Maaşlar eriyor! Bu ücretlerle geçinmek mucize
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Türkiye’de ekonomiye dair kritik veriler peş peşe açıklanırken, işsizlik, kira fiyatlarındaki fahiş rakamlar, gıda enflasyonu ve geçim sıkıntısı devam ediyor. Merkez Bankası’nın yayımladığı "Sektörel Enflasyon Beklentileri Raporu"na göre, yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları, reel sektör ve hane halkı bazında ciddi farklılık gösteriyor. Bankacı, yatırımcı ve ekonomistlerin de içerisinde olduğu piyasa katılımcıları yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 23.4 olarak belirlerken, vatandaşların enflasyon beklentisi ise yüzde 54.5 olarak dikkat çekiyor. Üretim yapan, mal ve hizmet satan şirket temsilcilerinin enflasyon tahmini ise yüzde 39 olarak tahmin ediliyor.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ise Temmuz 2025’e ait "Açlık ve Yoksulluk Sınırı" araştırmasını kamuoyuyla paylaşırken, ortaya çıkan tablo vatandaşın enflasyon altında ezildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin yalnızca sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması 26 bin 413 TL’ye yükseldi. Barınma, ulaşım, giyim, sağlık ve eğitim gibi temel harcamaların da dahil olduğu yoksulluk sınırı ise 86 bin 36 TL’ye çıktı. TÜRK-İŞ'in verilerine göre net asgari ücret 22 bin 104 TL ile, açlık sınırının 4 bin 300 TL altında yer aldı. Ayrıca tek başına yaşayan bir çalışanın aylık yaşam maliyetinin de 33 bin 982 TL olduğunun altı çiziliyor. TÜRK-İŞ verilerine göre, mutfak enflasyonu Temmuz ayında aylık bazda yüzde 1.14 artarken, yılın ilk 7 ayında toplam artış yüzde 25.2’e, son 12 ayda ise yüzde 37.3’ye ulaştı. Yıllık ortalama gıda enflasyonu ise yüzde 42.6 olarak kayda geçti.
YAŞANABİLİR ÜCRETUzmanlar, mevcut ücret politikalarının milyonlarca çalışanın temel yaşam hakkını tehdit ettiğini ve yoksulluğun derinleştiğini vurgularken, TÜRK-İŞ tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Yılın ilk 7 ayında mutfak harcamaları dörtte bir oranında arttı. Ailelerin zorunlu temel harcamalarını karşılamakta zorlandığı bu dönemde, ücret politikalarının gerçekçi ve yaşanabilir düzeyde belirlenmesi hayati önem taşımaktadır.”
Ekonominin bir diğer can sıkıcı yüzü ise işsizlikte ortaya çıkmış durumda. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Haziran 2025 verilerine göre, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 8.6’ya çıktı. Bir önceki aya göre 0.2 puanlık artışla işsiz sayısı 52 bin kişi artarak 3 milyon 47 bine ulaştı. Erkeklerdeki işsizlik oranı yüzde 7.1, kadınlardaki oran yüzde 11.4’e kadar yükseldi.
GENÇ İŞSİZLER SORUNUGenç işsizliğindeki artış da dikkat çekti. 15-24 yaş grubundaki gençlerde işsizlik oranı yüzde 16.2’ye çıkarken, bu oran genç erkeklerde yüzde 12.3; genç kadınlarda ise yüzde 23.7 olarak ölçüldü. Resmi işsizlik oranlarının ötesinde, geniş tanımlı işsizliğe işaret eden “atıl işgücü oranı” ise Haziran’da yüzde 32.9’a çıkarak tarihi zirvesine ulaştı. Öte yandan Haziran ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 18 bin kişi azalarak 32 milyon 452 bine geriledi.
TEKSTİLDE KÜÇÜLMEÇalışanların yan ısıra sanayi ve üretim cephesinden gelen veriler de dalgalı seyrin göstergesi durumunda. 2025’in ilk altı ayında İstanbul Sanayi Odası’na kayıtlı 168 üst segment tekstil firması faaliyetlerini durdurdu. İSO 17. Grup Dış Giyim Sanayii Meslek Komitesi Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ise kısa çalışma desteğinin yeniden devreye alınması, yerli katma değerin teşvik edilmesi ve inovatif yatırımların desteklenmesi yönünde çağrıda bulundu.

Kamuoyu Araştırmacısı Volkan Tebrizcik, mevcut tabloyu yorumlarken, geçim sıkıntısının istatistiklerin ötesine geçtiğini belirterek, "İşin var şükret' söyleminin yerini 'iş olsa neye yarar, geçinemiyorum' gerçeği almış durumda. Artık mesele yalnızca iş bulmak değil, bulunan işle temel ihtiyaçların karşılanıp karşılanamadığı meselesine dönüşmüş durumda. Bu tablo karşısında toplumun büyük kısmı ekonomik geleceğe dair umut beslemekte zorlanıyor" dedi.
Kaynak: Web Özel


