Mars ta bulunan potansiyel biyolojik iz ne vaat ediyor?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Martínez-Frías, bu keşfin Mars’ın geçmişinde mikrobiyolojik aktivitelerle bağlantılı süreçlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini gösterdiğini belirtti. Jezero Krateri’ndeki jeolojik bağlamla da uyumlu olan bu kaya, tüm spektroskopik tekniklerle analiz edildiğinde olağanüstü bir bulgu olarak öne çıktı.
Jeolog, “Astrobiyoloji ve jeoloji çalışmalarında her zaman bir biyomarker bulma umudu vardır, fakat bu kadar farklı ve umut vaat eden bir kaya ile karşılaşmayı beklemiyordum” dedi.
“Sapphire Canyon” olarak adlandırılan bu kaya, bugüne kadar Mars2020 misyonunda ve önceki görevlerde bulunan her şeyden farklı.
Zorlu bilimsel süreç ve tartışmalarAraştırma ekibi, bu keşfi doğrulamadan önce hem abiyotik (canlı olmayan) hem de biyotik (canlı kaynaklı) alternatifleri değerlendirmek ve verileri titizlikle işlemek zorunda kaldı. Bulgular ayrıca son Lunar and Planetary Science Conference’da (LPSC) bilimsel tartışmalara sunuldu.
Martínez-Frías, NASA’nın bu süreci çok iyi organize ettiğini vurgularken, Mars araştırmalarının dört temel dayanağını şöyle sıraladı: Mars’tan gelen göktaşları, Mars’a gönderilen görevler, Mars simülasyon odaları ve Dünya’daki Mars benzeri ortamlar.
Dünya’ya getirilmesi planlanıyorSapphire Canyon, Perseverance tarafından saklanan 27 kaya çekirdeğinden biri. Asıl hedef, bu kayayı Mars Sample Return misyonuyla Dünya’ya getirip çok daha detaylı analiz etmek. Ancak bu görev için net bir tarih bulunmuyor. Martínez-Frías, “Jeopolitik koşullar değişken. Şu anda insanlı görevler daha çok önceliklendiriliyor. Ama bu misyonun sonunda başarıyla gerçekleşeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, bu bulgunun daha fazla finansmana katkı sağlayabileceğini de ekledi: “Bu çapta bir keşif hak ettiği önemi görmeli. Mars’ta seçilmiş diğer örnekler de aynı değeri taşıyor.”
Jeolojiye adanmış bir yaşam1986’da Jeoloji Bilimleri doktorasını alan Martínez-Frías, CSIC’teki görevlerinin yanı sıra NASA ile çalışıyor. İspanya Gezegen Bilimleri ve Astrobiyoloji Ağı’nın (REDESPA) kurucusu ve başkanı, İspanya Jeoloji Derneği Gezegen Jeolojisi Komisyonu’nun ve Uluslararası Jeomiksetik Derneği’nin (IAGETH) kurucu isimlerinden. Ayrıca Astrobiyoloji Merkezi’nin kurucularından ve Carlos III Üniversitesi’nde Onursal Profesör.
Kariyerini anlatırken kendisini “meraklı, hayal gücü yüksek, azimli, hevesli ve çalışkan” olarak tanımlayan jeolog, NASA’daki görevleri nedeniyle farklı zaman dilimlerini dengelemek zorunda kalıyor.
Çocukken Ay’a ilk insanın inişine tanıklık eden Martínez-Frías, aynı heyecanla bir gün insanlığın Mars’a ayak basmasını görmek istediğini söylüyor. Çalışmaları sayesinde insanlık, Mars’ta yaşamın var olup olmadığına dair sorunun yanıtına her zamankinden daha yakın.


