Gümrük Birliği kar mı zarar mı?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Türkiye’nin; AB ile 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması, son dönemde yeniden tartışma konusu oldu. Anlaşma, Türkiye ile AB arasında sanayi ürünleri ve işlenmiş tarım ürünlerinde gümrük vergilerinin sıfırlanmasını ve üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi uygulanmasını öngörüyor. Ancak anlaşmaya göre tarım ürünleri, hizmetler ve kamu alımları gibi kritik sektörler kapsam dışında bırakılmış durumda. Türkiye, Birlik içinde karar mekanizmalarında temsil edilmezken, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına ise (STA) uymak zorunda. Bu durum, Türkiye'ye "kurallara uyma yükümlülüğü" getirirken, "kural koyma hakkı" tanımıyor.
TRUMP ETKİSİTrump'ın AB'ye yönelik yüzde 10'luk genel gümrük vergisi ve Çin'e yönelik yüzde 60'ı aşan vergi tehditleri, küresel ticaret sisteminde belirsizlik dalgası yaratıyor. AB'nin bu hamlelere misilleme yapma ihtimali, Türkiye-AB ticaretinin de bu gerilimden etkilenebileceğine işaret ediyor. Uzmanlar, bu ortamda Türkiye'nin Gümrük Birliği'nden çıkışını değerlendirirken, kısa vadeli kayıplar ile uzun vadeli stratejik manevra alanı arasındaki dengeyi dikkatle tartıyor.
OLASI MALİYET HESABITürkiye'nin AB ile ticaret hacmi yaklaşık 210 milyar dolar seviyesinde. Türkiye'nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 41'i AB ülkelerine gerçekleşiyor. Gümrük Birliği'nden çıkılması durumunda, AB'nin Türk menşeli sanayi mallarına uygulayacağı Ortak Gümrük Tarifesi ortalaması sanayi ürünlerinde yüzde 3 civarında olsa da, otomotiv gibi sektörlerde bu oran yüzde 10'a kadar çıkabiliyor. İhracatçılar için maliyet artışı anlamına gelen bu durumun, Türkiye'nin AB pazarındaki rekabet gücünü zayıflatabileceği öngörülüyor.

Analistler ise Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım stoğunun önemli bir kısmının Türkiye'yi bir üs olarak gördüğüne dikkat çekiyor. İnsan Kaynakları Uzmanı Suat Başkır ise, "Gümrük Birliği'nden çıkış, bu yatırımların çekiciliğini azaltabilir. Diğer taraftan, Gümrük Birliği'nden çıkış, Türkiye'ye AB dışındaki ülkelerle bağımsız ve daha esnek ticaret anlaşmaları yapma imkânı tanıyabilir. Mevcut durumda Türkiye, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı 40'ın üzerinde STA'ya otomatik olarak uymak zorunda. Ancak, örneğin ABD ile doğrudan bir STA müzakeresi, Trump'ın agresif ticaret politikaları karşısında Türkiye'ye pazarlık gücü kazandırabilir. Benzer şekilde, İngiltere, Rusya, Çin ve Körfez ülkeleriyle yapılacak anlaşmalar, Türkiye'nin coğrafi ve ekonomik konumunu daha etkin kullanmasının önünü açabilir" diyor.
REFORME EDİLMELİAnalistler, Trump'ın politikalarının yarattığı kaotik ortamda, Gümrük Birliği'nden tek taraflı bir çıkışın, Türkiye'yi öngörülemez sonuçları olan bir yola sokabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Strateji uzmanları ise küresel sistemdeki bu belirsizliğin, Gümrük Birliği'nin Türkiye aleyhine işleyen maddelerini güncellemek için bir pazarlık kozu olarak kullanılabileceğini dile getiriyor. Son tahlilde ise rakamsal veriler mevcut durumun korunmasının ekonomik istikrar açısından daha az riskli olduğunu gösterirken, jeopolitik gelişmeler, uzun vadede daha bağımsız bir ticaret politikasının fırsatlarını barındırıyor. Türkiye'nin, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bu dönemde, Gümrük Birliği'ni terk etmek yerine, reforme etmek yönünde diplomatik bir strateji izlemesi, birçok analiste göre daha gerçekçi ve kazan-kazan sonucu verebilecek bir yaklaşım olarak öne çıkıyor.
Kaynak: Web Özel


