyon önleyici” değil, ancak piyasaya karşı başka araçlarla karşılık verilmesi gereken bir hamle olduğu vurgulandı.
Kimi çevrelerin kurdaki hareketlilikle demokrasiyi, hukuk sistemini ya da Batı’yla ilişkileri ilişkilendirmesine sert eleştiriler yöneltilerek, “Kur için demokrasi veya hukuk istemek değil, bunları özde talep etmek önemli” denildi.
“PİYASA VESAYETİ KIRILMALI” Vatandaşın döviz işlemi yapmasının da tartışılabilir bir konu olduğuna dikkat çekilirken, birçok ülkede döviz hesabı açmanın sınırlı olduğu belirtildi.Ancak Türkiye’nin enerjisini döviz işlemlerini kısıtlamaya değil, piyasa vesayetini kırmaya yönlendirmesi gerektiği vurgulandı..
Piyasaların, sadece reel kesimi değil zamanla hükümetleri de disipline etmeye başladığı ifade edilerek, bu durumun artık sorgulanması gerektiği dile getirildi. Batı’da da benzer süreçlerin yaşandığı hatırlatıldı.

Türkiye’nin çıkış yolunun, hane halkının elindeki altınların Merkez Bankası rezervlerine dahil edilmesinden geçtiği savunuldu. Altın rezerv hedefi belirlemenin, piyasa üzerindeki kontrol gücünü artıracağı vurgulanırken, “Trump’ın dediği gibi, altını olan kural koyar. Türkiye de bu güce sahip olabilir” denildi.
Kuyumcuların verdiği saklama hizmetlerinin daha güvenli ve şeffaf bir sisteme kavuşturulması gerektiği, Kapalıçarşı’nın ve altın piyasasının kayıt altına alınarak sisteme entegre edilmesinin önemine dikkat çekildi.
Mevcut sistemin bir kısmını çözdüğü, ancak halen fiziki altının büyük ölçüde sirkülasyon dışında olduğu belirtildi.
“ANTROPOLOJİK FİNANSLA VESAYET KIRILIR”Geleneksel tasarruf yöntemlerinin yok sayılmasının toplumla sistem arasındaki bağı kopardığı ifade edilerek, finansal vesayetin, toplumun bildiği finansal alışkanlıklara dayalı yeni bir yaklaşımla kırılabileceği savunuldu. “Toplum bilmediğiyle değil, bildiğiyle ayakta kalır” vurgusu yapıldı.
Son olarak, Merkez Bankası rezervlerine dahil edilecek altınlarla piyasanın yönünün belirlenebileceği ifade edildi. Döviz ihtiyacı olduğunda swap işlemleriyle likidite sağlanabileceği, ihtiyaç olmadığında rezervlerin bekletilebileceği belirtildi. “Bankalar dışında mevduat toplamak olmaz” şeklindeki klasik itirazların da Türkiye’nin özel şartları içinde yeniden değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
KAYNAK: HABER7
Ekrem Öztürk Haber7.com - Teknoloji Muhabiri

Editör Hakkında İstanbul'da yaşayan Ekrem Öztürk, 2021 yılında Medya ve İletişim bölümünden mezun oldu. Uzun süre kendi alanında metin yazarlığı yapan Öztürk, şu an Haber7.com'da "Muhabir - Editör" olarak görev yapmaktadır. Ayrıca günümüz insan ilişkilerinde saygının ve empatinin çok büyük bir güç olduğuna inanmakta ve bu değerleri meslek hayatında da ön planda tutmaktadır.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
GÖNDER


