Nabız artışına sebep harika bir mecra: Next Sosyal Düşünce Günlüğü Haberleri

Sosyal medya bugün yalnızca içerik akışı değil, değerlerin aşınması ve kültürel anlamın çözülmesi riskini de yönetmeyi gerektiriyor. Değer‑merkezli tasarım ve etik ilkelere dayalı milli alternatifler bu nedenle stratejik önem taşıyor. İşte Next Sosyal, tam da bu nedenle tüm insanlık için bir umut ve huzur mecrası olabilir!

Dr. Muhammed Ersin Toy - Medya Stratejisti

Türkiye’nin yerli ve millî sosyal medya mecrası Next Sosyal, 20 Temmuz’da tüm dünyanın erişimine açıldı. Çok kısa sürede 300 bin kullanıcıyı geçen mecranın, kısa sürede milyonları görmesi bekleniyor. Next Sosyal, kuruluş felsefesini ahlaki değerlere ve adalet ilkesine dayandırarak farklı bir düşünce ikliminin temsilcisi olduğunu vurguluyor. Kısa sürede süper‑app kimliğine bürünmesi planlanan Next, “başka bir dijital dünyanın mümkün olduğunu” gösteren yeni bir kapıyı aralayacak gibi görünüyor.

ALGORİTMİK HEGEMONYA

Gündelik hayatımıza 2000’li yılların başından itibaren giren sosyal medya platformları, bugün yaklaşık yirmi yıllık birikimle hayatımızın her tarafını sarmış ve tasallut etmiş durumda. Bu mecralar yalnızca dijital iletişimi dönüştürmekle kalmadı; aynı zamanda günümüz teknolojisinin yeni paradigması hâline gelen yapay zekânın kristalleştiği ve hızla evrildiği temel altyapıyı da sağladı. Yapay zekânın gelişimi için gerekli olan veriler ve makine öğrenmesi “sosyal medya” platformları üzerinden sağlandı. Böylece kısa sayılabilecek bu tarihsel dönem, sosyal medyayı bireysel ilişkilerden siyasal katılıma, ekonomik örgütlenmeden kültürel üretime kadar hayatın neredeyse her evresinin merkezine yerleştirdi. Dönüşümün büyük ölçüde Batı merkezli şirketler ve bunlarla bağlantılı savunma–istihbarat ekosistemi üzerinden gerçekleşmiş olması, yerelulusal alternatiflerin sınırlılığını derinleştirerek bağımlılık ilişkisini pekiştirdi. Batı dünyası, sosyal medya ve dijital gelişimdeki teknolojik sahiplik yapısı ile aslında yeni bir sömürü ve bağımlılık ilişkisi de kurdu. Bugün bu sömürüyü, elde ettiği verilerle yapay zeka alanında da dönüştürüyor.

Sosyal medya platformlarının dünya çapında hızla yaygınlaşması ve akıllı telefonların yapay zekâ entegrasyonuyla bizzat birer sosyal mecra hâline gelmesi, kullanıcıları fiilen Batı merkezli bir iletişim ve teknoloji mantığının içine yerleştiriyor. Akıllı telefonlardaki yapay zekâ uygulamaları aracılığıyla gündelik hayatımıza ilişkin veriler, aramalar ve etkileşimler sürekli toplanıyor; böylece sosyal ağların sahipleri neyin görünür olacağına, neyin önemsizleşeceğine ve hangi davranışların ödüllendirileceğine algoritmik bir hâkimiyet üzerinden yön verilebiliyor.

HANGİ DÜNYA TASAVVURUNUN PARÇASIYIZ?

Bu dijital medya ve sosyal medya platformları aynı zamanda bir dünya tasavvuru sunuyor; ahlaki, inançsal ve ideolojik bir çerçeve de taşıyor. Batı’nın temel düşünce unsurları—emeğin özgürlük karşılığında satılması, “özgür emeğin rasyonel kapitalist örgütlenmesi”, araçsal akıl, seküler‑pozitivist bilgi anlayışı, rasyonalizm, kapitalizm ve neoliberal yönetişim—sosyal medya üzerinden sürekli tekrarlanarak “normal” ve “kabul edilebilir” olana dair sınırları belirliyor. Bu düzende kullanıcı, aynı anda içerik üreten, veri sağlayan ve tüketen bir prosumer’a (üreten tüketici) dönüşüyor; dikkat ve zaman “gözetim kapitalizmi” mantığıyla ekonomik değere çevriliyor. Böylece söz konusu değerler yalnızca söylemle değil, platform tasarımları, algoritmalar ve veri işleme pratikleri aracılığıyla gündelik alışkanlıklara yerleşiyor; kullanıcı da çoğu zaman farkında olmadan bu değerlerin taşıyıcısı hâline geliyor. Zira bu ekosistemde neyin “ahlaki”, “normal” ya da “yasak” olduğuna çoğunlukla filtreler ve algoritmalar karar veriyor. Bu durum, dijital bağımlılığı ve kültürel benzeşmeyi artırarak “dijital egemenlik/hegemonya” tartışmalarını gündeme taşıyor.

Son yirmi yılda sosyal medya, Batı dünyasının teknolojik ve dijital alanlardaki tekelleşen yapısının etkisiyle tek tip bir kültürel hegemonya altında şekillendi. Yapılan analizlere göre platformlar; İslamofobi ve Türkofobi dâhil çeşitli önyargı ve dezenformasyon türlerini dolaşıma sokarak provokasyon, nefret söylemi, ırkçılık ve toplumsal parçalanma risklerini besledi. Ahlaki düzlemde pornografi ve kumar/bahis içeriklerinin yaygınlaştığı; ayrıca LGBT ve cinsiyetsizlik temalı içeriklerin görünürlüğünü ve normalleşmesini artıran algoritmik süreçlerin toplumsal değerlere meydan okuyan bir zemin oluşturduğu görülüyor.

KİME GÖRE ÖZGÜR NEYE GÖRE BAĞIMSIZ?

Sosyal medya bireylere ifade ve görünürlük imkânı sunsa da, “değer, erdem ve ahlak‑merkezli” bir tasarımla desteklenmediğinde çıkar ve seküler kazanç odaklı işleyiş ciddi tahribat üretebiliyor. En başta yerel kültürel değerler aşınıyor; yapay ve günübirlik akımlar “kültür” diye sunuluyor, anlam yüzeyselleşiyor. “Fenomenlik” ve içerik üretimi, kapitalizmin döngüsünde her gün yeni bir akım ve gündemle seri üretime dönüşürken kitleler de bu döngünün gönüllü üreticileri hâline geliyor. Böylece ekosistem, değerleri taşıyan bir araç olmaktan çıkıp, değerleri biçimlendiren ve hızla tüketen bir mekâna evriliyor. Sonuçta “herkesin her şeyi söyleyip yapabildiği”, sınırların ve ortak bir ahlaki uzlaşının eridiği bir zemin oluşuyor. Bu tasarım, şiddeti, hakareti ve ölçüsüzlüğü ödüllendiren bir dinamizme dönüşebiliyor.

Uzun yıllardır Türkofobi ve İslamofobi eleştirileri içeren bazı içerikler görünürlüğünü kaybetti. LGBT karşıtı içerikler de kaldırıldı. Bunun yanı sıra sivil toplum raporlarına ve analizlerine göre 7 Ekim 2023 İsrail Terör devletinin soykırımı sonrası Filistin lehine paylaşımların çok büyük bir kısmı sansüre uğradı. Bu durum, platform politikalarının tarafsızlığını artık şüphesiz bir şekilde askıya aldı. Dijital platformlar, sahiplerinin ideolojik ve siyasi tutumuna göre “özgür ve bağımsız” olabilirler ancak.

HAKİKAT ADASI: NEXT SOSYAL

Ahlak, erdem ve insanlığın ortak yararı gözetilmeden tasarlanan sosyal medya ve dijital platformlar insanı yalnızca tüketen, sembolleştirilen, kontrol edilebilir ve nesneleştirilmiş bir özneye indirger; böylece küresel sermaye aktörlerinin çıkarlarına hizmet eden bir döngüyü yeniden üretir. Hatta İsrail’in soykırımını algı yönetimi ve dezenformasyonla destekler hale gelebilir, LGBT gibi sapkın inançların ve hastalıkların normalleştirilmesini izleyebiliriz. Kısacası, sosyal medya bugün yalnızca içerik akışı değil, değerlerin aşınması ve kültürel anlamın çözülmesi riskini de yönetmeyi gerektiriyor. Değer‑merkezli tasarım ve etik ilkelere dayalı milli alternatifler bu nedenle stratejik önem taşıyor. İşte Next Sosyal, tam da bundan dolayı tüm insanlık için bir umut ve huzur mecrası olabilir!

BURADA TOPLANIYORUZ MİLLET!

20 Temmuz itibarıyla Türkiye’nin yerli ve millî sosyal medya platformu TEKNOFEST Next Sosyal küresel kullanıma açıldı ve kısa sürede yaklaşık 300 bin kullanıcı aştı; yakın dönemde milyonlara erişmesi bekleniyor. Platformun kurucu felsefesi, 2018’den bu yana düzenlenen TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalinin biriktirdiği deneyime dayanıyor. “TEKNOFEST gençliği” teknoloji yarışmaları, hava gösterileri, konserler ve söyleşilerle toplumda teknolojiye ilgiyi artırırken, Türk toplumunun “teknoloji üreten ve geliştiren” bir topluma dönüşmesi yönünde farkındalık oluşturdu. Aynı gençlik ve aynı ruh, bu birikimi yerli ve bağımsız bir dijital ekosisteme taşımak üzere Next Sosyal’i kuruyor. Next, savunma sanayisi kadar kritik görülen millî dijital bağımsızlık hedefinin adıdır.

Platformun önemi tam da bu değerlerden besleniyor: insanlığın ortak menfaatini önceleyen, adalet‑ahlak‑hakikat merkezli bir yaklaşım. Bu ekosistemde algı operasyonu, dezenformasyon, fitne, hakaret, değerlere saygısızlık ve inanç manipülasyonuna yer yok; amaç, bizden, aileden, razı olacağımız güvenilir bir dijital iklim inşa etmek.

AHLAKLI YAPAY ZEKA, ERDEMLİ SOSYAL MEDYA

Next Sosyal, TEKNOFEST kuşağının imzasını taşıyan bir girişimdir ve Türkiye’nin tam bağımsızlık vizyonu açısından stratejik bir adım sayılmalıdır. Hedef; mesajlaşmadan ödemeye, e‑ticaretten seyahate kadar çoklu hizmeti tek oturumda sunan, tam teşekküllü bir süper‑app kimliğine kavuşmak—yani bugün farklı mecralara dağılmış işlevleri aynı çatı altında birleştirmek.

Next Sosyal’in öne çıkan bir başka özelliği, yerli ve millî altyapısının yanı sıra T3 Akıllı Bot (T3AI) entegrasyonudur. Bu yapay zeka, kullanıcıların gönderdiği içerikleri denetleyerek, anında müdahale edebilecek. Kullanıcıların etiketlediği paylaşımlara anında yanıt da veren bu yerli yapay zekâ, “ahlaklı yapay zekâ” sloganıyla platformun değer çerçevesini görünür kılıyor. Çok dilli içeriği anlayabilmesi ve Grok gibi küresel örneklerde zaman zaman görülen tartışmalı üslup, ırkçılık, küfür ve yerel değerlere/kutsallara yönelik manipülasyon risklerine karşı “etik filtre” sunma vaadi Next Sosyal’i ideolojik ve kültürel açıdan farklılaştırıyor. Gönüllü katılım ve kamu‑özel paydaşları sayesinde modelin aynı zamanda bir yapay zekâ farkındalığı ve yetkinlik geliştirme aracı hâline gelmesi hedefleniyor.

YERLİ YAPAY ZEKANIN VİTRİNİ

Platformun temel misyonu; sahte hesapların, dezenformasyonun, hakaretin, psikolojik şiddetin, istismarın ve algoritmik müdahalelerin olmadığı, kullanıcılara güvenli ve huzurlu bir ortam sunan bir dijital iklim kurmak yani “evin içinde rahatsızlık yaratmayan” bir mecra inşa etmek. Bugün ChatGPT, Gemini gibi dil temelli yapay zekâ uygulamalarının temelinde sosyal medya ve dijital ağlar üzerinden insan davranışlarına ilişkin geniş veri yığınlarının analizi bulunuyor. Yerli ve millî bir sosyal medya ile yapay zekâ ekosistemi istiyorsak verilerimizin dışarıda değil, içeride işlenmesi; eğitiminin ahlak ve erdem ilkeleriyle yürütülmesi stratejik bir gerekliliktir. Kısa sürede Next’in geliştirilmesi ile birlikte yerli yapay zeka uygulamasını da görebiliriz.

Next Sosyal; yerli veri barındırma, reklamsız kullanım, algoritmik şeffaflık iddiası ve “ahlak” merkezli T3AI entegrasyonu sayesinde Türkiye’nin dijital egemenlik ve yerli yapay zekâ stratejisinin vitrini olarak konumlanıyor. Batı merkezli platformların neden olduğu tahribat ve bağımlılık riskleri göz önüne alındığında Next Sosyal’e sahip çıkmak, açıkçası milli dijital bağımsızlığın temel unsurlarından biri hâline gelmiştir. Hoş geldin Next Sosyal !

BİR ÖNERİ

Birçok insan gelişmeleri bu tür sosyal medya mecralarından takip ediyor. Uyanır uyanmaz sosyal medya uygulamalarını açıp haberleri ilk buralarda okuyor. İşte tam bu noktada bir önerimiz var: Next Sosyal haberin merkezine dönüşmeli!

Türkiye son dakika haberlerini Next’ten öğrense; tüm ajanslar ve haber kanalları son dakikalarını, tüm resmi kurumlar açıklamalarını ilk önce Next’te paylaşsa harika olmaz mı?