İktidarın zirvesinde kıran kırana kavga
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Mehmet Tezkan
Erdoğan’ın Başdanışmanı, Erdoğan’ın Bakanı’na verdi veriştirdi. Siyasette çok kavga gördük ama danışmanın bakanı fırçalamasına, bakanı aşağılamasına ilk defa tanık olduk…
Görünen o ki; iktidar cephesinde sular fokur fokur...
Turizm ve Kültür Bakanı’nın savunulacak bir yeri yok ama Başdanışmanın azarlaması da tuhaf değil mi? Hiç mi vicdanın sızlamadı diye haykırması büyük krizin habercisi değil mi?
Kriz ne?
Uzun süredir Saray danışmanlarıyla AKP yöneticilerinin…
Saray danışmanlarıyla bakanların…
Bakanlarla AKP yöneticilerinin…
Anlaşamadığı, birbirlerine ters baktığı, köşe kapmaca oynadıkları, Erdoğan’a yakın olmak için itişip kakıştıkları, birbirlerinin altını oymak için çabaladıkları siyaset kulislerinin en çok konuşulan dedikodularının başında geliyordu…
Başdanışman Saral’ın Bakan Ersoy’u açık kanaldan, her kesin duymasını istercesine fırçalaması kulis dedikodularının gerçek olduğunu kanıtladı…
Danışmanın bakanı fırçalaması eskiden ortalığı ayağa kaldırmaya yeterdi. Siyaset birbirine girerdi. Bürokrat nasıl olurda seçilmiş bakanı fırçalama cesareti gösterir diye Meclis ayağa kalkardı…
Bürokratik vesayete son vereceğiz nutukları atılırdı…
Şimdi, normal karşılanıyor. Çünkü…
Bakan da bürokrat danışman da…
Bakan da atanmış, bürokrat da…
Bakan da Saray’a bağlı, bürokrat da Saray’a bağlı…
İkisi de Meclis’e değil Anayasa’ya göre sadece Erdoğan’a karşı sorumlu…
O halde adını koyalım bu kavga Saray içi kavgadır…
Saray’dan yükselen çatırtı seslerinin yansımasıdır…
Çünkü Başdanışmanın sözleri yenilir yutulur gibi değil. Bakın ne demiş; özetle:
"Sayın Kültür ve Turizm Bakanı,
Gazze’de çocuklar hala can çekişirken, analar yavrularını kucaklarına alamadan mezara uğurlarken, vatan uğruna kara toprağa verdiğimiz 12 şehidimizin, yiğidimizin henüz kanı kurumamış, analarının göz yaşı dinmemişken. Trabzon’da 'Kültür Yolu Festivali' adı altında sahneler kurup, şarkılarla, danslarla eğlence tertip ederken hiç mi kalbiniz bizar olmadı. Hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Bu milletin kalbi yanarken, siz nasıl güldünüz? Gözyaşları dinmemiş anaların, şehit ailelerinin acısı bu kadar mı değersiz sizin gözünüzde? Bu ne büyük duyarsızlıktır ne büyük kopuştur milletin ruhundan!"
Başdanışman haklı…
Anayasa’ya göre TBMM’ye değil sadece Saray’a hesap veren bakanlar milletin ruhundan koptu…
Kartalkaya’da Turizm Bakanlığının denetimindeki otel büyük ihmal sonucu yandı, kül oldu. 78 kişi can verdi. Bakan Ersoy oteli denetimden sorumlu olan bürokratların yargılanmasına izin vermedi.
Çünkü…
O otelin en büyük müşteri tedarikçisi Bakan’ın sahibi olduğu şirketti…
Bolu’da dava başlarken Turizm Bakanı yanına en yetkili (yayın yönetmeni) iktidar gazetecisini alarak Yunan adalarında tatile çıktı. Bardağı taşırdı…
Erdoğan’ın başdanışmanının Erdoğan’dan habersiz Erdoğan’ın bakanına vicdansız diye seslenmesi mümkün değil…
Ya Bakan gidecek…
Ya Başdanışman ..
İkisi de yerinde kalırsa derileri çok kalınmış dersek teşbihte hata yapmış olur muyuz?


