İran ın stratejik krizi, yeni cephe kuraklık ve enerji
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
ABD ve İsrail'in saldırıları altındaki İran, bir yandan da görünmeyen ancak çok daha yıkıcı bir krizle karşı karşıya. Öyle ki, ülkede uzun süredir devam eden su kıtlığı ve elektrik kesintileri, İran’ın savaş kapasitesini tehdit eden yapısal bir güvenlik sorunu haline gelmiş durumda. İran'da kuraklık nedeniyle hidroelektrik santrallerde üretim kapasitesi yüzde 30 oranına gerilerken, yaz aylarında yaşanan elektrik kesintileri ise zaman zaman savunma konseptini de sekteye uğratıyor. Öte yandan İran’ın elektrik üretiminin yüzde 80’inden fazlası doğalgaz santrallerine dayansa da bu tesislerin büyük bölümünün, yaptırımlar nedeniyle modernizasyondan uzak, eski ve bakımsız üniteler olduğu biliniyor. Mevcut tablo, sivil yaşam kadar İran’ın savunma ve askeri altyapısını da doğrudan etkiliyor. Radar sistemleri, yeraltı sığınakları, hava savunma sistemleri ve füze üsleri, sürekli elektrik enerjisine ihtiyaç duyarken, enerji arzının kırılganlığı yoğunluklu savaş operasyonlarını sekteye uğratıyor.

Son yıllarda rutin haline gelen elektrik kesintileri nedeniyle Tahran, İsfahan, Şiraz gibi şehirlere günde 4-6 saat elektrik verilemezken, kesintiler kırsal bölgelerdeki süre 8-10 saate kadar çıkabiliyor. Ülkede yaşanan kuraklık, su kaynaklarının kuruması ve barajlardaki doluluk oranlarının yüzde 35’in altına düşmesi ise ulusal bir güvenlik tehdidi olarak değerlendiriliyor. İran'daki Karaj Barajı sadece yüzde 10 kapasite ile hizmet verirken, ülkenin en büyük tarım alanlarından biri olan Zayendeh Rud Vadisi’nde tarımsal faaliyetlerin neredeyse tamamen durması ise endişe yaratıyor.
JEOPOLİTİK ZAAFİYETEkolojik yıkımın neden olduğu sorunların en çok hissedildiği yerlerin başında ise kuzeybatı İran geliyor. Önemli bir stratejik alan olarak kabul edilen bu bölgedeki doğal yaşamın adeta yok olması, insan yaşamını da tehdit ediyor. Bölgedeki askeri birliklerin hareket kabiliyeti, ikmal kapasitesi ve sivil destek tabanı neredeyse ortadan kalkarken, ekolojik felaketin bir anlamda jeopolitik zafiyete dönüştüğü vurgulanıyor.
Uzmanlar, mevcut tablonun sadece gıda güvenliğini değil, İran’ın askeri lojistik kabiliyetini de doğrudan etkilediğine dikkat çekerken, Haberglobal.com.tr'ye konuşan Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız ise "Kuraklık ve ekolojik yıkım, İran'da uzun süredir yaşanan enerji kesintilerine yol açarken, bu tablo hava savunma kabiliyetleri ve nükleer programının sürekliliğini de doğrudan tehdit ediyor. Hükümetin 2024’te başlattığı 'Akıllı Şebeke' modernizasyon projesinin henüz yüzde 20 seviyesinde" dedi.
İÇ GÖÇ SORUNUYıldız, ülkedeki su krizinin en çarpıcı etkilerinden birinin, iç göç ve kentlere yığılmayla oluşan sosyal tıkanma olduğuna da dikkat çekerken, şunları söyledi: "2023-2025 arasında Huzistan, Sistan ve Belucistan gibi su sıkıntısının had safhada yaşandığı bölgelerden 500 bini aşkın kişi büyük şehirlere göç etti. Bu kentlerin çoğu ise aynı zamanda askeri üslerin, radar istasyonlarının, karargâhların bulunduğu stratejik bölgeler."

"İran’ın kuzeybatısındaki devasa bir tuz gölü olan Urmiye kaynağı, tarım ve sanayiye yönlendirilmesiyle neredeyse yok oldu. 5 bin 700 kilometrekarelik alan, 2025 itibarıyla bin kilometrekarenin altına düştü. Ekosistem çökerken, solunum hastalıkları ve tuz fırtınaları bölgeyi yaşanmaz hâle getirdi. İran, 2025’in ortasında sadece İsrail’in füzelerine karşı değil; barajlarının kurumasına, elektrik santrallerinin çökmesine, sosyal patlamalara ve doğanın intikamına karşı da savaşıyor."
Kaynak: Web Özel


