Heybeliada da mezhep savaşı mı? ABD Rus rekabeti Marmara da
Haber Global sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde gündeme gelen Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasına yönelik tartışmalar dikkatlerin Rusya'ya yönelmesine neden oldu. Ortodoks dünyası içerisinde önemli bir rolü olan, Moskova Ortodoks Kilisesi aracılığıyla Hıristiyanlığın ikinci büyük mezhebi üzerinde ciddi bir hakimiyeti bulanan Rusya'nın; ABD'nin desteklediği bu adıma sıcak bakmadığı konuşuluyor. İki süper gücün mezhep rekabetinin Türkiye'ye yönelik sonuçlarının neler olacağı da dikkatle takip ediliyor. Haber Global Web Özel'e açıklamalarda bulunan uluslararası ilişkiler uzmanları Marmara'yı şimdiden ısıtmaya başlayan Heybeliada gündemini değerlendirdiler.

1844 yılında açılan Heybeliada Ruhban Okulu Ortodoks dünyasının en önemli dini eğitim kurumlarından biri olarak kabul ediliyor. 1971 yılına kadar yaklaşık bin din adamı yetiştiren okul, o yıl Yunanistan'la Kıbrıs ve Ege konusunda yaşanan gerilimler neticesinde kapatılmıştı. Kapatma kararı Anayasa Mahkemesi'nin "özel yükseköğretim kurumlarının devlet denetimi altında olması gerektiğine" dair kararı ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na aykırılık nedeniyle verilirken okulun Patrikhane'ye bağlı özel bir kurum olarak kalması taleplerine bugüne kadar olumlu bir yanıt verilmemişti.
LOZAN'A AYKIRI MI?Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasının Lozan Anlaşması'na aykırı olduğu değerlendirmeleri yapılırken karşıt görüşlere göre ise okulun açılması ya da kapanması ile ilgili Lozan'da herhangi bir özel hüküm bulunmuyor. Ancak bu tür konularda Batı Trakya Türklerinin Yunanistan'daki durumu ile ilgili bir mütekabiliyet ilişkisi bulunuyor. Böyle bir adım karşısında Yunanistan'ın da Batı Trakya Türklerinin durumu ile ilgili pozitif adımlar atması gerekiyor. Lozan Anlaşması, Türkiye'deki azınlıklar ile Yunanistan'daki Türk azınlığın karşılıklı olarak eşit haklara sahip olmasını öngörüyor. Heybeliada Ruhban Okulu tartışmaları, Batı Trakya Türklerinin eğitim ve dini hakları ile birlikte ele alınıyor.
'EKÜMENİK' UNVANI AYKIRIFener Rum Patrikhanesi, Lozan'a göre yalnızca İstanbul'daki Rum Ortodoks cemaatine dini hizmet veren bir kurum olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla Fener Rum Patriği Bartholomeos'un 'ekümenik' yani 'evrensel' bir dini lider sıfatı bulunmuyor. Son dönemde Patrik Bartholemeos'un bazı uluslararası etkinliklerde bu unvanı kullanması rahatsızlık yaratırken, okulun açılması ile 'ekümenik' kavramı arasında da bir ilişki bulunmuyor. Ancak Patrik Bartholomeos'un 'ekümenik' unvanını kullanması ve okulun açılmasına yönelik tartışmalar Rusya tarafından dikkatle izleniyor. Fener Rum Patrikhanesi'nin uluslararası etkisinin artması ABD açısından Rusya'nın bu alanda sınırlanması anlamına geliyor. Ortodoks dünyasında "primus inter pares" yani eşitler arasında birinci olarak kabul edilen Fener, Moskova Patrikhanesi tarafından tanınmıyor. Fener'in, 2019'da Ukrayna Ortodoks Kilisesi'ni bağımsız bir yapı olarak tanımlaması da Moskova'nın tepkisini çekiyor.
Rusya'da bu konuda yapılan değerlendirmemeleri aktaran Rusya uzmanı Doç. Dr. İkbal Dürre şunları söyledi: "Moskova Kilisesi ile İstanbul Kilisesi kopma noktasına geldi. Bugün Rusya'da bu konu Türkiye-ABD ilişkileri bağlamında değerlendiriliyor. Rusya kilise konusunda zaten İstanbul'dan koptuğu için bu konuda herhangi bir açıklama yapılmıyor. Bu olaya karışmıyorlar. Ne resmi bir açıklama var ne de ciddi bir yorumcudan değerlendirme. Rusya, ABD'nin bu konuda etkisini artıracağı için istemez. Ancak sonuçta dini özürlüklerle ilgili bir konu olduğu için de susmayı tercih ediyorlar."

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Kamer Kasım ise Rusya'nın, SSCB'nin dağılmasının ardından Ortodoks kimliğini daha fazla önemsediğini belirterek, "Rusya Ortodoksluğun Moskova merkezli olması gerektiğini düşünüyor. Fener Rum Patrikhanesi'nin görünürlüğünün artması, Ortodoks dünyasında söz söylemeye başlaması Moskova'nın isteyeceği bir şey değil. Putin'in bu konuya önem verdiğini düşünüyorum. Bu Rusya'da ilk olarak Putin tarafında gündeme getirilmeye başlamıştı. ABD'de Rum lobisinin de etkisi büyük. Bu adımın Rusya'nın etkisinin azaltacağı düşüncesiyle hareket ediliyor."
[email protected]
Kaynak: Web Özel


