İstanbul susuz kalır mı? Bitmeyen sorunlar yumağı
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
İzmir ile Ankara’da susuzluk sorunu giderek derinleşirken, İstanbul’un su temininde sınırları çoktan aşılmış durumda. Temmuz 2025’te İstanbul’da günlük ortalama su tüketimi 3 milyon 578 bin metreküp olarak ölçülürken, bu oran, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.3’lük bir artışa denk geliyor. Söz konusu artış, şehir yalnızca kendi havzalarını değil, çevredeki diğer su kaynaklarını da hızla tüketiyor. İstanbul’un baraj doluluk oranları ise alarm veriyor: 18 Haziran 2025’te doluluk ortalaması yüzde 71,03 seviyesinde ölçülürken, bu oran 22 Haziran’da yüzde 69,41’e geriledi 25 Temmuz itibarıyla doluluk oranı yüzde 55,78’e düşerken, 10 Ağustos itibarıyla ise doluluk oranı yüzde 48'e düşmüş durumda.

Sadece su değil, barınma sıkıntısı da İstanbul’da nefes almak kadar zor. Uzmanlara göre kent her yıl ortalama 122 bin yeni konuta ihtiyaç duyuyor; bu da 10 yıllık projeksiyona göre 1,22 milyonluk bir konut açığı anlamına geliyor. Geçen yıl bu rakam 1,23 milyon olarak hesaplanmıştı. Geri dönüş ve göç olanağından faydalanarak yaklaşık 127 bin konutun boşalacağı tahmin edilse de, bu yalnızca açığın çok küçük bir kısmını kapatıyor. Gayrimenkul uzmanlarına göre kriz yalnızca arz-talep meselesi değil; konut politikalarında planlama eksikliği, yatırım amaçlı alımların kullanım oranlarını düşürmesi ve artan maliyetlerin yeni projeleri yavaşlatması krizi daha da derinleştiriyor. İstanbul’da konut erişimi her geçen gün biraz daha ulaşılmaz hale geliyor.
GÜNGÖREN NEFES ALAMIYORÖzellikle Esenyurt ilçesi, resmi kayıtlara göre 978 bin kişiye ev sahipliği yapıyor; ancak kayıt dışı göçmenlerle birlikte bu sayı bir milyonu aşıyor. İlçede 77 farklı milletten insan yaşıyor. Her yıl binler tersine göç edip gitseler de gelenlerin sayısı çok daha fazla. Şehrin diğer ucunda Güngören, kişi başına düşen yeşil alan miktarında İstanbul’un sondan ilk sırasını işgal ediyor. İstanbul Yeşil Kent İndeksi’ne göre beton yoğunluğu, yeşil alan yoksunluğu; acil toplanma alanlarına erişim, geçirimsiz yüzey oranı ve hava kalitesinde de son sıralarda yer alıyor.
Uzmanlar ise yaklaşan sususluk tehlikesine özellikle dikkat çekerken Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız, "Barajlardaki hızlı düşüş, yaz sıcağının getirdiği tüketim artışı ve yağışların yetersizliğiyle birleşince su krizinin eşiğine gelindiği görülüyor. Tüm bunlar gösteriyor ki İstanbul sadece su krizinin değil, aynı zamanda barınma, göç yönetimi ve altyapı yetersizliğinin de kurbanı. Eğer planlı ve uzun vadeli politikalar devreye girmezse, 'ucu olmayan şehir' sendromu daha da ağırlaşacak. Kırsaldan kente devam eden hızlı, düzensiz ve kontrolsüz nüfus hareketi diğer bir ifadeyle 'hormonlu büyüme'—özellikle önümüzdeki Eylül ve Ekim aylarında su krizini derinleştirebilecek ciddi riskler barındırıyor" diyor.

Kamuoyu Araştırmacısı Volkan Tebrizcik ise, "İstanbul’un su temini ve konut erişimi, plansız büyümenin, iklim değişikliğinin ve nüfus yoğunluğunun baskısıyla birlikte derinleşen bir kriz halini alıyor" derken, "Suyu ve barınmayı bir arada düşünmeyen politikalar, kentte hem ekolojik hem sosyal kırılganlığı artırıyor. Baraj doluluk oranlarının Haziran–Ağustos 2025 arasında yüzde 71’den yüzde 50 seviyesine kadar inmiş olması, Eylül–Ekim aylarında yaşanabilecek ani su kesintileri ve dramatik yoksunluk senaryoları için güçlü bir uyarı niteliği taşıyor" diye konuştu.
Kaynak: Web Özel


