Kabadayılar ülkesi Mehmet Şeker
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Ne çok kabadayılık heveslisi varmış memlekette. Aramızda ne çok gizli kabadayı yaşarmış. Hemen efelenmek, ne kadar da yaygınlaştı. Genci yaşlısı ‘racon’ peşinde. Hava atmak, caka satmak, bol para harcamak arzusunun sonu yok. İçinde ‘racon’ geçen bozuk cümlelerle karşısında kim varsa ezmek, yüksekten konuşmak, vurmak, kırmak… Bir de tabii “kafasına sıkmak”la tehdit etmek. Tipe bakınca tam at hırsızı; dilinde boyundan büyük laflar, küfürlü konuşmalar… Sinirler, gerilmiş yay gibi. En ufak bir aksilikte masaya yumruk vurmalar, silah çekmeler… Dizilerden aparılmış taklit lâflar… Çapulcular kendilerini mafya sanıyor.
Nedir, ne oluyoruz, nereye gidiyoruz?
Buraya nasıl geldik?
Bu vesait, bizi buraya mı getirecekti?
Hak hukuk ne zaman unutuldu? Anlayış niçin kayboldu? Müsamahanın işi mi çıktı?
Saygı nereye gitti? Sevgi nerede kaldı? Nezahat uğramadı mı?
Efendilik, beylik, hanımlık, hepsi masal mı? Delikanlılık hikâye mi?
El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanıyor. Sonra karşısına gerçek bir babayiğit çıkınca manzara başka renk. “Aman abim, canım abim.” Sıkıya gelince “Ben ettim, sen etme”.
Dizilerdeki dünya gerçek değil ama gel de anlat. Hepsi yarışa girmiş vaziyette. Polisin yılda bir gün çalıştığı, kanunların kırk yılda bir uygulandığı ilginç bir memleket hayal etmişler. Kafalarına göre koşturup gidiyorlar.
Ezeli var, ebedi var.
Çukuru var, tümseği var… Masumu var, suçlusu var… Eşkıyası var, çetesi var… Teşkilatı var, örgütü var… İçerdesi var, dışardası var… Arka sokakları var, yan caddeleri var… Kurtlar vadisi var, başka vadiler var.
Kimi gerçeklere dayanıyor, kimi de gerçekleri önüne katmış, koyun gibi güdüyor.
OKLARI DOĞRU SAYAN KAÇ KİŞİ ÇIKAR?
Partilerin amblemlerinde kullanılan figürler çeşit çeşit.
Ampul, güneş, güvercin, at, balık, arı, gül, ağaç, yaprak, hilal, ok, çekiç vs. Her birine anlamlar yüklenmiş.
CHP’nin 6 ok’u aynı zamanda partinin ilkelerini de ifade ediyor. Ne var ki pek çok CHP’li o altı ilkeyi kolaylıkla sayamaz.
Hatta araya başka kelimeler katar. Bu iddiayı abartılı bulan varsa, çevresindeki CHP’lilere sorsun. Yöneticiler arasında bile şaşırana rastlanır. Şaşırmadan bir çırpıda sayan olursa, sarılıp kutlayın.
Kimi Cumhuriyetçilikten başlar, kimi Laiklik ilkesinden. Sonrası karışacaktır.
Mesela neler sayılır?
Cumhuriyetçilik, Laiklik, Atatürkçülük, İlericilik, Devrimcilik, Çağdaşlık, Modernlik, Batıcılık, Milliyetçilik, Halkçılık, Kalkınmacılık, Sanayicilik, Devletçilik…
Biraz abarttık, kabul. 6’nın çok üzerine çıktık. Fakat kendini koyu CHP’li sanan, partisini çatır çatır savunanlar daha renkli cilikler, cılıklar ekleyecektir. Bu listeye Çiftçilik, Besicilik, Tavukçuluk bile ekleyen çıkarsa sakın şaşırmayın.
Gemlik’e doğru denizi görmek ne ki?
AYIPTIR
“Zahide, kurbanım, n'olacak hâlim/ Gene bir lâf duydum, kırıldı belim/ Gelenden gidenden haber sorarım/ Zahide’m bu hafta oluyor gelin”
Neşet Ertaş ile anılan en çok ondan dinlemeye alıştığımız eserlerden biridir. Hazin bir hikâyesi vardır.
Türküler, şarkılar tek kişinin malı değil. İsteyen söyleyebilir. Telifini unutmadan.
Fakat bazıları bu sözleri beğenmemiş olmalı ki söylerken değiştiriyor.
“Zahide’m, kurbanın olam, n’olacak hâlim” diye başlayınca, insanın midesi bulanıyor.
Cenabı Allah ses vermiş, mantık ve izan vermemiş.
Hangi hakla, hangi mantıkla sözler değiştirilir, anlamak zor.
Hiçbir şey bilmiyorsan, veznin tutmadığını da mı görmüyorsun?
Şiiri yazan ve Zahide’yi seven çoban doğrusunu bilememiş mi? Neşet Ertaş ve bozmadan söyleyen diğer sanatçılar akıl edememiş mi?
FAYDA EDER Mİ?
Depremi durdurmak mümkün olsa keşke. Bilek gücüyle, makine gücüyle bir şey yapılıp sallantı engellenebilse… Fakat mümkün değil. İnsan gücü yetmez. Dünyanın en büyük makinesi yapılsa da fayda etmez.
Sındırgı beşik gibi. Devamlı sallanıyor.
Sındırmak ne demekti?
“Kırıp parçalamak, bozmak, yenmek.”
Ne yapsak, Sındırgı’nın adını Sındırmagı mı yapsak?
RUBİ’YE MESAJ
Amerikan Dışişleri Bakanı Rubi, İsrail’in Filistin’de ve Gazze’de ne isterse yapabileceğini açıkladı diye bir haber ulaştı kulağımıza.
Şayet öyleyse, ona bir mesaj yazalım.
Seni sevmedim Rubi… Zaten senden öncekileri de sevmezdim.

