Geleceğin sineması Doğu’da Sinema Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Sinemanın kendini bulması yolunda atılan kritik adımlardan biri Sundance Film Festivali idi. “Bağımsız Sinema” kavramının dillendirildiği dönemlerde kurumsal olarak ortaya çıkan ve bağımsız filmlere ‘yuva’ olan festivalin kurucusu Robert Redford idi. Evet, geçtiğimiz günlerde 89 yaşında ölen Hollywood yıldızı Redford’dan bahsediyoruz.
Hollywood’un 70’ler ve 80’lerden itibaren en gözde isimlerinden olan Redford, kendini sanata ve gençlere adayacak bir yol buldu. Şöhretini ve kazancını bunun için kullandı. ABD Utah’ta kurduğu festival yeni sinemacılara kapı araladı. Adı Sandence oldu ve ‘Bağımsız Sinema’nın kalesi kabul edildi.
Sinemamızın özellikle bölgesel olarak ihtiyacı olan şey tam olarak bu. Genel geçer dayatmaları kabul etmeyen, sinema sanatının imkanlarının farkında, aceleci olmayan, gençleri ve yeni yöntemleri önemseyen bir yapı zaruri.
IŞIK ALAN PENCERELER DOĞU’DAN AÇILMALI
Dünya nüfusunun yarıdan fazlasını içinde bulunduran, kendini tekrar etmeye başlayan ‘Batı’nın arazlarının farkında, ‘Doğu’nun birikimini kullanan ve teknoloji ile içli dışlı yapılara ve organizasyonlara ihtiyaç var.
Mesela Suudi Arabistan’da başlayan ve ciddi fonlar ile büyüyen Kızıldeniz Film Festivali olumlu bir adım gibi görünse de kendisini var edebilmek için Hollywood yıldızlarına sırtını dayamış durumda. Festivaldeki filmler Batılı filmlerden farklı sayılmaz. Özgünlükten söz etmek mümkün değil.
Ülkemizdeki film festivalleri için de durum farklı sayılmaz. Yerli sinemaya motor olacak şekilde değil, dünyadaki benzerlerinin devamı niteliğinde organizasyonlar görüyoruz. Bunlar da lazım elbette. Evrensel tecrübe mutlaka kullanılmalı. Fekat sadece bir tane, tam olarak ‘biz’e ait, Doğu’nun kadim kültürüne dayanan, sadece anlattığı ile değil anlatımı ile de fark ortaya koyan yapımlara kapı aralayan yapıya o kadar ihtiyacımız var ki…
Sundance FF’yi internette basitçe arattığınızda “Sundance Film Festivali, Amerikan bağımsız sinemasının en önemli destekçisi olmuş, Hollywood film endüstrisi ve onun Oscar temelli üretim şemasına alternatif getirme amacında olan bağımsız film festivalidir” ifadeleri karşınıza çıkar. Yani bir alternatiftir. Merkezi sinemaya itiraz eder ve yeni anlatıları destekler.
FESTİVALLER DE BİRBİRİNE BENZEMEYE BAŞLADI
“O halde festival sineması ne işe yarar” gibi bir soru karşımıza çıkar elbette. Doğrudur. Esasında festivaller de bunun için vardır. Ancak festivallerin de anlatı ve yapı olarak birbirine benzemesi, jürilerin ya da seçicilerin bile aynı ya da benzer anlayışta olması kendini tekrar eden süreci perçinlemiştir. Ticari sinema ne kadar aynı ise festival sineması da o kadar kendini tekrar etmeye başlamıştır.
Çare yine sinemanın kendisinde. Anlatının çoğalması, sinemanın kendi gelişiminde olan vazgeçilmez bir unsurdur. Batı bunu yakın zamana kadar yapabildi. Bütün dünya da Batı gibi yapmaya başladı ve öyle devam ediyor. Oysa farklılığı ortaya koyacak olan Doğu’nun kendisinde var ve arayış buraya yönelmeli.
SINEMACILARIN KENDINI BULACAĞI YENİ ORGANIZASYONLAR
Bir Hollywood efsanesi olarak “Belalılar”, “Akbabanın Üç Günü” ve “Başkanın Bütün Adamları” gibi filmlerle tanıdığımız Robert Redford’un temelini attığı Sundance FF’de birçok yeni ve farklı isim sinema sektörüne armağan edilmiştir. Ava DuVernay, Steven Soderberg, Quentin Tarantino ve Ryan Coogler gibi isimler Sundance’te kendisini göstermiştir.
İşte ihtiyacımız olan tam olarak budur. Doğu’da neşet edecek yeni anlatılar ve sinemacıların kendini bulacağı farklı organizasyonlar. Tarantino ve Soderberg gibi isimlerin sinemada açtığı çığırın bir benzeri ve hatta çok daha sarsıcı olanı bu topraklardan yükselmeli.
YENİ SİNEMA TÜRKİYE’DEN DOĞAR MI?
Bunun için elbette ciddi bir irade gerekli. Redford, kendi popülaritesini ve etkisini kullandı. Mesela ülkemizde Şener Şen ya da Haluk Bilginer veya Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit gibi isimlerin öncülük edeceği, günümüz popüler isimlerinden Kıvanç Tatlıtuğ, Cem Yılmaz gibi ünlülerin himaye edeceği bir organizasyon önemli (Elbette bu isimlerin hepsinden Doğulu bir hassasiyet beklenemeyebilir. Örnek olsun diye isimleri sıraladık).
Tarihin akışını değiştiren isimler her zaman nüfuz sahibi ya da etkili kişileri yanına alan yenilikçi yaklaşımlara sahipti. Türkiye’nin merkezinde olacağı böylesi bir atılım, yakın gelecekte nereye vuracağı tartışılan sinemada öncü bir yol oluşturabilir. Sinemanın içinde olan isimlerin böyle bir yola çıkması, hareketi sivil kılar ve dezavantajların çoğunu bertaraf edebilir.


