İhanetin bedelini canlarıyla ödediler Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
İran, en büyük darbeyi, İsrail adına casusluk faaliyetlerinde bulunan vatandaşlarından yedi. O casusları, üst düzey komutanlara, bilim insanlarına suikast yapmaları için hazırlamışlar. Kendilerine talimat verildiğinde o kişiler harekete geçti. Belki suikast düzenledikleri kişilerin en yakınında, belki de en çok güvendiği kişiler devreye konuldu. Hemen şunu belirtelim, öldürülen bazı İranlı yetkililer, İsrail adına casusluk yaptığı belirlendiği için de ülkelerinde infaza tabi tutuldu. Ülkelerine ihanetin bedelini canlarıyla ödeyenler oldu.
Basında sıkça Türkiye’de İsrail adına çalışan casusların yakalandığına ilişkin haberler yayımlanıyor. Yani, MİT onları yakalıyor, adalete teslim ediyor. Ancak daha sonra bunlara ne olduğu konusunda açıkçası bir bilgi verilmiyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından cevaplandırılması istemiyle bugüne kadar kaç casusun yakalandığını, bunların hangi ülkeler hesabına çalıştığını sordu. Cevap verileceğini sanmıyorum ama yine de bekleyelim.
İSTİHBARAT VE TEKNOLOJİ
Cevat Öneş, 41 yıl Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) değişik birimlerinde çalıştı. Son görevi ise Müsteşar Yardımcılığıydı. Engin bir analiz yeteneği olduğu bilinen Öneş, İsrail adına çalışan casuslar dünyasıyla ilgili SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:
“İsrail’in, İran içinde, Suriye’de, Lübnan’da olduğu gibi insan istihbaratı, teknolojik istihbaratı çok güçlü. Bunu çok iyi organize ettiklerini de gösterdiler. O bakımdan İran’ın istihbarata karşı koyma çalışmalarındaki zafiyetine de dikkat etmemiz lazım. Uzun bir süre bunun hazırlığını yapmışlar. Özellikle Gazze’den saldırının başlatıldığı 7 Ekim’deki olaylarla birlikte planlanmış bir planın uygulanmasını hayata geçirdiler. Ayrıca ABD’nin, Fransa’nın, İngiltere’nin önemli desteği içinde bu noktaya getirdiler. Sonuçları İran için çok acıtıcı.
AJANLARDA ÜST DÜZEY .
Hedef seçilen isimler komutan ve üst düzey bürokrat ve siyasetçiler olduğu için kullandıkları ajanların da bu çevrelerden en üst seviyede, bu önemli hedeflere en yakın şahıslar olduğu ortaya çıkıyor. Asker, sivil, her türlü meslekten, ağırlıklı olarak her türlü siyasetçinin veya askeri personelin içinden olduğu anlaşılıyor.
Bunlar ya maddi, ya da ideolojik motivasyonla hareket ediyor. Ajanlar, özellikle İran rejimine karşı olanlardan seçilmiş. Casusluk faaliyeti ya maddi ya da ideolojiktir. İsrail konusu gündeme geldiği zaman tabii ki ‘İsrail ajanlarının yakalandığına’ ilişkin haberler yayımlanıyor. Yakalanması, topluma, İsrail’e karşı tedbirlerin alındığı, psikolojik harekat bakımından da bir aydınlatma olayı gündeme geliyor.
HAMAS’IN SALDIRISI DA PLANLI OLABİLİR
Afganistan’la başlayan, Irak’ı parçalayan, Suriye’yi çökerten ve parçalayan, şimdi de İran’a sıçrayan hızlı gelişmeler oldu. İran’ın da savunma gücünü ve nükleer bomba yapma kabiliyetini ortadan kaldıracak şekilde bir yıpratma olayıyla karşı karşıyayız. Ayrıca rejim değiştirme amaçlı faaliyetler var. Rejim değiştirme tabii ki pek kolay değil ama uzun vadede amaçladıkları bir olay. İran’a yönelik çökertme, hatta parçalama olayı hem Kürtler, hem Azeri nüfusu bakımından önemli. Küresel stratejinin yeniden yapılanması içinde İran’ın muhalif gücünün ortadan kaldırılması, İsrail ve ABD için bir askeri tehdit olmaktan çıkarılması, ayrıca İran’ın muhalefetini özellikle Batı dünyasına, NATO’ya karşı risk durumunu ortadan kaldırma meselesi var.
Bunu uzun süredir planlamışlar. 7 Ekim’de başlayan HAMAS’ın harekatının da belki ABD, İngiltere, İsrail koalisyonu tarafından planlandığı, yaptırıldığına ilişkin artık şüphe de var. Bu saldırı bilerek yaptırıldığı gibi planlı şekilde hareket edildiği görüşü yaşanan olaylarla daha da güçlendi.
İSTİHBARAT KOALİSYONU
Dikkat ederseniz bilinçli şekilde yapılan nokta operasyonları tabii ki bu komutanlara yakın çevrenin, yakın istihbaratıyla gündeme gelen bir olay. Apartmanlarda daireler, odalar hedef alınmış. Çok güçlü insan istihbaratı, aynı zamanda teknolojiyle birleşen bir olay.
Böylesine planlı bir olay. Aynen Hizbullah’a yaptıkları gibi. Lübnan’da çağrı cihazlarını, telsizleri patlattılar. Hizbullah’ın liderini Lübnan’da aynı şekilde nokta istihbaratı sonucu öldürdüler. Yani başarılı oldukları kesin. İstihbarat koalisyonunda ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya’da bunun içerisinde. Yani batı sisteminin, ABD ve İsrail istihbaratı koalisyonunun birleştiği anlaşılıyor.
DURUM İDARE EDİLİYOR
Bunun nasıl sonuçlanacağı da belli. Sonuç İran’ın etkisiz hale getirilmesi. Bu tabii ki stratejik bir planlama. İran’ın tehdit olmaktan özellikle Rusya ve Çin ilişkilerini baltalamaktan geçen bir planlama. Bunda başarılı oldular. Ayrıca bütün bu gelişmeler yani Suriye, Lübnan olaylarını da dikkate alırsak ayrıca Çin doğrudan müdahale etmediği için Rusya’nın da bunları engelleme gücü yeterli değildir. Böylesine bir askeri müdahaleye karışmak istemiyor, çünkü gücü yeterli değil. Ayrıca kendi çıkarları istikametinde hareket ediyor. Bir Rusya-AB çatışması ve Çin-AB çatışması istenmiyor. Bölgesel savaşlarla, vekalet savaşlarıyla durumu idare edecekler.”
İsrail adına casusluk faaliyetinde bulundukları gerekçesiyle tutuklananların akıbetini bilmiyoruz. Ülkesine, devletine en zor anında hainlik yapanlar olduğu görülüyor. Aman dikkat!


