SonTurkHaber.com
close
up
Korkuların yüzde 91’i hiç yaşanmıyor: Beyin olmayanı neden olmuş gibi yaşıyor?

Korkuların yüzde 91’i hiç yaşanmıyor: Beyin olmayanı neden olmuş gibi yaşıyor?

SonTurkHaber.com, Trthaber kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.

"Ya hastalanırsam?"

"Ya başıma kötü bir şey gelirse?"

"Ya her şey ters giderse?"

Bu cümleler, zihnimizde çoğu zaman sessizce dolaşıyor. Hiç olmayacak bir ihtimali, sanki çoktan yaşanmış gibi hissediyoruz. Henüz gerçekleşmemiş senaryoların etkisiyle uykularımız kaçıyor, iştahtan kesiliyoruz ya da günlük kararlarımızda bile temkinli davranıyoruz. Peki, kaygının hayatımızda bu kadar baskın olmasının sebebi ne?

ABD Penn State Üniversitesi’nde yaygın anksiyete bozukluğu (GAD) tanısı almış bireylerle yapılan bir araştırma, bu soruya çarpıcı bir cevap veriyor. Katılımcıların 30 gün boyu kaygı ve endişeleri takip ediliyor. Sürenin sonunda endişelerin yüzde 91,4'ünün hiçbir zaman gerçekleşmediği tespit ediliyor. Geriye kalan yüzde 8,6'lık kısmın ise büyük çoğunluğunun, kişinin beklediği kadar büyük bir zarara neden olmadığı da ortaya çıkıyor.

Ancak beyinde durum farklı olabiliyor. Gerçekleşmeyen senaryolar bile, gerçek bir tehlike gibi algılanıyor. Kalp hızlanıyor, kaslar geriliyor, tüm sistem alarma geçiyor. Peki ama neden? Beyin, olmayanı neden varmış gibi yaşıyor?

[Fotoğraf: Getty]

Bu soruları, Uzman Klinik Psikolog Seda Akçakaya ile konuştuk.

Bir başkasının başına gelen bir olaydı, sanki bizim de başımıza gelebilirmiş gibi düşünebiliriz. Haberlerde gördüğümüz olaylar, sosyal medyada duyduğumuz kazalar, şiddet olayları bizim de için içe kaygıya sürüklenmemize neden olur. Bu olaylarla fiziksel temasımız olmasa bile, zihinsel temas yeterli olabilir.

Uzman Klinik Psikolog Seda Akçakaya

Beyin, hayalle gerçeği neden karıştırıyor?

Bir tehlike gerçek olmasa da, onu hayal etmek bile vücudumuzu alarma geçirmeye yetiyor. Peki bu nasıl mümkün? Uzman Klinik Psikolog Seda Akçakaya bu soruya net bir yanıt veriyor:

"Beyin her zaman gerçekle düşlemi ayırt edemeyebilir. O yüzden biz hayal kurduğumuzda bile beyin onu gerçekmiş gibi algılayıp ona göre bir tepki verebilir. Yani o tehdit sadece hayal ürünü değil, gerçekte varmış gibi beyin onu kodlayarak ona uygun bir tepkide bulunur. Beyin bu durumu bir alarm gibi yorumlar ve bedeni harekete geçirir. Aslında bu, hayatta kalma içgüdünün bir parçasıdır."

Yani zihnimizde bir senaryo kurduğumuzda, beynimiz bu senaryoyu analiz etmiyor; onun için tehlike varsa, gerçeklik de vardır. Bu da evrimsel bir refleks: çünkü hayatta kalma becerimiz, potansiyel tehditleri erkenden algılamamıza bağlıydı.

"Hayatta kalma becerimizi geliştirmek için beyin bunu yapmak zorunda. İyi olanda bir tehdit yoktur, ama beynin en önemli işlevlerinden biri tehdidi algılayıp hayatta kalmamızı sağlamaktır. Bu mekanizma bazen abartılı çalışabilir ama temelinde koruma amacı vardır."

Gerçekleşmeyen korkular bile yorar

Hiç gerçek olmayacak bir tehdit için bile tetikte yaşamaya çalışıyoruz. Bu da zihinsel ve fiziksel bir tükenme yaratıyor. Uzman Klinik Psikolog Seda Akçakaya, bu sürecin insan ilişkilerini bile etkilediğine dikkat çekiyor:

"Sürekli tetikte olmak, alarmda olmak insanı içten içe tüketir. Bu durum zamanla dışarıdan kendimizi izole etmemize, ikili ilişkilerimizi sabote etmemize neden olur. Cesaretimizi kaybederiz, yeni şeyler denemekten korkar hale geliriz. Uzun vadede bu durum bireyin kendine olan inancını da zedeler."

Akçakaya'ya göre, zihinde büyüyen küçük bir korku zamanla hayata bakışı değiştiriyor. Kimi insanlar bir olayı, bir yeri ya da bir kişiyi riskli bulup uzak durdukça, fark etmeden kendi yaşam alanlarını daraltıyor.

Tehlike bizim de başımıza gelebilir mi?

Bazı korkular travmatik bir olay yaşamadan da ortaya çıkabiliyor. Seda Akçakaya, "ikincil travma" kavramının bu durumu tetiklediğini anlatıyor:

"Bir başkasının başına gelen bir olaydı, sanki bizim de başımıza gelebilirmiş gibi düşünebiliriz. Haberlerde gördüğümüz olaylar, sosyal medyada duyduğumuz kazalar, şiddet olayları bizim de için içe kaygıya sürüklenmemize neden olur. Bu olaylarla fiziksel temasımız olmasa bile, zihinsel temas yeterli olabilir."

Bu da zamanla, "Gitmeyeyim, söylemeyeyim, almayayım" gibi cümlelerle hayatı daraltan bir davranış döngüsüne dönüşüyor.

[Fotoğraf: Getty]

Kaygı hep kötü müdür?

Peki kaygının hepsi zararlı mı? Akçakaya, optimal düzeydeki bir kaygının bizi harekete geçirdiğini söylüyor. "Ama bu dengenin altında ya da üstünde olmak, bizi daha savunmasız yapabilir" diye de ekliyor:

"Destek almaktan korkmamalıyız. Problem olması gerekmiyor. Bir uzmanla görüşmek, kendini tanımak, duygularını anlamlandırmak için de gerekli olabilir. Hatta bazen bu farkındalık, ciddi sorunlar ortaya çıkmasının önüne geçebilir."

Kaygıya sahip çok kişi, bu duyguyu ya bastırıyor ya da ertelemeyi tercih ediyor. Oysa duygular, bastırıldığında kaybolmaz; birikir diyen Seda Akçakaya, bu döngüyü kırmanın yolunun inkardan değil, farkındalıktan geçtiğini söylüyor:

"Duygularımızı tanımalıyız. Görmezden gelmek yerine, çözmek için ne yapabilirim diye sormamız gerekiyor. Aksi takdirde bastırılan her duygu, farklı bir yolla geri dönebilir."

Her şey gerçekçi olmayabilir, ama etkisi gerçek

Peki, "Kaygılandığım şeyin gerçekleşmesinden korkuyorum, çünkü gerçekten olursa?" dendiğinde ne olacak? Seda Akçakaya burada, duyguya kulak vererek ilerlemenin daha sağlıklı olduğuna dikkat çekiyor:

"Kaygıyı hiçe saymak değil, onu anlamaya çalışmak gerek. Bu kaygı gerçekleşirse ne yaparım sorusuna cevap aramak, problemi çözmek için stratejiler geliştirmek kişiyi güçlendirir. Bu yaklaşım, bireyin hem kaygısını azaltmasına hem de öz güvenini artırmasına yardımcı olur."

Yani mesele, çok kaygılı olmak değil, kaygıyı nasıl ele aldığımız. Kendimize düşman değil, destek olursak o %91'lik korku senaryosunu yeniden yazabiliriz.

Daha fazla bilgi ve son haberler için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:99
embedKaynak:https://www.trthaber.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 19 Haziran 2025 13:10 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Kayserispor Beşiktaş maçının bilet fiyatları belli oldu

29 Temmuz 2025 13:54see171

Uzak Şehir’in Sadakat i Gonca Cilasun tatilde

29 Temmuz 2025 11:37see167

Son dakika: Suça sürüklenen çocuklara “Minguzzi” ayarı! TCK 31. maddede kritik değişiklik yolda Son dakika haberleri

29 Temmuz 2025 08:36see163

Cep telefonu olan herkese acil uyarı Sözcü Gazetesi

29 Temmuz 2025 09:24see159

Altın fiyatları 3 haftanın en düşüğüne yakın seyirde Canlı altın fiyatları

29 Temmuz 2025 08:06see158

BÜLENT CANKURT Hiç ders almıyoruz! Botu 13 yaşındaki oğluna kullandırttı

29 Temmuz 2025 07:06see157

Zonguldak ta kahreden olay! Baba ile oğlu hayatını kaybetti

29 Temmuz 2025 22:17see151

Sadettin Saran: Bir yapı var

29 Temmuz 2025 21:10see114

2025 Temmuz ayı aktüelleri: BİM, ŞOK, A101, Temmuz 2025 güncel aktüelleri ile bu hafta hangi ürünler indirimde?

29 Temmuz 2025 17:28see112

TÜRK İŞ Başkanı dan Şimşek e HAK İŞ e ağır sözler: Türkiye yoksa maliye bakanına ne gerek var!. Sözcü Gazetesi

30 Temmuz 2025 11:26see112

Türk savunma sanayiinde bir ilk! Gökçeri 10 gün havada kalabiliyor

29 Temmuz 2025 17:34see112

TOFAŞ beklentilerin üzerinde kâr açıkladı Sözcü Gazetesi

29 Temmuz 2025 10:45see111

Çekmeköy de sünger fabrikasında yangın! Trafo sisteminde patlamalar yaşandı

29 Temmuz 2025 23:32see111

Beşiktaş ın yıldızı Tammy Abraham a hırsızlık şoku!

30 Temmuz 2025 17:39see111

Galatasaray, yıldız oyuncunu sözleşmesini uzattı Son Dakika Spor Haberleri

29 Temmuz 2025 19:06see111

Metroda tavşan kostümü ve oyuncak tüfekle gezen şahıs yakalandı İstanbul Haberleri

30 Temmuz 2025 00:29see110

İran dan Trump ın Gazze iddiasına yalanlama

29 Temmuz 2025 12:41see110

Bir aile parçalandı: Dereye uçan otomobilde baba ve küçük oğlu hayatını kaybetti

30 Temmuz 2025 00:46see110

Bursa kundakçısı FETÖ’cü üzerinden verilen mesaj

29 Temmuz 2025 10:49see110

Bir sigara grubuna daha zam!

29 Temmuz 2025 23:48see109
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları