Kurumsalın beyaz yakalı müzisyenleri

Kariyerlerine devam ederken müzikle sosyalleşiyor, bu çalışmaları kurumsal bir yapının çatısı altında gerçekleştirmenin kendilerini disipline soktuğunu söylüyorlar. Sosyal Müzik’in geçen aylarda ‘İş’te müzik, İş’te uyum’ mottosuyla hayata geçirdiği ‘Müzik de Yaparım Kariyer de’ yarışmasında 10 farklı şirketin kurumsal müzik grubu yarıştı. Yarışmanın kazananlarıysa Tibet Ağırtan, Zeynep Casalini, Gür Akad ve Eren Tokgöz’den oluşan jürinin ve yarışma günü izleyici olarak katılan kurumsal çalışanların oylarıyla belirlendi. Yarışmanın birincisi Hepsiburada’nın müzik grubu Hepsiband, ikincisi Pegasus’un grubu Seyrüsefer, üçüncüsü de Bosch Türkiye’nin grubu 1886 oldu.

Hepsiband; rock’tan popa, cazdan elektronik tınılara kadar deyim yerindeyse her telden çalıyor.2024’te kurulan grubun vokallerinde Gizem Altun (insan kaynakları müdürü) ve Oktay Akgüç (kullanıcı deneyimi araştırmacısı), gitarda Onur Getir (satış müdürü), basgitarda Tugan Güven (Hepsiburada Alumni) ve davulda Selçuk Açıkalın (data analisti) var.

Grup nasıl bir araya geldi? Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?

Gizem Altun: Şirketteki iletişim ekibimiz birtakım grupların kurulmasına önayak oluyor. Bunlardan biri de bizim Hepsiband’di. Önce bir seçme yapıldı ve 2024 yılında grup kuruldu. Kurulduktan hemen sonra çalışmalara başladık. Daha sonra yarışmanın haberi geldi. Zaten uzun süredir çalıştığımız bir repertuvar vardı ve yarışmaya uygun olacağını düşündük.

Sizi grup seçmelerine katılmaya ikna eden şey neydi?

Gizem Altun: Hayatımda her zaman müzik vardı. Bunu işimle de birleştirme imkânı doğunca seçmelere katıldım.

Oktay Akgüç: Müzik hayatımın büyük bir parçası. Müzik grubu kurulacağını öğrenince hemen seçmelere katıldım.

Onur Getir: Söz konusu müzik olunca bir şekilde uyumlanmaya çalışıyoruz. Müziği hayatımızda tutmaya çalışıyoruz.

Yarışmada kazanacağınızı hissetmiş miydiniz?

Tugan Güven: Yarışmada her gruba 10 dakika süre veriliyor. Biz formatı öğrendiğimizde, repertuvarımızı biraz daha farklı yorumlamaya karar verdik. Diğer gruplar iki veya üç şarkı söylerken biz altı şarkı sığdırdık performansımıza. Şarkıları da farklı ‘mashup’larla (farklı şarkılardan alınan bölümlerin birleştirilmesiyle oluşturulan yeni bir müzik parçası) birleştirdik. Bu konuda ayrışacağımızı biraz hissettik.

İş yoğunluğu ve provalar arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

Onur Getir: İş ayrı, müzik ayrı ancak müzik her zaman için kafamızda bir yerde çalmaya devam ettiği için sürekliliği sağlamayı önemsiyoruz.

Tugan Güven: Bunu kurumsal bir yapının çatısı altında gerçekleştirmek de disipline sokuyor. Yarışmada diğer gruplar özelinde de gördük bunu. Her grup kurumsal disipline uygun, konsantre ve hiçbir şekilde programı aksatmadan süreci tamamladı. Başlangıç ve bitiş saatlerinde dahi aksama olmadı.

Grubun devam edeceğini varsayıyorum, doğru muyum?

Gizem Altun: Yarışmanın kazananına verilen ödüllerden biri de performans ödülü. Dolayısıyla ileride böyle bir hazırlık sürecimiz ve performansımız olacak. Bunun haricinde şirket etkinliklerinde ya da farklı projelerde sahne almaya devam edeceğiz.

‘MÜZİK BİZİM ORTAK DİLİMİZ’

Grup işteki stresi attığınız bir yer mi?

Gizem Altun: Müzik bizim ortak dilimiz aslında. Ekibin tüm üyeleri bu dili konuşuyor, bu da aramızda güçlü bir bağ kuruyor. Yani sadece kafamızı dağıtmak için yapılan rastgele bir etkinlik değil bu.

Selçuk Açıkalın:  Benim için burası iş hayatından çok şehir hayatının stresinden kaçabildiğim bir alan. İstanbul’un yoğunluğu, kalabalığı ve karmaşası hepimiz için yorucu oluyor. Bu grupsa o baskıdan uzaklaşabildiğim ve rahat nefes alabildiğim bir yer.

Onur Getir: Müziğin kendisi böyle bir şey; insanı odaklıyor, zihni boşaltıyor. Bu sayede iş hayatında daha verimli olabiliyorsunuz.

Bir bakmışsın havada, bir bakmışsın sahnedeler!

Performansıyla dikkat çeken bir başka grup da yarışmanın 2’ncisi Seyrüsefer. Lead gitarda Recep Akay (Airbus 2. pilot), ritim gitarda Batuhan Akgün (Airbus 2. pilot), vokalde Heves Kömbe (Airbus kaptan pilot), basgitarda Mert Anıl Eren (expert eğitim uzmanı) ve davulla back vokallerde Can Sefer (AMOS&Dijital çözümler uzmanı) var. 2024’te kurulan grup yarışmadan önce bazı şirket etkinliklerinde ve yarışmalarda sahneye çıkmış. ‘Müzik de Yaparım Kariyer de’ yarışmasını da edindikleri bağlantılar sayesinde duymuşlar. Grubun performansı kadar ismi de dikkat çekiyor. Grup üyeleri isim seçme sürecini şöyle anlatıyor: “Şirketi temsilen kurulduğu için havacılığa uygun bir isim olmasını istedik. Havacılıkta seyrüsefer; uçuşun kalkış aşamasından inişine kadar takip edeceği güvenli ve en kısa uçuş rotasını simgeler, biz de sahnede kaldığımız süre boyunca birbirimize çok güvendiğimiz ve dinleyicilerin kalbinde kısa sürede güvenli ve keyifli bir yolculuk yapmak istediğimiz için bu ismi uygun gördük.”

Grup bireysel olarak da çok geniş bir yelpazede müzik icra eden üyelerden oluştuğu için ortak zemini bulmak biraz zamanlarını almış. Yoğunluk dolayısıyla bir araya gelmekte zorlansalar da yöneticilerinin desteğiyle bu problemi aşmışlar. Başka projeleri olup olmadığını sorduğumuzdaysa şöyle diyorlar: “Grubun kimyası oturduğu ve birlikte müzik yapmaktan keyif aldığımız için grubu devam ettirmek istiyoruz.”