Ölüme yol açan sinsi tehlike: En sık karşılaşılan 5. kanser türü! Baş boyun kanserlerine dikkat! Uzmanlar uyarıyor: Bu belirtileri ciddiye alın...
SonTurkHaber.com, Mynet kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Kulak Burun Boğaz uzmanı Prof. Dr. Ertap Akoğlu ölüme sebebiyet veren kanser türlerinin içinde en sık karşılaşılan 5. tür kanser olan baş boyun kanserleri hakkında önemli bilgiler verdi. Sıklıkla gırtlak ve tiroid kanserleri görülse de tıpkı yüz cildi kanserleri ve tükürük bezi tümörleri gibi bu bölgedeki her doku türünün bir kanseri olabileceğini ifade etti.

Kanserin bulunduğu yere göre belirti verdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Akoğlu "Gırtlak kanseri ses kısıklığına veya nefes darlığına yol açabilir. Tiroid kanseri, boyunda beliren bir şişlik, bir yumru olarak kendini gösterebilir. Ağızdaki bir yara, dudakta iyileşmeyen bir yara, yüz cildindeki kabuklu veya renkli bir büyüme, sinsi bir burun akıntısı bir kanser işaretçisi olabilir" dedi.
"BOYUN ŞİŞLİKLERİ GENELLİKLE AĞRISIZ OLUR"Hastalığı erkenden fark edebilmek için belirtileri iyi gözlemlemek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Akoğlu "Baş boyun kanserleri genellikle vücutta herhangi bir yere yayılmadan önce boyundaki lenf düğümlerine yayılır. Boyunda 2 haftadan uzun sürede geçmeyen şişlikler en kısa zamanda bir doktor tarafından görülmelidir. Tabii ki tüm şişlikler kanser demek değildir. Ancak şişlik ya da şişlikler ağız, gırtlak, guatr kanseri, bazı lenf kanserleri ve kan kanserinin ilk belirtisi olabilir. Böyle şişlikler genellikle ağrısız ve gittikçe büyüme eğilimindedir" diye konuştu.

Pek çok gırtlak kanserinin ses değişimine neden olduğunu belirten Prof. Dr. Akoğlu yine 2 haftadan uzun süren ses kısıklığı ya da ses değişimleri halinde doktora başvurmak gerektiğini vurguladı. Bir KBB ve baş boyun uzmanının ses tellerini kolay ve ağrısız yöntemlerle muayene edebileceğini söyledi.
Dil ve dudak kanserlerinin genelinin geçmeyen yara ve şişliğe neden olduğuna işaret eden Prof. Dr. Akoğlu "Yara ve şişlikler iltihaplanmadıkça ağrısızdır. Kanama görülebilirse de sıklıkla hastalığın ileri dönemlerine kadar görülmez. Yara ya da şişlik boyundaki bir kitleye eşlik ederse bu son derece ciddiye alınmalıdır. Diş doktorunuz ya da doktorunuz biyopsi (doku örnekleme testi) gerekip gerekmediğini değerlendirip bu işlem için sizi bir baş boyun cerrahına sevk edebilir" dedi.

Prof. Dr. Akoğlu kanamaların sıklıkla kanser haricinde bir nedene bağlı olduğuna değinerek yine de ağız, burun, boğaz ve akciğer tümörlerinin kanamaya neden olabildiğini; bu nedenle birkaç günden fazla bir süre tükürük veya balgamda kanama görülürse yine buna dikkat etmek gerektiğini anlattı.
Boğaz ve yemek borusu kanserlerinin katı gıdaların ve bazen sıvıların yutulmasını zorlaştırdığını belirten Prof. Dr. Akoğlu "Gıda belli bir noktada batma hissi uyandırıp ya mideye gider ya da ağızdan geri gelir. Bu durumda bir doktora başvurmalısınız. Genellikle X ışınlı baryum yutma filmi ya da yutturulan bir tüp yoluyla yemek borusunun direkt muayenesi ile neden ortaya konulur" dedi.

Baş boyun kanserlerinin tedavisinin erken teşhise bağlı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Akoğlu şunları kaydetti: "Kanser tedavisinde pek çok ayrı uzmanlık alanının birlikte çalışması gerekir. Baş-boyun kanserlerinde bu orkestrasyonu sağlayan kişi bir baş-boyun cerrahı olacaktır. Tedaviler, esasen cerrahi, radyoterapi (ışınla tedavi), daha seyrek olarak kemoterapi (ilaçla tedavi), ve bazen de birleşik tedaviler şeklinde olacaktır. Baş boyun kanserleri erken yakalanırsa tedavi edilebilirler. Baş boyun kanserinin erken belirti vermesi erken tanı konulabilmesini sağlar."

Baş boyunda çok sık karşılaşılan deri kanserinin erken başlanan tedaviye iyi yanıt verdiğini söyleyen Prof. Dr. Akoğlu en sık alın, yüz, kulak gibi cildin güneşe maruz kaldığı yerlerde görülürse de cildin herhangi bir yerinde olabileceğini dile getirdi. Deri kanserinin sıklıkla küçük soluk bir yara şeklinde başlayıp yavaş büyüyerek, ortasında gamze şeklinde bir çukur ve hatta ülser oluşturarak ilerlediğini; bu alanın bir kısmı iyileşirken daha büyük bir bölümünün ülser olarak kaldığını ve bazı deri kanserlerinde renk değişimi görüldüğünü sözlerine ekledi.
(İHA) Bu içerik Sedef Karatay tarafından yayına alınmıştır


