SonTurkHaber.com
close
up
İstihbarat raporları Ayşe Böhürler

İstihbarat raporları Ayşe Böhürler

SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.

Geçen haftalarda Arap medyasında çıkan; Usame Seraya isimli bir gazetecinin “İhvan, Gazze meselesini kullanarak Mısır’ı İsrail’le savaşa sürüklemek istiyor” başlığı ve aynı konuya değinen gazeteci Abdülcelil Messaî’nin “Örgütün kampanyaları sistematik” diyen yazı özetleri dikkatimi çekti. Dikkatimi çekme sebebi “Müslüman Kardeşler”e ilişkin devam eden bir operasyon gündemiydi. Yeni Suriye yönetimi şekillenirken de ayrıca bu uyarılar anlamlıydı. Biz, İslam ve Ortadoğu üzerine çalışan gazeteciler,

Geçen haftalarda Arap medyasında çıkan; Usame Seraya isimli bir gazetecinin “İhvan, Gazze meselesini kullanarak Mısır’ı İsrail’le savaşa sürüklemek istiyor” başlığı ve aynı konuya değinen gazeteci Abdülcelil Messaî’nin “Örgütün kampanyaları sistematik” diyen yazı özetleri dikkatimi çekti. Dikkatimi çekme sebebi “Müslüman Kardeşler”e ilişkin devam eden bir operasyon gündemiydi. Yeni Suriye yönetimi şekillenirken de ayrıca bu uyarılar anlamlıydı.

Biz, İslam ve Ortadoğu üzerine çalışan gazeteciler, özellikle Müslüman Kardeşler’in risk ve tehdit olarak görülmesini Amerika eksenli Batı çevrelerinde pek çok yorumda sık sık duyar, buna da dikkatle kulak kabartırız. Çünkü bu konu, aynı zamanda

11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında İslam karşıtlığını merkezine koyan ve İran Devrimi sonrasında “Siyasal İslam” kavramıyla çerçevelenen bir tartışmanın merkezinde yer alır. Ayrıca Türkiye’deki İslami hareket de muarızları tarafından 28 Şubat dönemi öncesi ve sonrasında hep bu bağlantılarıyla eleştirildi.

MÜSLÜMAN KARDEŞLER’İN CIA’İN GÜNDEMİNE GİRMESİ

Şu noktaya dikkat çekmek isterim: 97 yıllık bir tarihi olan ve İslam dünyasında Müslüman Kardeşler olarak bilinen Mısır merkezli siyasi hareket, Batı ve İslam dünyası arasında en fazla tartışılan konulardan birisi oldu. Bu konuya dair İngiliz akademisi ve istihbaratının dünya kadar çalışması çok erken dönemlerden beri var. Osmanlı döneminden beri İngiltere, Mısır’ın derin yapısı olarak her konuyu çok yakından takip ediyor (Dr. Nurcan Yurdakul Hoca’nın eserlerini tavsiye ederim). Mısır’ın darbeler tarihine Müslüman Kardeşler–İngiltere kavgası damga vurmuş durumdadır.

Fakat bu konunun Amerikan istihbarat birimlerinin dikkatini çekmesi, İran Devrimi’yle başlasa da asıl odaklanma 11 Eylül 2001 ikiz kule saldırılarından sonra oluyor. Bu bilgileri, geçenlerde okumaya başladığım Christopher Andrew’in Dünya İstihbarat Tarihi – Gizli Tarih isimli kitabında, “Kutsal Terör: Soğuk Savaş’tan 11 Eylül’e” (s. 751) isimli bölümde okudum. Kitapta istihbarat örgütlerinin Seyyid Kutub’a yaptığı atıf çok dikkat çekici.

Seyyid Kutub, İslam dünyasındaki Batı ve Amerikan karşıtlığını oluşturan fikirlerinin yanı sıra, İslam dünyasında anti-semitist fikirlerin babası olarak ele alınıyor. Hitler’in soykırım yaptığı tarihten 4-5 yıl sonra yazılan “Yahudi Karşıtlığı” kitabına yapılan atıflar dikkat çekici. Seyyid Kutub’u, El Kaide başta olmak üzere bir tür İslami örgütlerin fikir babası olarak yorumlayan CIA, İngilizlerden çok sonra “dini ciddiye alıyor.” Bunları okurken, Sisi darbesi, Trump’ın Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etmesi başta olmak üzere pek çok konuda yönlendirici olduğunu fark ettim. 97 yıllık bir siyasi hareket, bu kodlarla tehlikeli ilan ediliyor.

Batı istihbarat örgütlerinin raporları, Kutub’un İslamcılığa has bir anti-semitizmin ortaya çıkmasında öncü rolü olduğunu ve bunun da Yahudileri yok etmek için fanatik bir kararlılık içerdiğini söylüyor.

Kutub’la ilgili bir başka konu da; 1948–1950 arasında Kutub’un Amerika’ya gidip geldiğinde, döndükten sonra Amerika toplumu hakkında komplo teorileriyle ABD düşmanlığını İslamcılığın bir parçası hâline getirdiğini iddia ediyorlar. 11 Eylül’e giden süreçte, onlara göre terörün kök fikri, yıllarca hapis yatmış, 1968’de idam edilmiş Seyyid Kutub’tur; bizim içinse Seyyid Kutub, emperyalizm karşıtı bilincin gelişmesini sağlayan bir yazardır. Tehlikeyi burada görünce risk haritası çok genişliyor. ABD, İslam dünyası içinde bu fikirlerden etkilenen her türlü siyasi akımı tehdit algısıyla takibe almış durumda, kitap, Rusya için de benzer bir algıdan söz ediyor.

İSRAİL-TÜRKİYE ARASINDA SOĞUK SAVAŞ?

Bu arada bir parantez açıp, İslam dünyasındaki İslami hareketler konusunda İngiltere’deki akademik çalışmaların, uzmanlaşmanın öneminin de altını çizmek isterim. Bizim üniversitelerimizde ise bu konular hâlâ yeterince çalışılmamakta ya da bu çalışmalarda süreklilik sağlanamamakta. Hem kendimizle ilgili hem de karşı tarafla ilgili! Bu notu özellikle Batı dünyasının, dünyayı yönetirken kendisine karşı olabilecek hareketlere ilişkin yaklaşımının altını çizmek için düşmek istedim.

Geçen hafta İsrail gazetelerinde yer alan dikkat çekici bir Türkiye analizinde, İsrail ve Türkiye arasında bir “soğuk savaş” olduğunun vurgulanmasını dikkat çekici buldum. Batı dünyası için bu kavramın çağrışımları içinde, istihbarat savaşlarından akademiye kadar çok geniş bir çerçeveyi gündemimize almamızı zorunlu kılıyor. Dil bilimden akademik çalışmalara pek çok uzmana ihtiyaç duyulacağı bir dönemi hatırlatıyor bu kavram.

Türkiye’de ise İbranice çalışan çok az isim var. İlahiyat fakültelerinde Dinler Tarihi bölümünde rahmetle anacağımız Ömer Faruk Harman Hoca ile başlayan bir gelenek Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde devam ediyor. Prof. Dr. Nuh Arslantaş Hoca, bu konulara odaklı çalışmalarıyla, sembol ve kodlara vukufiyeti ile Tevrat çeviren ilk Türk olarak önemli kitaplara imza atıyor. Ege Üniversitesi Birgivi İslami İlimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Bekir Zakir Çoban, Yahudilik–Papalık ilişkisi çalışıyor. Prof. Dr. Şinasi Gündüz Hoca’nın Evangelizm üzerinden Dinler Tarihi üzerine kitapları, Prof. Dr. Salime Leyla Gürkan’ın, Kürşat Demirci’nin çalışmalarını, Mustafa Özel’in Kapitalizm üzerinden “Yahudilik” okumalarını önemli buluyorum. Bu arada Türkiye’de İbranice Dili ve Edebiyatı eğitimi veren tek bölüm de Erciyes Üniversitesi’nde. Özetle, yeni dünyayı ve yeni dengeleri anlamak için İsrail uzmanlarına ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Sadece istihbarat değil, akademi ve siyaseti yönetmek açısından da önem vermek gerekiyor.

BEŞİR ATALAY HOCA’YA SELAM OLSUN!

Öncelikle şunu söyleyeyim: AK Parti gökten zembille inmedi. Daha demokratik bir Türkiye özlemiyle çalışan bir grup inanmış insanın, bir ekip çalışmasıyla ortaya çıktı. Özetle, gençler bilmiyor ya da ilgilenmiyor olabilir; ancak bu hareketin bir hikayesi var. Bu hikâyenin parçalarından birisi de Beşir Atalay’dır. Bizim aksaçlılarımızdandır.

Geçen hafta, tam rektörlük seçimlerinden bir hafta önce, Kırıkkale Üniversitesi’nde kampüse verilen Beşir Atalay isminin “Şehitler Kampüsü” olarak değiştirildiği haberi önümüze düştü.

Neden bu değişiklik yapıldı sorusunun ise rektörün izahında anlaşılır, kurumsal bir karşılığı yok. Yerelde çıkan bir iki yazıyı dayanak yapmış. Üstelik rektörün kariyerinde yol gösterici olarak Beşir Atalay hocayı kendine referans aldığı ve hocadan defaatle destek istediği de biliniyor.

Konuya Beşir Hoca dâhil hepimiz çok üzüldük. Her şeyden önce ahde vefaya ihanetti. Bunca yıl ahde vefayı önemseyen bir siyasi hareket olarak vicdanımızı çok rahatsız etti.

Beşir Hoca, 12 Eylül’de öğrencilere burs veren vakıflarla ilişkisi nedeniyle hapis yatmıştı. Kırıkkale’de, bozkırda bir meslek okulundan bir üniversite ortaya çıkarmış; “irticacı rektör” başlıklarına aldırış etmemiş, dönemin medyasının onu her gün haber yapmasına prim vermemiş, bugün akademideki önemli çalışmalara imza atmış pek çok hocaya imkân sağlamış, üniversitesinde onlara yer vermiş bir isimdi. Muhafazakâr, inançlı akademisyenlerin hiçbir üniversitede yer bulamadığı dönemde, Kırıkkale Üniversitesi bir sığınaktı.

Ben onu Kanal 7 televizyonunun kuruluş sürecine katkılarıyla tanıdım. AK Parti kuruluşunda beraber çalıştığımız isimlerdendi. Kurucularımız arasındaydı. Sonraki dönemlerde birlikte MKYK üyeliği yaptık. Hem Devlet Bakanlığı hem İçişleri Bakanlığı yaptı. Hem bizim yetişmemizde hem de bugün bürokraside önemli görevlerde olan pek çok bürokratın yetişmesinde emeği vardır. Türkiye’nin Millî Birlik ve Kardeşlik Projelerinde yer alan önemli isimlerindendi. Onca hizmetin ardından yapılan bu isim değişikliğinin hiçbir mantığı olamaz.

Konuyu araştırdım. İsim değişikliği öncesinde konudan ne YÖK Başkanımıza ne de Cumhurbaşkanımıza haber verilmiş. Bu değişiklik tamamıyla Kırıkkale Üniversitesi Rektörü’nün kendi inisiyatifidir; YÖK Başkanı atamasının olacağı günlerde yaptığı bir PR çalışmasının ürünüdür. Üstelik bu üniversiteye rektör atanması için ona yardım eden Beşir Hoca’ya karşı yaptığı bu hareket, atasözlerimize ilham verecek düzeydedir.

Tek kelimeyle: Bugün muhafazakâr kesimin siyasi, fikrî ve akademik mücadelesinde önemli bir isimdir Beşir Atalay. İtibarı asla bir rektörün şahsi kararıyla silinemez.

Daha fazla bilgi ve son haberler için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:53
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 03 Ağustos 2025 04:14 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Belediye aracıyla alkollü kaza

02 Ağustos 2025 07:06see183

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç müjdeyi verdi! Bankalar Birliği’nden çıkmamıza ramak kaldı!

01 Ağustos 2025 16:10see165

Putin in gizli haritası ortaya çıktı! Her zaman Rus topraklarının bir parçası diyerek o bölgeleri işaret etti

01 Ağustos 2025 17:27see165

Son dakika: Tarihe çimento bulaştı mı? Çimento yapıda değil analizde çıktı Son dakika haberleri

01 Ağustos 2025 13:50see160

Endonezya da yanardağ patlaması: 10 kilometre kül püskürttü Sözcü Gazetesi

01 Ağustos 2025 21:16see113

Rusya dan dikkat çeken ABD açıklaması

01 Ağustos 2025 21:06see111

Uzun yolculuklardan sonra bacaklarınız şişiyorsa dikkat! Bacak şişmesini önlemenin 5 etkili yolu

01 Ağustos 2025 08:29see111

Filistin Ulusal Konseyi: Gazze Şeridi nin uluslararası afet bölgesi ilan edilmesinin zamanı geldi

01 Ağustos 2025 16:36see111

Bir vatandaş yaya geçidine park edilen otomobile gereken tepkiyi verdi

01 Ağustos 2025 16:55see111

Cumhurbaşkanı Erdoğan a özel koreografi: Bir yanda Ayasofya, diğer yanda Kubbetü s Sahra

01 Ağustos 2025 20:42see111

“Müziğin sesini kıs” dedi bıçaklandı

01 Ağustos 2025 09:47see110

Genç kızdan babasına kalplere dokunan hafızlık müjdesi herkesi duygulandırdı

02 Ağustos 2025 18:08see110

İmamoğlu ndan iktidara: Telaşın boşuna değil, çünkü gitme vaktin geldi!

02 Ağustos 2025 20:43see110

Diyanet’in cuma bağışları eskort kadınlara gitmiş! Sözcü Gazetesi

01 Ağustos 2025 07:19see110

Yine o teşhir görüntüsü Sözcü Gazetesi

02 Ağustos 2025 05:40see109

2 Ağustos hava durumu! Meteoroloji den sağanak uyarısı

02 Ağustos 2025 06:07see109

Nükleer silah üretim tesisinde radyoaktif yaban arısı yuvası bulundu

01 Ağustos 2025 07:01see109

Artık uçaklarda sıvı taşınabilecek!

02 Ağustos 2025 17:56see108

Borsa İstanbul dan pozitif kapanış

01 Ağustos 2025 19:09see108

SON DAKİKA Tunç Soyer in iddianamesi kabul edildi

01 Ağustos 2025 18:54see107
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları