Mansur Yavaş’ın cesaretinin kaynağı ne? Cesaret, temiz bir hikayenin armağanıdır
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Sokrates’in mahkûm edildiği gün, karısı Xanthippe gözyaşları içinde,
“Yok yere idam edecekler seni,” der.
Sokrates de büyük bir cesaret ve rahatlıkla:
“Suçlu yere idam etseler daha mı iyiydi?” der.
Tarih hep tekerrür, maalesef hatalar da…
İnsan doğası asırlar boyunca değişse de değişmez. Yüzyıllar önce nasıl doğru ve dürüst olmanın ağır bedelleri olduysa, kalbi kötülük için atan çıkarcı insanlar varsa, günümüzde de doğruyu söyleyen, dürüst yaşayan, çıkar çarkına çomak sokan önemli kişileri yok etmek isteyen, en azından adına çamur atmak isteyenler var.

Uzun zamandır muhalif belediyeler üzerine kurulan hileli tuzaklar, şimdi de Ankara Belediyesi için kuruluyor.
Mansur Yavaş, Anadolu halkının sevgisiyle büyümüş, temizliği, adaleti, hizmetleri, devlet terbiyesi, merhameti ve çalışkanlığıyla bilinen ve çok sevilen bir liderdir.
Mansur Yavaş her seçimde bu müspet özelliklerinden dolayı seçilmiş, hatta deyim yerindeyse her seçimde yıldızını daha da parlatmış bir liderdir.
Onun parlayan ışığı, yarasaların hem gözlerini kamaştırıyor hem de onları rahatsız ediyor.
Mansur Başkan’ı halkın gözünde itibarsızlaştırmak için iftiralara, yalanlara, kumpaslara başvuruyorlar.
Yalanların dört bir yanımızı kuşattığı bu çağda kurtuluşumuzun yolu aslında çok basittir: Gerçeğe gözlerimizi açmak.
Tek gerçekse, Mansur Başkan’ın “Ankara ve Ankaralı sevdasıdır.”
Aynı şekilde Ankaralı da başkanını çok sevmekte ve bu kirli oyunlara yedirmeyecek kadar koruyup kollamaktadır.
Onların kalplerini kötülük esir alsa ve tüm güçlerini kullansalar da, kötülüğün eseri hiçbir zaman kalıcı olmaz ve kötü insan, asla iyi anılmaz.
Bugün Başkan’a kurulmaya çalışılan bu tuzaklar, yarının utanç sayfalarına kazınacaktır.
Bu tuzağı kuranlar bilmelidir ki yarın hesap verecekler.
Mansur Başkan, ana sütü gibi temiz bir siyasetçidir.
Siyasetin kirli sahnesine yakışmayacak kadar masum bir liderdir.
Masumiyet, ışık gibidir.
Üstüne ne kadar gölge düşerse düşsün, eninde sonunda parlar.
Karanlık onu söndüremez; sadece onun varlığını kanıtlar.
Mansur Yavaş’ın ışığı da tam olarak böyle bir ışıktır: Parlak, temiz, güçlü, halkın vicdanında kök salmış bir aydınlıktır.
Bırakalım karanlıktan beslenen yarasalar kanat çırpsın kendi karanlıklarında.
Onun dürüstlüğü, halkın gözündeki güveni asla sarsılmaz.
Atılan her iftira, her saldırı, o güveni daha da sağlamlaştırır.
Çünkü Mansur Başkan’la Ankaralı arasında güvenli bir bağ vardır.
Bu bağı asla koparamazlar.
Özgürlük, korkmadan yaşayanların hakkıdır.
Ve Mansur Yavaş, korkmadan yaşayan, doğru bildiği yoldan şaşmayan bir liderdir.
Cesaretinin kaynağı, dürüstlüğüdür.
Yüzyıllar önce korkmadan “Enel Hak” diye Allah’ın birliğini halka cesurca haykırarak hakikatin bedelini canıyla ödeyen Hallacı Mansur’un adını taşıyan Mansur Başkan da, korkmadan ve cesurca “Alnım ak” diyor.
Biri hakikati söylediği için canını verdi, diğeri hakikati ve Ankaralı’nın hakkını savunduğu için hedefte. İkisini de halkın vicdanı koruyor; çünkü halk bilir, doğruyu da yanlışı da…
Ve işte bu yüzden, tüm iftiralara, tüm karanlığa rağmen, Mansur Yavaş dimdik ayaktadır.
Onun arkasında çıkar çevreleri değil, halkın duası ve vicdanı vardır.
Gerçekler er ya da geç açığa çıkar; yalanlar unutulur, gerçekler kalır.
Kötülüğün hükmü geçicidir; dürüstlük her zaman geçer akçedir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…


