İklim krizi turizmi vuracak
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Boğaziçi Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmada, Adana, Antalya, Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Hatay, İzmir, Mersin ve Muğla illerinde 2026–2050 döneminde yaşanacak iklim değişikliğinin yaz turizmine etkisi değerlendirildi. Araştırmada 1976–2000 arası verilerle oluşturulan referans dönem, geleceğe yönelik yüksek ısınma senaryolarıyla karşılaştırıldı. Bulgulara göre sıcaklıkların artması ve nem oranlarının yükselmesi, turistlerin fiziksel konforunu düşürecek. Bu durum, hem ziyaretçi sayısını hem de ortalama konaklama süresini azaltabilecek. Özellikle sıcaklıkların halihazırda yüksek seyrettiği Adana ve Hatay gibi illerde konfor düzeyindeki düşüşün daha belirgin olacağı vurgulandı. İşte araştırmadan çarpıcı sonuçlar:
YAZ CAZİBESİNİ YİTİRİYORAraştırmaya göre, yaz aylarında sıcaklık, nem, bulutluluk, rüzgar ve yağış gibi parametrelerde yaşanacak olumsuz değişimler, özellikle dış mekan aktivitelerine dayalı turizm türlerinde ciddi düşüşlere yol açabilir. Bulgular, yazın cazibesini yitirmesiyle birlikte tatil planlarının başka mevsimlere kayabileceğine işaret ediyor. Araştırmaya göre, turistler daha serin iklime sahip dönemleri ve bölgeleri tercih edebilir.
TURİZMİN MEVSİMİ DEĞİŞEBİLİRÇalışmaya göre, gelecekte yaz ayları yerine Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim gibi daha ılıman dönemlerde iklimsel konforun yükseleceği tahmin ediliyor. Özellikle Antalya, Mersin ve Muğla illerinde bu geçiş mevsimlerinde Tatil İklim İndisi değerleri artış gösteriyor. İlkbahar ve sonbahar dönemlerinin öne çıkarılması, hem sıcak dönemlerin üzerindeki baskıyı azaltabilir hem de sektörün ekonomik sürdürülebilirliğine katkı sağlayabilir. Söz konusu geçiş mevsimleri, daha dengeli hava koşullarıyla uzun vadeli destinasyon planlaması için yeni fırsat alanları yaratabilir.
Çalışma iklim değişikliğinin yalnızca çevresel değil, ekonomik ve yapısal etkiler doğurduğuna da dikkat çekiyor. Yaz sezonuna dayalı mevcut turizm modeli, sıcak hava dalgaları ve konfor kaybı nedeniyle gelecekte ciddi zorluklarla karşılaşabilir. Bu nedenle turizm sektörü temsilcilerinin, yerel yönetimlerin ve politika yapıcıların yaz ayları dışındaki sezonlara yönelik yatırım ve tanıtım stratejileri geliştirmesi öneriliyor. Konaklama tesisleri, ulaşım altyapısı, tanıtım kampanyaları ve çalışan istihdam modelleri gibi alanlarda mevsimsel çeşitliliği destekleyen planlamalar yapılması gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, özellikle kıyı kentlerindeki turizm potansiyeli iklim kaynaklı riskler karşısında zayıflayabilir.
Kaynak: Web Özel


