Gelir dağılımının aynası, mevduatın yüzde 80’i yüzde 2,5’in elinde
Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Türkiye’de gelir ve servet eşitsizliği tartışmaları sürerken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Temmuz 2025 verileri çarpıcı bir tabloyu gözler önüne serdi. Resmi verilere göre, Türkiye’deki toplam banka mevduatının yüzde 80’i yalnızca 2,2 milyon kişinin hesabında bulunuyor. Yaklaşık 90 milyonluk nüfus dikkate alındığında, bu durum toplumun sadece yüzde 2,5’lik bir kesiminin finansal birikimin büyük kısmını elinde tuttuğu anlamına geliyor. Geriye kalan yüzde 97,5’lik büyük çoğunluk ise toplam mevduatın yalnızca yüzde 20’sine sahip. BDDK kayıtlarına göre, Türkiye’de gerçek kişiler adına açılmış toplam 184 milyon 39 bin banka hesabı bulunuyor. Bu hesaplarda biriken toplam mevduat tutarı 21 trilyon 346 milyar liraya ulaşmış durumda. Ancak bu devasa rakamın dağılımı dikkat çekici: Sadece 2,2 milyon kişinin hesabında 17,1 trilyon lira bulunuyor. Bu da söz konusu gruptaki her bir kişinin ortalama 7,4 milyon liralık mevduata sahip olduğu anlamına geliyor.

Diğer yandan, hesabında 10 bin liraya kadar mevduatı bulunan 166,4 milyon hesaptaki toplam mevduat tutarı ise yalnızca 131,9 milyar lirada kalıyor. Bu miktar, toplam mevduatın yüzde 0,62’sine denk gelirken, hesap başına ortalama 793 lira düşüyor. 10 bin ile 50 bin lira arasında mevduata sahip 16,7 milyon kişinin toplam tasarrufu ise 423,1 milyar lira olarak hesaplanıyor. Bu tutar da toplam mevduatın sadece yüzde 1,98’ini oluşturuyor. Uzmanlara göre, mevduatın bu denli küçük bir azınlıkta yoğunlaşması, gelir eşitsizliğini daha da derinleştiriyor. İşletme ve Pazarlama Uzmanı Volkan Soykan, “Bu tablo ekonomik büyümenin topluma yayılmasını engellerken, orta sınıfın gerilemesine yol açıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
Öte yandan, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması da BDDK verilerinde ortaya çıkan tabloyu destekliyor. Araştırmaya göre en zengin yüzde 20’lik kesim, toplam gelirin yüzde 49,8’ini alırken, en yoksul yüzde 20’nin payı yalnızca yüzde 5,9’da kalıyor. Merkez Bankası’nın 2024 Finansal Hesaplar Raporu da benzer bir yoğunlaşmaya işaret ediyor. Rapora göre, hane halkı finansal varlıklarının yüzde 65’i banka mevduatlarında yer alırken, bu varlıkların yüzde 82’si yalnızca nüfusun yüzde 5’ine ait.
İSTANBUL ATEŞ PAHASIBDDK’nın verilerinin yanı sıra, İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) Temmuz 2025 verileri de megakentte yaşam maliyetinin adeta 100 bin TL sınırına dayandığını ortaya koydu. İPA’nın hesaplamalarına göre, İstanbul’da yaşayan dört kişilik bir ailenin aylık ortalama yaşam maliyeti 96 bin 559 TL’ye yükseldi. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45,15’lik artış anlamına geliyor.

İPA, geçtiğimiz mart ayında ise dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 87 bin 453 TL olarak açıklamıştı. Analistler, İstanbul’daki yaşam maliyetlerinin Türkiye genelindeki büyükşehirlerle karşılaştırıldığında da açık ara en yüksek seviyelerde seyrettiğini belirtirken Kamuoyu Araştırmacısı Volkan Tebrizcik, "Özellikle kiralar, ulaşım, çocuk bakım hizmetleri ve sağlıklı gıdaya erişim gibi kalemlerde yaşanan artışlar sürüyor. Hane gelirlerinin enflasyona karşı korunamaması ise, yalnızca düşük gelir grubunu değil, artık orta sınıfı da geçim sıkıntısıyla karşı karşıya bırakıyor" diyor.
Kaynak: Web Özel


