MELİH ALTINOK ‘Kürt’ diyemedikleri için ‘İzmirli değil’ diyorlar
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.

CHP ve güya solcu basın, elbirliğiyle Devrimci İşçi Sendikaları'nın İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki grevini kırmayı başardılar.
Memleketteki sol muhalefetin hâli pürmelalini anlamak için aslında bu tek cümle bile yeterli.
Ama durun, dahası da var.
DİSK'in abonesi olduğu solcu gazeteler, yazarlar bir de "kolektif başarılarını" kutluyorlar. Uzun uzun analizler yapıp, işçiler grev sonunda istediklerinden az maaşa ikna edildikleri için kazananın halk olduğunu söylüyorlar.
Zemberekleri boşalmış, şirazeleri kaymış hâlde.
Zimmetine milyarlar, Boğaz'a nazır villalar geçirdiği suçlamasıyla yargılanan belediye başkanlarıyla saf tutup, "Kurtuluş yok tek başına" diye slogan atıp tarihe geçmiş bir ittifaktan bahsediyoruz.
Dolayısıyla DİSK Genel İş Sendikası üyelerinin resimleri üzerinden ırkçılık yapmaları utanç verici olsa da şaşırtıcı değil.
Kanaat önderleri olan Mine Kırıkkanat gibi "İzmirli değiller" ya da kurnazca "KK'nın hemşerileri" diyerek yumuşatmalarının sebebi de malumunuz:
Son yerel seçimlerde DEM Parti'yle kent uzlaşısı yapıp oylarıyla büyükşehirleri aldıkları için "Kürt bunlar", "Doğulu", "Mardinli", "Tuncelili..." diyemediklerinden dudaklarını ısırıp "Hiç de İzmirliye benzemiyor" diye söyleniyorlar.
***

HEPİNİZ ORADAYDINIZ...
Sanal vahşi Batı'da geçen gece yine linç partisi vardı.
Marmaray'da çekilmiş, öncesi, sonrası, bağlamı belli olmayan bir kavganın görüntülerini, toplu hâlde birini sevmeye ya da ondan nefret etmeye aşırı meyilli yığınların önüne attılar.
Ardından kurtlar sofrasında insanları büyük bir iştahla çiğ çiğ yediler.
İlk lokmaları, 20'li yaşlarındaki İbrahim Ayhan'dı.
"Mavi gömlekli" diye ad taktıkları genç adamın fotoğrafını, ev adresini, okuduğu üniversiteyi, kimlik bilgilerini elden ele yayıp "Katli vaciptir" diye fetvalar verdiler.
Şimdi görüntüleri çeken gazeteci, başta yapması gerekeni sonda yapıp olayın öncesini de itiraf edince, Marmaray'da 18 yaşındaki bir kızı ağlatacak kadar ezdiği ortaya çıkan babanın "mavi gömlekliden" şikâyetçi bile olmadığı öğrenilince halka itidal telkini moduna geçtiler.
Dün baktım, olayın ertesi günü kıyıyı döven popülist linç dalgasının üzerinde sörf yapanlar, linç edilenlerin de ifadelerini yazdığım için hata yaptığımı söyleyenler hâlâ ahaliye akıl vermekle meşguller:
"Önünü arkasını tam bilmeden vurun mavi gömlekliye yapmamalıymışız..."
Ha bir de "Bir görüntünün sadece bize sunulan kısmıyla yetinmemeliymişiz."
Evet haltı yiyen kendisi ama şair burada size sesleniyor.
Sorsan yılların gazetecileri, kimseyi de beğenmiyorlar.
Onca yıldan sonra çıkardıkları dersin, idrak edebildikleri gerçekliğin seviyesi ise 5N1K.
Ama Oğuz Atay'ın karikatürize ettiği tipler gibi, "Halkım neden böyle yapıyorsun, neden bir türlü aydınlanmıyorsun" diye söylenmeyi ciddiyet, sorumlu gazetecilik diye satmaktan gocunmuyorlar.
Kılavuzu, kanat önderi bunlar olanın burnu linçten çıkar mı?
***

İNSAN NE YAPMADIĞINI HATIRLAMAZ MI YAHU
Haaretz gazetesi sağ olsun üşenmemiş saymış. Hakkındaki yolsuzluk davasında ilk kez çapraz sorguya alınan İsrail Başbakanı Netanyahu, 1788 defa "Hatırlamıyorum" cevabını vermiş.
Basitçe "hayır" demek varken Netanyahu'nun "hatırlamıyorum" demesinin savcılık tarafından yalan olarak değerlendirileceği tahmin ediliyor.
Yolsuz soykırımcının cevabı, gündüz kuşaklarından aklımda kalan bir sahneyi gözümün önüne getirdi.
Bir kadın, çocuğunun sütçüden olduğuna yönelik iddialara şöyle yanıt veriyordu:
"Hatırlamıyorum. Geçmiş gün. Şimdi ne desem yalan olur."
***

GÖZÜMÜZ GRETA'NIN ÜZERİNDE
Filistin'e destek için tekneyle yola çıkan Greta Thunberg ve arkadaşları İsrail tarafından taciz ediliyor.
Tel Aviv dün de, Madleen isimli teknenin Gazze kıyılarına yanaşmasına müsaade etmeyeceklerini ilan etti.
Şu saatten sonra Greta'nın başına yıldırım düşse sorumlusu İsrail'dir.

