Hindistan Pakistan çatışmasının Türkiye’de esen rüzgârı Düşünce Günlüğü Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İki nükleer komşu olan Pakistan ve Hindistan arasındaki gerginlik sadece bölgede değil tüm dünyada bir endişeye ve kaygıya neden oldu. Geçen hafta İstanbul ve Ankara’da şahit olduklarımızdan anladığımız ise her iki ülkede esen çatışma rüzgarının ülkemize de ulaştığı… Pakistan tarafından gerek diplomatik gerekse diğer kanallarda zafer, sevinç ve dostluk rüzgârı eserken, Hindistanlı diplomatlarla katıldığımız toplantılardaki retorikten Hindistan tarafından esen diplomatik rüzgârın daha haşin seyrettiği kanısına vardık.
Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Mijito Vinito aktif bir diplomat. Kendi bölgesinde ziyaret etmediği il kalmamış. Ülkesinin kontrolü altındaki Keşmir’de turistlere yönelik ölümcül saldırıdan söz açıyor önce, kendi devlet görüşlerini anlatıyor. Sonra da Türkiye ile ikili ilişkiler bahsini açıyor. Hindistan olarak Türkiye ile diplomatik kanalları açık tutmak ve Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istediklerini söylüyor.
TÜRK KAMUOYUNA SESLENMEK İSTİYORUZ
Pakistan – Hindistan çatışmalarının Türkiye Hindistan ilişkilerini etkilediği açık. Türkiye’nin Pakistan ile çok yakın ilişkileri, özellikle gerginlik dönemlerinde Hindistan ile ilişkilerini tabiatıyla etkiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sanırım 2019 yılında önce BM Genel Kurulu’nda akabinde oturum aralarında Pakistan Başbakanı ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında Hindistan’a yönelik sert Keşmir eleştirisi (Camu ve Keşmir’in anayasal özerkliğinin Hindistan tarafından sonlandırılması gelişmesinin hemen sonrası) Hindistan’ı kızdırmış ve hatta Türkiye Büyükelçisi ülkesine dönüp uzun süre gelmemişti. Pahalgam saldırısı öncesinde ilişkiler yeni yeni düzelmeye yüz tutmuştu. Başkonsolos Vinito Türkiye›de sosyal medyada bulanıklık olduğunu; Türk milletinin her kesimine hitap etmek istediklerini ancak boşluklar olduğunu ve bu boşlukları doldurmaya çalıştıklarını aktardı.
KÖPRÜ KURMA ÇABASI
Türkiye’nin Pakistan’la yakın ilişkilerini anladıklarını, ancak Hindistan ile Türkiye arasında köprü kurmaya çalıştıkları için Türkiye’nin, özellikle her kesimiyle medyanın Hindistan’ın da pozisyonunu görmesini istediklerini aktarıyor. Basının, Pakistan lehine tek taraflılığından yakınıyor. Bölge ile ilgili yazı yazanları Hindistan’ı görmeden önyargılı yazdıklarından, bunun adil olmadığından yakınıyor.
Vize için gelen herkese vize verdiklerini, özellikle medyanın Hindistan’ı anlamak için orada iş yapan Türk şirketleri ile görüşmesini öneriyor. Pakistan ile son yaşanan çatışmalar sonrası Hindistan’da başlayan “Türkiye’yi boykot et” çağrıları, Hindistan’da faaliyet gösteren Çelebi şirketinin güvenlik lisansının iptal edilmesine neden olmuştu. Bu gibi örneklerde de görüldüğü üzere esen rüzgar Türk şirketleri lehine gelişmiyor; bunu da belirtmemiz gerekiyor. Başkonsolos da zaten konuşmasını örtülü bir tehditle bitirdi “Önümüzdeki aylar Hindistan’la Türkiye ilişkilerinin gelecek 10 yılını belirleyecek.”
OPERASYON HAKKINDA BİLGİ VERİLDİ
Hindistan Büyükelçiliği’nin medyaya yönelik gerçekleştirdiği programda ataşe, basın danışmanı ve Büyükelçi sırasıyla medya mensuplarına Hindistan’ın görüşü ve tezlerini anlattılar. Askeri ateşe, Hindistan’nın Pahalgam’daki saldırıya karşılık olarak yaptığı Sindoor Operasyonunu özetledi. Operasyon kapsamında 9 hedefin vurulduğunu, üst düzey hedeflerin yok edildiğini, Pakistan’ın karşılık olarak 400-500 civarında SİHA ile saldırdığını, SİHA’lardan çoğunun Çin yapımı, bir kısmının da Türkiye yapımı olduğunu söyledi.
YENİ BÜYÜKELÇİ “TÜRKİYE” DEDİ
Hindistan Büyükelçisi Muktesh Kumar Pardeshi düzelmeye başlayan ilişkiler çerçevesinde Aralık 2024’te güven mektubunu Cumhurbaşkanınıza sunmuştu. Büyükelçi Pardeshi Pakistan ile sorunlu yürüyen ilişkilerin arka planı ile ilgili bilgilendirme yaptıktan sonra Türkiye’deki medyanın kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini savundu. Keşmir meselesi anlaşılmadan Hindistan – Pakistan arasındaki sorunun da anlaşılmayacağını aktardı. Keşmir sorununu Hindistan tezleri üzerinden aktardı. Gerçekten de ister Pakistan, ister Hindistan tarafından bakın, Keşmir meselesi anlaşılmadan iki nükleer komşu arasındaki sorunun anlaşılması mümkün görünmüyor.
Büyükelçi de aynen Başkonsolos gibi, Türkiye ile Pakistan arasındaki özel ilişkiyi anladıklarını ama dünyanın ikinci büyük Müslüman ülkesi olduğunu iddia ettikleri Hindistan’ın da görmezden gelinemeyeceğini ifade etti. Bu arada Büyükelçinin İngilizcede geçen Turkey yerine Türkiye ifadesini tercih etmesi dikkatimi çekti. Malum Ana Muhalefet Partisi CHP’nin resmi internet sayfasının İngilizce kısmında hala, pejoratif anlam da içeren, Turkey kelimesini kullanmaya devam ediyor.
ASKERİ DAYANIŞMA RAHATSIZ ETTİ
Hindistan’ın Türkiye Büyükelçisi, bilginin artık gizlenemeyeceği bir çağda olduğumuzu hatırlatarak, Türkiye ile Pakistan arasındaki özel ilişkiden dolayı askeri tedarik gerçekleştiği ve Pakistan ile Türkiye’nin askeri dayanışma içerisinde olduğunu savundu. Türkiye’nin Pakistan’a sağladığı askeri tedarikin Hindistan halkının duygularını kışkırttığını, boykot vb. Türkiye aleyhtarı gelişmelerin bu toplumsal duygunun sonucu olduğunu zikretti. Türkiye’nin Pakistan’a askeri tedariki (muhtemelen sahadaki etkisi) Hindistan tarafını oldukça rahatsız etmiş gözüküyor.
ARABULUCULUĞA RED
Büyükelçi ayrıca, bir devlet politikası olarak, Pakistan’la sorunlarını çözmek için arabuluculuk kabul etmediklerini de aktardı ancak şu da var ki, Trump ve ekibinin ateşkes sağlamasında bu politika delinmiş gibi duruyor. Ancak bu meseleyi iki taraf arasında çözme politikası da on yıllardır bir netice vermiyor. Kanımca, iki nükleer komşu arasında anlaşma sağlanamaması ve konvansiyonel olarak başlayacak bir savaşın nükleer savaşa dönüşme eşiğinin düşmesinin iki tarafta da alarm zillerini çaldırması gerekir. Bölgedeki bir nükleer savaş tüm dünyayı etkileyecektir. Dolayısıyla meselenin masada çözülmesi, herkesin menfaati için, ehemmiyet arz etmektedir.
Hindistanlı diplomatların tavrından anladığım -çok nazik de olsalar- öfkeleri yüzlerine, üsluplarına ve beden dillerine yansıyor. Zaman zaman diplomatik nezaket dışına çıkıyor ve örtülü tehdit dili kullanmaktan da kaçınmıyorlar. Olmasını istemeyiz ama sahada askeri faaliyetler kızıştıkça Hindistan’ın diplomatik de olsa memnuniyetsizlik rüzgârı giderek şiddetlenebilir…


