KKTC çifte kuşatma, hem Siyonist tuzak hem de Çin Planı
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
İsrail'in Gazze'yi işgal planının ardından gözler, Doğu Akdeniz'in en stratejik alanı olan KKTC'ye çevrilmiş durumda. Siyonist rejimin; ABD ve AB ülkelerinin desteği ile bölgedeki askeri ve ekonomik hamleleri, hem Türkiye hem de KKTC için varoluşsal riskler barındırıyor. Doğu Akdeniz’deki değerli enerji yataklarını kontrol amacı taşıyan İsrail planı; ABD ve bazı AB ülkelerinin bölgedeki hamleleriyle paralel ilerliyor. İngiltere’nin Akrotiri Üssü’nde bulunan keşif uçakları, Gazze'de İsrail için istihbarat sağlamaya devam ederken, ABD'de Rum Kesimine yığınağını sürdürüyor.
ÇİN İKİLİ OYNUYORDiğer yandan Çin'de bölgeye yönelik planları devreye sokmuş durumda. Açık kaynaklardan yansıyan istihbarat analizlerinde Çin’in “Tek Çin, Tek Kıbrıs” ilkesiyle şekillenen dış politikasına dikkat çekiliyor. Çin'in adada iki devletli çözüm önerisini reddetmesinin jeopolitik mücadeledeki önemini artırdığı vurgulanırken: analizlerde, Kuşak ve Yol Girişimi stratejisinin Pire Limanı’na yapılan yatırımla eşzamanlı ilerlediğine de dikkat çekiliyor.

İngiliz aktivist gazeteci Vanessa Beeley ise Kıbrıs’ın; Batı-Doğu blokları arasında şekillenmekte olan yeni güç dengelerinin turnusol kağıdı olduğuna işaret ediyor. Beeley, son kapsamlı analizinde ABD’nin İsrail’i destekleyerek Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’de askeri üs haline getirmeye çalıştığını belirtirken, şu saptamalarda bulundu: “Bu hamle, bölgedeki enerji koridorlarını kontrol altında tutma ve Rusya-Çin nüfuzuna karşı denge kurma stratejisinin bir parçası. Çin ise ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesi kapsamında Kıbrıs’ı Avrupa’ya açılan stratejik kapı olarak görüyor. Çin’in artan ekonomik yatırım ve lojistik faaliyetleri, Doğu Akdeniz’de çok kutuplu bir güç dengesi yaratırken, Türkiye ve KKTC’nin stratejik pozisyonunu karmaşıklaştırıyor."
İsrail’in gayrimenkul alımları yoluyla da Kıbrıs’ta fiili kontrol sağlama çabası içinde olduğuna değinen Beeley, "Bu çabalar, İsrail’in ‘arka bahçe’ olarak kullanmayı hedeflediği Kıbrıs’ta yeni statüko oluşturabilir. Bu durum, deniz yetki alanları, enerji hakları ve askeri güvenlik bakımından hem Türkiye hem KKTC için riskler doğuruyor” ifadelerini de kullandı. Türkiye ve KKTC’nin, nüfus operasyonlarına karşı çok yönlü ve kararlı bir strateji geliştirmesi gerektiğine değinen Beeley, KKTC’deki gayrimenkul ve ekonomik yatırımların titizlikle izlenmesi gerekliliğini de vurgularken, "Diplomatik izolasyon ve ekonomik kuşatma; KKTC’nin uluslararası platformlarda meşruiyet kazanmasını engelliyor. Bölgeye konuşlandırılan yabancı istihbarat altyapıları ise bilgi güvenliği risklerini artırıyor” uyarısında bulundu.

KKTC'ye yönelik planları haberglobal.com.tr’ye değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni, ise şu önemli tespitlerde bulundu: “ABD- İsrail ittifakı, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu çevresinde kapsamlı bir kuşatma yürütüyor. Yunanistan piyon durumda. Önümüzdeki adımlardan biri ise Rum Kesimi’nin NATO’ya üyelik süreci olacak. Ayrıca, Güney Ege’den başlayıp Akdeniz’e kadar uzanan sahada, ABD ve Katar’a bağlı şirketler petrol arama faaliyetlerini sürdürüyor. İngiltere de oyunda ve ABD ile koordineli hareket ediyor."
TOPRAK ALIYORLARÖte yandan eski KKTC Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın danışmanlığını yapan Sabahattin İsmail ise her fırsatta, İsrail’in adadaki faaliyetlerine dikkat çekiyor. Sabahattin İsmail; İsrailli şirketlerin “Büyük İsrail” projesi için KKTC’nin İskele bölgesindeki toprak alımları yaptığına vurgu yapıyor.
Kaynak: Web Özel


