İktidarın hayali CHP’siz Türkiye…
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Niyeti, amacı, hedefi demedim. Hayali demeyi tercih ettim. Çünkü ulaşmaları zor bir hedef. Hatta imkansız diyebilirim… Aslında CHP’siz Türkiye’nin hayalden öteye geçememesi en büyük şansımız diyebilirim…
Çünkü…
CHP’siz Türkiye muhalefetsiz Türkiye demektir…
CHP’nin olmadığı Türkiye Rusya’ya dönmüş demektir…
İktidar CHP ile baş edemeyeceğini anladı; bölmek, birbirine düşürmek, parti içi işlerle meşgul etmek hedefine yöneldi. Dünkü karar bu yolda atılan ilk adımdır. 18 gün önce açılan davanın alelacele verilen tedbir kararının nedeni bu…
Tedbir kararı ne?
İstanbul il yöneticilerini görevden alıp yerine kayyum atanması… Efendim dava sürecinde görevde kalmaları telafisi imkansız sonuçlar doğururmuş. Kongre yapılalı iki yıl olmuş, yakında yenisi yapılacak ne tedbiri!..
Belli ki 15 Eylül’de Özgür Özel’in seçildiği kurultaya mutlak butlan kararı çıkarmak için zemin hazırlıyorlar. Altlık yapıyorlar!.. Özgür Özel’in dün akşam Halk TV ekranlarında söylediğine göre bu 10’uncu teşebbüsmüş…
Yazıyla onuncu…
Dokuz asliye hukuk mahkemesi reddetmiş, onuncusu kabul etmiş!..
Şimdi denilecek ki; CHP İstanbul il kongresi için açılan dava var. İl başkanı Özgür Çelik, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve 10 kişi için açılan ceza davası var. İddianame daha dün kabul edildi. O dava ne güne duruyor?
Yanıtım şu: Çift dikiş gidiyorlar…
İmamoğlu’nu tutuklamadan işi sağlam kazığa bağlamak için diplomasını iptal ettiler ya bu da benzeri. Kurultayı butlan saymak için atılmış adım. 15 Eylül’deki duruşmada bu karar alınmayabilir. Bir sonraki, iki sonraki duruşmaya kalır. Ama belli ki elde garantili karar olsun istemişler.
Zamanlamayı bilmem ama gidişat butlanı işaret ediyor…
Bu da gizli saklı değil. İktidar CHP’yi Özgür Özel’in elinden alıp Kemal Kılıçdaroğlu’na vermek istiyor… İktidarın televizyonları neredeyse her gün bu sonucu telaffuz ediyor. İktidarın televizyonları kamuoyunu hazırlamaya çalışıyor.
Ama bu kanalların yaptığı etki ajanlığı, algı operasyonu hedefine ulaşmıyor. Toplumun duvarına çarpıp tenis topu gibi geri dönüyor…
Nerden mi biliyorum…
CHP’nin yaptığı mitinglerden. Meydanlara toplanan kalabalığın coşkusundan, heyecanından, kararlılığından…
Bu sebeple diyorum ki; asliye hukuk mahkemesinin İstanbul’a kayyum atamasının geniş halk kitlelerinin kararlılığı üzerinde etkisi olmaz. Ama ileride hukuka yaptığı tahribatın etkisini hissederiz…
Çünkü asliye hukuk mahkemesi, YSK’nın kararını yok hükmünde saydı. Yetki aşımı yaptı. Oysa yasalar YSK kararlarının kesin olduğunu, Anayasa Mahkemesi’ne bile gidilemeyeceğini öngörüyor…
Onarılması güç bir delik açıldı…
Sarıyer ilçe seçim kurulunda, İstanbul il seçim kurulunda, Yüksek Seçim Kurulu’nda görev yapan hakimlerin bu karara karşı çıkmaları gerekmiyor mu?
O hakimlerin asliye hukuk mahkemesi kararını yok hükmünde saymaları hukukun gereği değil mi?
Mesele CHP meselesinin ötesinde aslında…
Mesele seçim kurullarının yetkileriyle ilgili…
Mesele seçim kurullarının varlığıyla bağlantılı…
Mesele seçmen iradesinin en üstün irade olduğuyla ilgili…


